Macide ve Özlem İçin
Toprağın demiri kavradığı bellidir
bellidir toprağın şehide vakit saydığı.
göğsümüzü çıldırtıp
/ey demeden, sana dediğimizi bilen ey!/
neyi zerkettin
kalbimizi çarpıp da kimi çağırdın
secdede çağrışan ses senin rengine saklı da
söyle ama nedir bir şehidi güldüren
aklın almadığı, sözün taşımadığı bir şey bu
üstelik yakıştığın yerden de isteyecek değiliz seni
senden bir şey bir tohum toprağımızda
harpten artakalan azığımız
işte bir şey içimizde
bu şey çağıran bizi Sümeyye'ye
taşır elbet bu bizi vaktin varacağına.
-vaktini bilmiş de beklemiş gibi
kaçıyor da dağın kalkıp gitmesi sanki kaçacak gibi
hayır! kaçmıyor da bekliyor gibi
vaktini bilmiş de beklemiş gibi.
bekleyin bizi
burda sakin durabileceğimiz yok.