İdlib’deki White Helmets (Beyaz Baretliler) sivilleri kurtarmak, yaralıları hastanelere nakletmek ve göç edenlere yardım etmek için gece gündüz çalışıyor. bu mektup grubun yöneticisi Raid es-sSlih tarafından yazıldı.
Sevgili dostlar!
Yıllardır, biz Beyaz Baretliler, Suriye ve Rus savaş uçaklarının evlere, hastanelere ve okullara yaptığı bombardımanların ardından aileleri enkaz yığınları altından çekerek kurtarabildiğimiz her hayatı kurtarmaya çalıştık. Uluslararası camianın söylem ve eylemlerinin birbirini tutmasını, Suriye’deki sivillere koruma için ciddi adımlar atılmasını umuyoruz ancak tüm bu korkunç suçlardan sonra dünyanın en güçlü ülkelerinin gösterdiği tek tepki boş kınama ve öfkeli sözlerden ibaret.
Ve bu ay, Rusya ve Çin, BM’de veto yetkilerini kullanarak ülkedeki son can damarlarından biri olan Türkiye sınırı üzerinden gelen ve dört milyon insanın ihtiyaçlarını karşılayan insani yardımların sürdürülmesi teklifini engellediğinde, kayıtsızlık yeni bir seviyeye ulaştı. İdlib’de sıkışan siviller için kriz daha da kötüleşmek üzere.
Bu engelleme, Maret’un-Numan şehrinin ve güney İdlib’deki bölgelerin, çatışmaların en ağır saldırılarına tanık olduğu bir zamanda yapıldı. Sadece Aralık ayında 40’ı çocuk olmak üzere en az 160 kişi öldürüldü. Sadece 16 günde 235 binden fazla insan evlerini terk etti. Savaş uçakları kaçanları bile hedef alıyor. Bu, Suriye rejimi ile Rusya’nın Nisan ayında başlattığı acımasız harekâtın bir parçası. Bunun sonucunda 392’si çocuk olmak üzere 1.600’den fazla sivil öldürüldü. 68 hastane ve tıp merkezi ile 55 Beyaz Baretliler merkezi hedef alındı.
Yaralı sivillerin ihtiyaç duyduğu tıbbi müdahale bu saldırılar nedeniyle iyice zorlaştı. Birçok hastanenin hizmet dışı kalmasıyla ekiplerimiz genellikle yaralıları 100 kilometreden uzak mesafede olan en yakın faal hastaneye nakletmek zorunda kalıyor.
İdlib’deki Beyaz Baretliler gönüllüleri için 2019 yılı, uzun bir kıyamet günü gibiydi. Bu yıl hayatını kaybeden 16 gönüllümüzün yasını tutuyoruz. Çoğu yaralılara yardım etmek için toplanan kalabalığı hedef almak üzere aynı bölgeye ikinci defa gelen savaş uçaklarının saldırılarında hayatını kaybetti. Rus keşif uçakları bizi izliyor ve insanların hayatını kurtaran ekipman ve ambulansları yok ediyordu.
Her şey hesaplanıyor ve hayat mümkün olduğunca dayanılmaz ve de korkunç hale getiriliyor, böylece insanların kaçmaktan başka seçeneği kalmıyor. Daha önce Halep’te, Doğu Guta’da ve başka yerlerde bunu görmüştük. Ancak o zamanlar siviller İdlib’e sığınıyorlardı, bu sefer İdlib halkının kaçabileceği bir yer de bulunmuyor.
Bütün bunlar, birçoğu bombalardan etkilenen gönüllülerimiz üzerine ağır bir yük bıraktı. Bu kelimeleri yazarken, takım arkadaşım Enver üç küçük kızının ve karısının kaybı için yas tutuyor. Enver, kasabasında bombardıman olduğuna dair acil bir çağrı aldı. Yaralıları kurtarmak için saldırı sahasına geldiğinde, kendi evinin bombalanıp tamamen yıkıldığına ve tüm ailesinin katledildiğine şahit oldu.
İnsani kriz kötüleşmeye devam ediyor. Hava saldırıları bir milyondan fazla insanı evlerinden görece güvenli olan Türkiye sınırına kadar kaçmaya mecbur bıraktı. Fakat artık İdlib’de hiçbir yer güvenli değil. 20 Kasım’da Suriye rejiminin, tehcir edilmiş kişilerin sığındığı El-Kah kampına yönelik saldırısında korkunç bir katliam gerçekleşti ve en az 16 sivili öldürürken, 50 insanın da yaralanmasına yol açtı.
Uluslararası hükümetlerin finansman kesintileri ise krizi daha da şiddetlendirdi. Birçok aile, barınak olarak sadece zeytin ağaçları altında açık havada ya da elektrik, su ve yeterli temizliğe sahip olmayan geçici kamplarda kalıyor. Mevcut kamplar tükenmiş durumda. Yerel organizasyonlardaki ekiplerimiz ve ortaklarımız yardım etmek için ellerinden gelen her şeyi yapsa da krizin boyutları kapasitelerinin çok ötesinde.
Görünüşe göre 2019, uluslararası camianın ve Birleşmiş Milletlerin Suriye’yi tamamen terk ettiği ve artık politikacıların kınama beyanatlarına bile gerek duymadıkları bir yıl oldu. Yıl sonu yaklaştıkça en büyük korkum, saldırıların daha da şiddetlenerek yeni göç dalgalarına neden olması. İnsanların kaçabileceği hiçbir yer kalmadı. Her zeytin ağacı bir çadır haline geldi ve her kampın kapasitesi on kat aşıldı.
Hâlâ dünyanın en güçlü uluslarının sessizlik ve hareketsizlikle bu dehşetle nasıl baş edebileceğini anlayamıyoruz. Ama biliyoruz ki tek bir hayatı kurtarabildiğimiz sürece, ölüm ve yıkımın derinliklerini kazmaya devam edeceğiz. Beyaz Baretlilerin her erkek ve kadın gönüllüsü, ekibe katıldıklarında bu sözü verir.
Grubumuz bu yıl içerisinde 4.530 ve kuruluşumuzdan bu yana 120 binden fazla hayat kurtardı. Bizim en büyük başarımız, politikacılar ve dünya liderlerinin mutlak başarısızlığı karşısında Suriye halkına umut ışığı sunmak. Umalım ki 2020, dünyanın, Suriyeli sivillerin çektiği acıları sona erdirmek ve tüm savaş suçlularını açıklamak için adım attığı bir yıl olsun! Her şeye rağmen hayat kurtarmak için çok geç değil.
Kardeşiniz Raid