Genelkurmay Başkanı emriyle Orgeneral Çevik Bir tarafından TSK birimlerine gönderilen Batı Hareket Konsepti belgesindeki İrticai Faaliyetlerin Durumu bölümünden iktibastır.
İrticai faaliyetlerin halihazır durumu:
- Türkiye Cumhuriyeti halihazırda, kuruluşundan bugüne kadarki en büyük irticai tehdit ile karşı karşıya bulunmaktadır. Milli Görüşçüler, Radikal İslamcılar ve tarikatlar gibi bütün irticai grupların müşterek amacı; şeriata dayalı İran benzeri bir "İslam Cumhuriyeti" kurmaktır.
- Bu grupların hedeflerine ulaşmak yönünde önemli mesafeler kat ettikleri gözlenmektedir.
-Anılan kesim, halen stratejileri gereği ülkemizde laikliği dinsizlik olarak algılayan bir kitlenin oluşumuna yönelik bir propagandaya, kurumlaşma ve kadrolaşma faaliyetlerine ağırlık vermiş bulunmaktadır.
- ... Bazı İslam ülkelerinin desteği ile birlikte tesis edilen ortaklıklar ve yurtiçinde kurdukları şirketler ve bazı belediyelerin desteği ile toplanan bağışlarla büyük bir ekonomik güce sahip olmuşlardır.
- İrticai kesim; hedeflerini gittikçe artan bir kasıt ve cüretkarlıkla gerçekleştirme imkanı bulmaktadır.
- TCK 163'ncü maddenin kaldırılması, irticai akımların büyük bir İvme kazanmasına neden teşkil etmiştir.
- Bugün önemli birçok devlet kadrosu irticai kesimin eline geçmiş bulunmaktadır. Milli Eğitim ve Emniyet teşkilatına sızılmış...
- İrticai gruplar Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmaya çalışmaktadırlar.
- Başta radikal gruplar olmak üzere hızla silahlanmakta, irticai görüşü benimseyen personelin bu konuda eğitilmesi için Milli Gençlik Vakfı yurtlarında atış poligonlarına yer verilmekte, Özel koruma timleri teşkil edilmektedir.
- İrticai kesim dil birliği, yurt birliği ve ülke birliği gibi temel değerleri "din birliği" bazınca ele alıp işleyerek, Türk halkının bu müşterek değerlerini ortadan kaldırmayı ve Türkiye Cumhuriyeti devleti toprakları üzerinde bir ulus bilinciyle yaşayan halkımızı, bu hasletlerden koparıp ümmetçilik temelinde yapılandırma amaçlanmaktadır.
İrticai faaliyetlerin yakın gelecekteki durumuna dair değerlendirme:
... İşsizlik, aileleri, dolayısı ile toplumu manevi olarak çöküntüye sürüklemektedir. Bu insanlar geçmişten gelen inançlarının da etkisi altında kalarak, dine daha fazla sarılmaktadır.
... Türk milletinin dinine, örf ve adetlerine bağlılığından kaynaklanan tehdit.
... İrticacı çevreler, çocuklarımızı kendi istekleri doğrultusunda eğitmek için büyük gayret içerisindedir. Bu kapsamda, 610 İmam hatip lisesinde; kabiliyetli zeki, çalışkan ve fakat çoğu yoksul ailelerin çocuğu yaklaşık 600 bin öğrenci şeriat esaslarına göre yerleştirilmektedir. Bu okullardan mezun olanların sayısı 1 milyon yüz bindir. Bu, mevcut ihtiyacın 133 katıdır...
... Mevcut durumun devam etmesi durumunda, 2000 yılı milletvekili genel seçimlerinde milli görüşçü partilerin din eğitimli seçmenin etkisiyle toplam oyların yüzde 34'ünü alarak tek başına iktidara gelerek, ülkede dine dayalı devlet düzenini kurabilecek her türlü değişikliği yapabilecekleri 2005 yılı seçimlerinde ise yaklaşık 6 milyon 500 bin ilave din eğitimli seçmenin etkisiyle toplam oyların yüzde 67'sini alarak her konuda mutlak çoğunluğu elde edebilecekleri değerlendirilmektedir.
