MGK ve Genelkurmayın ele aldığı hiç bir konu hayırla sonuçlanmamıştır şimdiye kadar. Bu durum yılların tecrübesiyle sabittir, işte Kürt sorunu, işte Güneydoğu politikaları. Önce kızıştırıp tırmandıran sonra çatıştırıp terör ablukası oluşturan egemenler Güneydoğu politikasını Karadeniz'de de yaygınlaştırmaya çalışıyor. 1996'nın Ekim ayından itibaren yoğunlaşan düzenin provokasyonları neticesinde Karadeniz bölgesini de kangren haline sokacak koruculuk sistemi ve olağanüstü hal politikaları yerleştirilmeye çalışılıyor.
Baskı ve korku politikalarının merkez üssü MGK/Ordu devleti diğer bölge olaylarında olduğu gibi Karadeniz'e yönelik uygulamalarında da kamuoyunu yanıltmak amacıyla saptırıcı politikalar gündeme getiriyor. Yirmi yıldır her bahar "belini kırdık yok ettik" dedikleri PKK'nın Güneydoğu'da sıkıştığını, hem savaşı tüm ülkeye yaymaya çalıştığı, hem de uyuşturucu ve silah ticareti için yeni bir hat oluşturmayı amaçladığı haberini çeşitli merkezlerden yaygınlaştırıyorlar.
Öncelikle devlet müslümanlar da dahil her muhalif oluşumu PKK ile ilişkilendiriyor, mümkünse eşitliyor, ilk elden ele alınacak konu Karadeniz bölgesinde Kürt kökenli insanların sayısının parmakla gösterilecek kadar az olmasıdır. İkinci husus ise Karadeniz'de Güneydoğudaki gibi Korucu-Özel Tim-Jandarma tarzı bir yapılanmayı oluşturmak üzere idari ve askeri bürokraside bazı değişiklikler giderek bölgede kronik bir korku ve teyakkuz halini hâkim kılarak "terörle mücadele" adı altında hukuksuz uygulamalarını meşrulaştırma çabasıdır. Laik militer düzen, tıpkı Güneydoğu'da olduğu gibi Karadeniz'de de kargaşa ortamı çıkararak, jandarma devletini daha bir muhkem hale getirmek istiyor.
Son bir yıl içerisinde Ordu, Giresun. Tokat ve Sivas il sınırları içerisinde meydana gelen bazı silahlı olaylar neticesinde, devletin, bu bölgelere Güneydoğu'dan jandarma-komanda birlikleri kaydırdığı, Özel Tim takviyesi yaptığı ve halka silah dağıtarak gönüllü koruculuk sistemini yerleştirme işlemlerini hızlandırdığı biliniyor. Jandarma deyince Giresun'da bulunan, Susurluk skandalının kahramanlarından Kocaeli il jandarma eski Alay komutanı Tuğgeneral Veli Küçük ismi dikkat çekiyor. Diğer dikkat çeken iki isim ise Güneydoğu'da koruculuk sistemini yaygınlaştırmasıyla tanınan Şırnak eski valisi, şimdiki Ordu valisi Mustafa Malay ve Diyarbakır eski valisi, şimdiki Giresun valisi İbrahim Şahin. Önce "terörle mücadele"de tecrübeli generaller, valiler ihraç edildi Karadeniz'e, ardında da Güneydoğu'daki Olağanüstü Hal uygulamaları: Gönüllü köy koruculuğu, halka silah dağıtma, yayla köylerini boşaltma, yasaklar, sınırlamalar, güvenlik kontrol noktaları, haftalarca süren operasyonlar, Özel Tim, jandarma vd.
Emniyet ve Jandarma istihbaratı MGK'ya verilmek üzere "Terörün Karadeniz'e Yayılması ve Alınacak önlemler" başlıklı bir rapor hazırlıyor ve Karadeniz kırsalında 120 kadar Dev-sol militanı bulunduğu bilgisini geçiyor. Raporda yer alan önerilerden ilki Şebinkarahisar'ın il yapılarak, bölgede güvenlik alt yapısı için zemin oluşturulması. Şebinkarahisar'ın il olmasından sonra statü gereği bu ilde bir tugay konuşlanacak ve ayrıca jandarma bölge komutanlığı oluşturulacak. İstihbarat ve Özel Tim'le takviye edilmesi istenen bölgede bir de koordinasyon merkezi oluşturulması planlanıyor. Bu uygulamalar Şırnak'ın il yapılma sürecinin aynısıdır. Bir ilçe, il olunca asker ve polis sayısında büyük artışlar oluyor. Hatırlanacağı üzere MGK tarafından Yılmaz hükümetine hazırlattırılan bir yasa taslağıyla Jandarma'daki general sayısı 18'den 27'ye yükseltilmiş ve bu yasa Ağustos ayındaki YAŞ'da yürürlüğe girmişti.
Aslında bu yasa taslağı ile Ordu/Jandarma, bir yandan polisin denetim alanını daraltıp etkinliğini arttırmayı amaçlıyor diğer yandan da onca imkan yığımına rağmen her geçen gün yeni güç takviyesi yaparak aciziyetini kabul ediyor.
Güneydoğu dan getirilip Karadeniz'e yerleştirilen Özel Timcilerin, Ordu'nun Mesudiye ilçesinde çobanlık yapan, biri 12 diğeri 14 yaşındaki iki çocuğu bir operasyonla öldürmeleri, Karadenizlileri nelerin beklediğine ilişkin acı bir örnektir. Ellerindeki fenerlerle akşam evlerine dönen çocuklar yol ortasında hiçbir ikaz ve uyarı yapılmadan kurşuna dizildiler. Otopside çocukların üzerinden ikiyüz mermi çıktı. Özel Timciler ve üst düzey bürokratlar çocukların terörist sanıldığını ve bir yanlışlık yapıldığını beyan ettiler. Özel Tim, bir yanlışlık ve geride iki yüz mermiyle delik deşik edilmiş iki küçük beden.
Bu aylarda halkı yoğun bir silahlandırma faaliyeti söz konusu. Sadece Tokat'ın Muhad beldesinde köylülere yediyüz silah ve bir havan topu verilmiş. Yayla köyleriyle sınırlı değil silah dağıtımı. Merkeze çok yakın köylere dahi paketlerinden yeni çıkarılmış tam otomatik silahlar dağıtılıyor. İnsanlar inekleri dahil ellerinde satılabilecek ne varsa satıp silahlanmaya çalışıyor. Ama aldıkları silahların bir gün sırtlarını dayadıkları devlet tarafından geri teptirileceğini düşünmeden.