"Şüphesiz bu KUR'AN en güçlü olana götürür ve salih amel işleyen müminleri, kendilerini büyük bir ecirle müjdeler." (17/91
Allah'a hamd Rasulüne, ehl-i beytine ve eshab-ı kiramına salat ve selam olsun.
Değerli Haksöz'ün fikir ve eylem erleri, sizleri ve tüm dünya müslümanlarını Allah'ın selamı ile gönülden selamlıyor, hayırda yarışanlardan olmanızı diliyorum.
Dergiyi ilk çıkarışınızda da şimdi de size gönüldaş olanların düşüncelerine başvurmanız ve istişari mahiyette görüş almanızın güzel bir amel olduğunu belirtiyor, sizi tebrik ediyorum. Dergimizi çıktığından beri takip etmeye çalışıyorum. Gözlemlerimi şöyle özetleyebilirim:
Tevhid tarihini incelediğimizde, o tarihin sahnelerinde rol alanların başarısı keyfiyet ile olmuştur. Vahyi kıvamda yoğrulan ricaller çok az olmalarına rağmen günümüze ışık tutmuşlardır. Onlar için esas olan, onlara değer kazandıran ilkeleri olmuştur. Onlar hep o çizginin yolcularına ışık tutmuşlar. Dergimizin hoşuma giden ve ilerde de nesillere ışık tutan en belirgin yönü -şimdiye kadar- keyfiyetli ve vahiy merkezli olmasıdır. Cahili şirk düzenlerine karşı bu çizginin korunmasını temenni ediyorum. Bu bilinçlendirme ve bilinçlenme keyfiyetinin devamını diliyorum.
Dergimizin diğer bir yönü de salt ayetlerle kalmayarak aktüaliteye, pratik hayata veya olaylara yaklaşımda teori üretmeden ziyade müdahil pratikler üretmesidir. Çünkü genelde vahi merkezli çalışmaların handikaplarından en büyüğü çözümlerini teorik düzeyde üretmeleridir. Eylem bazında pasif kalınmasıdır.
Yine az da olsa Kur'an merkezli çalışma ve yayınların çıkmazlarından olan ahlakiliğin zaman zaman makaleler halinde dile getirilesi güzeldir. Bu konuda Hülya Koç hanımın hassasiyetini tebrik ederim.
Türkiyeli ve dünya müslümanlarının veya halklarının sorunlarına tam anlamı ile yaklaşılmadığı kanaatindeyim. Burada somut iki örnek vermek istiyorum. Seyahat yaptığım iki bölge Sudan ve Kürdistan (Irak). Sudan'ın daha ciddi tahlil edilmesini beklerdim. Bölgenin en ciddi sorunu olan bir halkı yok etme ve hergün jenosit uygulamalara daha adil yaklaşımda bulunulmasını beklerdim.
Müslüman mahkumlar ve sorunlarının özellikle başörtü ve diğer bazı zulümlere yaklaşımların güzel olduğunu söyleyebilirim. Hiç kimsenin sahip çıkmadığı kardeşlerimize sahip çıkmanız takdire şayandır. Bunun daha da genişletilmesi gerekir.
Dünyada gelişen olaylara yaklaşımın eksik olduğunu söyleyebilirim. Yorumların yanında haber yorumu ve tercümelerin de olması gerekir.
Fikri ve araştırma yazılarında gördüğüm bazı hususları dile getirmek istiyorum: Tekrarların fazla olduğunu gözlemledim. Salt ayet mealleri dar yorumlar veya sadece bilgi aktarımı gibi hususlar. Ayetlerin aksiyon dolu mesajları her zaman korunmalı. Gaybi ayetlerin yorumlanmasında Kur'an'ın çok zorlandığını ve bazen ilk bakışta bile ters düşecek zorlamalara sık sık rastladım. Mart 99 sayısındaki cinlerle ilgili makaleyi açık bir örnek olarak verebilirim.
Araştırma makalelerinde tarihi birikimden (tarih, siyer, hadis) tam yararlanamadığı hissi de oluştu. Kitap dünyasını takip etmeniz ve İslam adına çıkarılmış kitapları, müsbet menfi eleştirmeniz oldukça beğendiğim bir alan.
Tarihsel olarak sürekli mahkum edilmiş ve sürekli eleştirilmiş ekol ve kişilerle ilgili az da olsa yayınlanan çalışmalar güzel. Bence tepki de olsa bu çoğaltılmalı ve onların müsbetlerinden istifade edilmeli.
Son nokta olarak sizlerden bir kardeşiniz olarak şunu rica ediyorum: Kemiyet olarak, sayı olarak büyürken keyfiyeti koruyunuz. Kapanınız ama, kapanmama adına yozlaşma, dini birilerin arzu ve isteklerine göre yorumlama gibi bir duruma düşmeyiniz. Böyle bir şeyi sizin adınıza düşünmek bile bana abes geliyor. İlmilik adına halkından kopan değil, halk ile iç içe olanlar olun. Marjinal kalmama adına ve mevzi kazanma adına çizginizi bozmamanızı rica ediyorum.
Rabbim bizleri ve sizleri şu vahyi müjdeye muhatap olanlardan eylesin: (Şüphesiz: 'Bizim Rabbimiz Allah'tır deyip' sonra dosdoğru bir istikamet tutturanlar (yok mu); onların üzerine melekler iner (ve der ki:) 'Korkmayın ve hüzne kapılmayın, size vadolunan cennetle sevinin' (41/30)