Çocuklarımız İçin İki Yeni Eser...

Zehra Ç. Türkmen

Çocuklarımız bizlerle aynı dünyada yaşıyor, aynı havayı soluyor olsalar da hayata bakışları, yaşamı algılayışları biz yetişkinlerden çok farklıdır. Hayatın birçok alanına yansıyan bu farklı bakış onların bilgi seviyeleri, beklentileri, psikolojik özellikleri nedeniyle yetişkinlerden farklı kitaplar okumalarını da gerekli kılmaktadır. Geçmiş dönemlere baktığımız zaman sadece çocuklara yönelik bir edebiyat alanının olmadığını, büyükler için kaleme alınmış eserleri çocukların da okuduğunu görmekteyiz. "Alis Harikalar Diyarında" ya da "Robinson Cruose" gibi eserler çocuklar için sanılsa da aslında büyükler için yazılmış eserlerdi.

İnsan sosyal bir varlıktır. Hayatının büyük bir bölümünü de sosyal çevresiyle iletişim içinde geçirir. Bu nedenle de insan bebeklik, çocukluk, gençlik ve yetişkinlik dönemlerinde fıtratıyla uyum içinde olacak eğitim ve öğrenim süreçlerine muhtaçtır.    

Bu tür kaygıların neticesi olarak özellikle edebiyat alanında çocuklarımızın gelişim ve yaş seviyeleri düşünülerek son dönemlerde birçok edebi eserin kaleme alındığını görmekteyiz. Tabi ki bu eserlerin her biri kullandığı dil, üslup, tarz, içerik ve sunduğu mesaj bakımından aynı zamanda çocuklarımızın düşünce, hayal ve psikolojik dünyalarında ne tür etkiler bıraktığı konusunun ayrı bir değerlendirmeye tabii tutulması gerekmektedir.

Çocuklar için yazılan kitaplar genelde kısadır. Ayrıca kitaplarda yer alan resimler çocukların dikkatini çekmesi ve okuma alışkanlıklarının zevkli hale gelmesi bakımından çok önemlidir. Çünkü hikaye, masal veya diğer eserlerdeki resimler aracılığıyla çocukla iletişime geçilir. Çocukta ki öğrenme isteğini geliştirmek, merak duygusunu uyandırmakla beraber hayal dünyasına da ayrı bir zenginlik katar.

Bu bağlamda yazar Nehir Aydın Gökduman'ın Timaş Yayınları'ndan çıkan "Çikolatalı Masallar" ve yine Salıncak Yayınları'ndan çıkan "Büyüteç Gözlü Kız" adlı çocuklar için kaleme aldığı kitapları iki önemli eser niteliği taşımaktadır.

Yazar "Çikolatalı Masallar"la daha önceden de aşina olduğumuz birçok masalı kendince uyarlayarak çocuklarımıza çikolata tadında doyumsuz masallar sunmaya çalışmakta. Kimseyi kendinden küçük görmemek, insanlar hakkında bilmediğimiz konularda konuşmamak, başkalarıyla alay etmemek, birlikten güçlük doğacağı, malımızı hayırlı işlerde kullanmamız gerektiği, adalet duygusunun güçlenmesi gibi birçok tutum ve davranış disiplinini çocukların anlayacağı bir üslupla kimi zaman onların hayal dünyalarına hitap eder şekilde, kimi zaman da hem eğlendirici hem de eğitici bir şekilde anlatmaya çalışmış.

Kitabı elinize aldığınızda ilk etapta çocuklar için kalın hacmi nedeniyle ön yargıyla yaklaşılacağı kaygısına kapılabilirsiniz. Ama hikayeleri okumaya başladığınızda bu kaygının yerini merak ve heyecanın aldığı görülecektir. Bunun en önemli nedeninin hemen hemen kitaptaki her hikayenin kısa oluşuna; ayrıca bol resimle süslenmiş olmasına bağlayabiliriz.

"Büyüteç Gözlü Kız" adlı eserde ise yazar, biraz daha farklı bir anlatım tarzı ile karşımıza çıkıyor. Sekiz öyküden oluşan kitapta zaman zaman büyüklerin dünyasını çocuksu bir üslupla sorgulamaya çalışan yazar kimi zaman cezaevinden çıkan küçük bir çocuğun hayata bakışını, kimi zaman çocukların en sevdiği çikolatanın asıl hikayesini 'üzümünü ye bağını sor' şeklinde düşündürücü bir başlıkla anlatıyor; aynı zamanda Afrikalı çocukların dramına değiniyor. Kitapta yazarın kahramanlara vermiş olduğu isimler de alışılmışın dışında. Farklı karakterlere verilen Zeze, Melo, Mumu, Zuzu, Mina gibi isimler hikayelerde daha fazla dikkat çekiyor ve okumayı zevkli hale sokuyor.

İfade ettiğimiz gibi çocuklara yazılan eserleri süsleyen resimler çok önemli. Özellikle de bu resimlerin kolay anlaşılır olması, yazı ile uyum içerisinde ve iyi bir şekilde çizilmiş olması da eserde anlatılanlar kadar önemlidir. Sanki yazarın bu kitabında çizim konusu biraz gözden kaçmış gibi. Çizimler daha özensiz, biraz fazla ciddi ve renklendirme bakımından da biraz soğuk gibi. Unutmamak gerekir ki bir çocuk kendi dünyası için yazılan bir eseri eline aldığında önce resimlerine bakmakta ve kitabı ona göre değerlendirmektedir.

Kitabın arka kapağına baktığımızda birkaç çocuğun kitap hakkındaki ifadeleri kitabın amacını özetlemiş gibi:

- Sanki ben de bu öykülerdeki kahramanlardan biriyim…

- Harika bir kitap… Hele "Çikolata"nın tadı!

- Kitabı okurken, "Keşke bütün öyküler hem güldürse hem düşündürse!" diyorum içimden…

Yeni yeni eserler kaleme almasını umut ettiğimiz Nehir Aydın Gökduman'ın hikayeleri, çocuklarımıza okuma alışkanlığı kazandırmakta, okumayı sevdirmekte ve bunu yaparken de, aynı zamanda hem annelerimizi, babalarımızı hem de çocuklarımızı eğitim gündemine katabilmektedir. Yazardan yeni umutlara yelken açan, yüzü umuda bakan ve ağzımızdan çikolata tadı hiç gitmeyen masallar beklemeye devam ediyoruz.