"Özgürlük ve adalet..." Bu iki kelimenin uğruna verilen bütün mücadeleler kutsaldır.
İnsanoğlunun hayatı ve düşüncesi, "özgürlük ve adalet" mayasıyla yoğrulmuş ve duyguları bu şekilde örgütlenmiştir...
Önceki gün Özgür-Der üyeleri Özlem H. Özyurt ve Macide G. Türkmen hanımefendilerin cenaze namazına Devlet eski Bakanı Hasan Aksay, Üsküdarlı iş adamlarından Yusuf Süngü ile birlikte katıldık.
Fatih Camii'nin avlusuna girdiğimizde, kalabalık bir hanım grubuyla karşılaştık. Herkes hüzünlüydü, sevdiklerini kaybetmişlerdi, bundan da öte, "özgürlük ve adalet" için mücadele eden iki gönül insanını kaybetmişlerdi. Namazdan sonra dostlarla selamlaşarak ayrıldık...
Misafire farklı mekan göstermek amacıyla Hidiv Kasrı'na bir çay içmek için uğradık. Fakat çok kalabalıktı, meğer bir belediye başkanının oğlunun düğünü varmış... Kalabalığı görünce geri dışarı çıktık.
Tabii dışarı çıkarken kafamda "özgürlük ve adalet" kavramları vardı. Düğüne gelen hanımlarla, cenazede gördüğüm hanımlar arasında bir ilgi kurmaya çalıştım. Cenazeye katılan hanımlarla, düğüne katılan hanımların çok fazla müşterek yanları vardı.
Yalnız bir yerlerde sakatlık olduğu kesindi. Ya cami avlusundakiler ya da düğündekiler yanlış yapıyordu. İki fotoğrafı da peşpeşe görünce ister istemez kafamız karıştı...
İnsanca yaşamak için neden hep fakir ve güçsüz insanlar mücadele eder de, varlıklı ve bir eli yağda bir eli balda olanlar, bunların mücadelelerini seyredip sonra da kazanılan hakların üstüne önce bunlar otururlar?...
Vakit Gazetesi – 11 Temmuz 2003