Yaşadığımız hayatta hepimiz bir şeylerin unsurlarıyız, öğeleriyiz. Bizler, bir misyon sahibi büyük bir cümlenin parçalarıyız. Büyük bir cümle, önemli bir cümle içinde varolmuşuz. Kendimizi ancak bu büyük cümleye nispetle anlamlandırıyoruz.
Cümle hem son derece kısa; cümle hem son derece uzun. Cümle büyük, hem küçük, özü anlatıyor cümlelerimiz kısaca; ayrıntılandırıyor aynı zamanda varlığımızı, hayatımızı, kişiliğimizi. Cümle bazen tek başına yüklemdir. Yüklemde bütün sırrı gizlidir hepimizin. Tek başına bütün yükü çeker yüklem, bütün sorumluluğu yüklenir. Yüklem eylem ifade eder, fiildir. Çalışma ifade eder; çaba, emek anlatır. Koşmak, yorulmak, okumak anlatır; yük, sorumluluk, bilinç anlatır. Yüklem ter, sıkıntı, sabır yükler omuzlara. Öznesi gizlidir belki ama öznesi bellidir yine de aşikâre. Öznesi yükü omuzlayandır: Sen, ben ve odur; tekildir. Çoğuldur sonra. Ve hep çoğula meyyaldir, tekil görüntüde. Biz, siz, onlardır. "Biz"dir sonuçta. Yükleme bakınca bizi görürüz hiç zorlanmadan. Yüklem emektir, emek bize dönüktür, bizim elimizdendir. Yüklem çabadır. Cesarettir. Mücadeledir. Sabırla, çileyle büyütülendir, korunandır, gözlenendir, gözlerin nurudur. Yüklem, en önemli öğedir bir cümle olan hayatımızda. İmandır yüklem, müslüman olmaktır fiil olunca; fiil olunca, eylem olunca devrimdir yüklem. Devrimci olmaktır. Bu bilince ulaşmaktır. Bu bilinçle bilenmektir. Yüklem hükümdür isim olunca, yargıdır, tanımdır, anlayıştır, değer biçmedir, belirlemedir. Fiil cümlesinde yüklem emekken, İsim cümlesinde yüklem bilinçtir, neyin ne olduğudur. Kur'an'dır. İslam'dır. Düşüncedir. Doğru ve yanlıştır. Hayatımızın, her şeyimizin, ne olduğumuzun tanımıdır. Tanım önemlidir. Kimliktir. Yüklem hüküm olunca her şeyimizdir, Yüklem cümledir tek başına bazen, bazen cümlenin en önemli öğesi. Yüklem özneyi de içinde gizler açıkça demiştik. Uzun cümlelerde saklamaz özneyi, daha da açık sergilenir özne, cümlenin içinde. Özne cümleyi hayata geçiren, kuru unsurdur. Yüklemi özne oluşturur. Özne faildir, kim sorusunun cevabıdır, yapandır; gerçekleştiren yorulan, düşen, kalkan, mücadele eden, ölen, şehid olandır. Yüklemin bütün yükünü omuzlayan öznedir. Yüklemin hükmüne, tanımına sahip olan öznedir. Özne yaşamlaştırır bu tanımı, özne sahiplenir yüklemdeki anlayışı. Sonra özne hayata aktarır bu tanımı, özne sahiplenir yüklemdeki anlayışı. Sonra özne hayata aktarır bu yargıları; fiil cümlesini kurar, eylemi gerçekleştirir. Bir iş ortaya koyar ki en önemli görevi, sorumluluğu budur. Özne yüklemi gerçekleştiremezse özne olamaz, kişilik olamaz. Salih amellerde bulunamazsa özne, mü'min olamaz. Bu kesin şarttır özne-yüklem dostluğunun oluşmasında. Bazen apaçıktır özne, hemen görürüz cümlenin içinde. Bazen yüklemden çıkarırız özneyi; fiili, eylemi gerçekleştireni. Deriz ki bu işi gerçekleştiren, eylemin karakterinden, tarzından anlaşılmıştır. Hiç bir şüphemiz yoktur o hususta. Özne fiilsiz olmaz, fiil yüklemdir. Özne isimsiz olmaz, hükümsüz olmaz. Özne sıradan değildir. Özelliklidir, niteliklidir. Varolan öznedir.
