Bozgun görüntüleri

Ali Değirmenci

I

Kadim ve âhir:

Utanır sunakta Kabil'in murdar baltası

Bebelerin saçına ak düşer tapınakta...

 

II

İlk irkiliş:

Usulca diz çöker atlar... Kilitler küflenip

alnını akıtır çocukların, uygun adım

seyisler bunaltırken avluyu, kirazlar

sıkılmış urlar gibi şehri çürütür. İrkilip

gelir tiftik ve kan rüyalarından

korkan kuşlar... Usulca inanır atlar...

 

III

Bilge bir dilencinin dilinden:

Pencereler ayaklansa şimdi ben duysam

Bir çocuk ağlasa... Korkunç bir anne

koşup ucuz ve munis bir duygusallıkla

kapansa kendi cismine -çeyizler iğde bahçeleri

o ılık koku yakarış dipdiri bir kar...

Kupkuru bir anne yeniden doğursa

ayartsa bir çocuk körelen kemikleri

Ben duysam dağlar homurdansa ağlasam...

 

IV

Ve bir çocuk:

Gül benim alnım mı anne büyüdün diyorlar bana

Yoksa upuzun kimin gövdesi tenimin altında

İnansınlar haber vermeliyim arkadaşlarıma

Gül benim adım mı anne güldün diyorlar bana

 

V

Halk ve hükümdar:

Ey ketum duvarlar arkasında saklanan

Ey bukağılarımıza tutunup her bağbozumu

rızkımıza zulmü düşen egemen.. Avucumuzu

kirli damağıyla yalayıp ulufeler dağıtan

Ey şimdi uzun uzun susan, gürültüyle yutkunan.

 

VI

Ölçü ve tartı:

Bu ekmeği kim küçülttü, hey fırıncı

cüzdanımla oynama, zincirim körelir

çözerim işaretimi, toprağımı tanırım

Hey fırıncı, boğazımı yakıyor her lokma

 

VII

Fırıncı:

Ellerimde ne kirli harfler, irin

gibi bir şey yürüyor damarlarıma

-Rabbim! Çökecek utanç ver diz kapaklarıma!

 

VIII

Son görüntü: Yakarış

Arz içre bir hurafe yayılır tufan

Ey gövdeye can veren, ey topraktan yaratan!..