Sonra cümle açar bize öğelerini, unsurlarını giderek. Özneyle yüklemin arasındaki tümleyici parçaların ne olduğunu anlamaya çalışırız. Önce neyin ne olduğunu sorarız, neyle olduğunu; kimi, neyi etkilediğini... Nesne Önemlidir; neyi gerçekleştirdik, neyi değiştirdik, yüklem kimi etkiledi. Bazen belirtili olur, apaçıktır nesne; bazen belirtisiz. Yüklemi gerçekleştirenler için her zaman açıktır, belirtilidir aslında nesne. Nesnenin iyi anlaşılması gerekmekte her zaman, iyi bilinmesi... Nesneyi kullanmaz cümle kimi zaman ya da gerektiğinde çıkarır ortaya onu.
Cümle, kendini birçok öğesiyle açıklamaya, ortaya koymaya devam eder yine. Tümleçleri vardır; cümleyi birçok yönden tamamlayan, eksikliklerini tümleyen, bütünleştiren. Hayatı ortaya koyarken cümle, Öğeleriyle bizi bilgilendirir, kendisini bize açar, eksiklik, bırakmaz kafamızda. Özne-yüklem arasındaki ilişkinin parçalarını yer tamlayıcısı tümleci oluşturur çoğu zaman. Yüklemin, eylemin, mücadelenin yerini gösterir, belirler; nerede cereyan ettiğini, akıp gittiğini. Mücadele yüreklerde mi, dünyada mı, evlerde mi, sokaklarda mı okullarda mı? Hepsinde birlikte mi? Bütün bu sorularımızı yer tümleci yanıtlar, açıklar bize. Yine yer tümleci yönünü gösterir, hedefini belirler yüklemin, eylemin. Nereye doğrudur veya nereye yöneliktir eylemliliğimiz? Şirke doğru, zulme doğru, tağuta doğru, işkenceye doğru, sömürüye doğru, ahlaksızlığa doğru, küfre doğru, yönelik... Ve diğer yandan Kur'an'a, aydınlığına doğru, şirki tasfiye ederek. Yer tamlayıcısı/tümleci kısaca bize nereden-nereye doğru çizgisini izah eder. Yerimizi gösterir. Nereye der: Allah'a ve Cennet'e...
Özne yüklemle, eylemi nereden, nereye, nerede oluşturacağını yer tümleci ile belirtir; neyi etkileyeceğini bilir, ifade eder; nasıl, niçin, neyle, ne zaman gerçekleştireceğini zarf tümleciyle açıklar. Zarf tümleci niçin sorusudur önce. "Niçin" önemli bir sorudur: Ne için yaşanır, ne için mücadele edilir? Bu soru hayatımızı biçimlendiren sorudur. "Niçin", cümlede "Allah için" cevabının sorusudur: Adalet için, özgürlük için, kulluk için! Bütün yüklemler, eylemler, esasında "niçin" sorusunun gizli veya açık cevabıdır özne tarafından. Zarf tümleci "ne zaman" sorusuyla açar cümleyi, hayatımızı. Bu soru stratejidir belki. "Ne zaman" sorusunun karşılığı "Her zaman"dır belki de; belki "en uygun" zaman! Ne zaman mücadele, yaşam ne zaman; Her zaman. Nasıl ve neyle soruları var sırada. Müslümanca, devrimci bir anlayışla; İslami bir tavırla, ahlakla, sabırla! Bıkmadan, yılmadan, usanmadan; düşmeden umutsuzluğa, düş kırıklığına. Öfkeyle, sevgiyle, nefretle, şefkatle. Sabır, Kur'ani-devrimci bilinç en önemli cevaplar; Peygamber'in örnekliği, en önemli açıklamalardır zarf tümlecini oluşturan. Neyle derken de cevap açıktır: Kur'an'la. Somut nesnelerde ise soruların cevabı, içinde gizlidir bilene.
Cümle tamamlanır, öğelerle açıklanır. Yüklem failini, öznesini bilir. Özne yüklemi, eylemi tümleçlerinin açıklayıcılığında gerçekleştirir, hükümlendirir; nesneleri kullanır, etkiler. Cümle Kur'an'dan ve cennete doğru derken tamamlanır.
Hepimiz bir cümleyi yaşarız hayatımızda ve hepimiz büyük bir cümlenin parçalarıyız tek başımıza.