İrticacı çevreler, hac organizasyonlarından ve kurban derilerinden gelir sağlamaktadırlar...
... Belediyeler fakir ve yoksul halka yardım yaparak bunların irticacı eylem ve faaliyetlerde bulunmaları sağlanmaktadır.
... Oyların ekonomik çıkar karşılığında satın alınması olaylarının çokça yaşanması...
... Laiklik karşıtı görüşler, milli iradenin üstünlüğü aldatmacası altında topluma özümsetilmeye çalışılmaktadır.
Demokrasinin nimetlerinden istifade ederek iktidar olduklarında aynı yöntemlerle iktidardan uzaklaştırılabileceklerini ummak ise gaflettir...
Gerici çevrelerin emellerine ulaşması ancak Silahlı Kuvvetlerin etkisiz hale getirilmesi ile mümkün görülmektedir. Bu eylemin iki türlü yapılabileceği değerlendirilmektedir. Bunlardan birincisi, Türk Silahlı kuvvetlerinin içerisine sızılması suretiyle pasifize edilmesi; ikincisi ise, tam iktidara gelindiğinde yasal düzenlemelerle Silahlı Kuvvetlerin yetkilerinin kısıtlanmasıdır.
Mücadele Esasları:
... TSK, yüce Türk milletinin büyük çoğunluğunun beklentileri ve duyarlılığı paralelinde, bütün ağırlığını irticaın daha fazla mesafe kat etmesini önlemede kullanacaktır.
... Kullanılacak temaların çok titiz olarak seçilmesi suretiyle halkın manevi duygularının incitilmemesi ve işbirliği yapılacak diğer unsurların seçimi büyük önem arz etmektedir.
İrticai unsurlar ve onların sözcüsü durumunda olan basın ve yayın organları ile doğrudan tartışma ve polemiğe girmek yerine, Atatürkçü çizgide olan kurum, kuruluş, dernek, basın ve yayın org anlarının devreye girmesini sağlamak ve onlara destek vererek halkın bilinçlenmesine katkıda bulunmak bir yöntem olarak tercih edilmelidir.
... TSK'yı günlük siyasi çekişmelerin içine çekerek yıpratmaya ve halkın TSK'ya olan güveni sarsmaya çalışacakları mevcut uygulamalarından da görülmektedir. İrticai unsurların ve yayın organlarının bu tür yıpratıcı faaliyetlerine karşı bütün ülke sathında infial ve tepki uyandıracak projeler geliştirilmeli ve bir aksiyon planı hazırlanarak, Silahlı Kuvvetler temsilcilerinin dışındaki Atatürkçü kişi ve kurumların neler yapabileceği planlanmalıdır.
... Gericiliğe şiddetle karşı olan kişi, kurum ve kuruluş temsilcileri ile basın ve yayın organları mensupları aydınlatılmalı ve yönlendirilmelidir.
Gericiliğe karşı din aleyhtarı propagandalar yapmak, duygusal ve aşırı sert tepkiler vermek ve şov yapmakla bir yere varılamayacağı kesin olarak bilinmeli, bu yanlış metotların gericileri kahramanlaştırmaktan sanki İslamiyet'in temsilcisi onlarmış havasına sokmaktan başka işe yaramayacağı, tüm Atatürkçü kesime, özellikle Türk Silahlı kuvvetleri personeline çok iyi anlatılmalıdır.
... Mümtaz bilim ve din adamlarının yönlendirilmeleri... irticacıları kendi silahlarıyla vuracakları değerlendirilmektedir. Aydın din adamları ve halk arasında itibar sağlamış değerli şahsiyetlerle samimi ilişkiler içinde bulunulmalı ve onlardan yararlanma yolları araştırılmalıdır.
İrticai faaliyetlerin beşiği durumundaki okul, dershane ve kursların kontrol altına alınabilmesi için subay/astsubay ve güvenilir devlet memurlarının öğretmen eşlerinin gönüllü olarak bu okullar ve dershanelerde görev almaları sağlanmalıdır.
İrticai örgütlerin kontrolündeki öğrenci yurtları, özel okullar, dershaneler takip edilmeli Cumhuriyet ilke ve niteliklerine aykırı tutum ve faaliyetleri mutlaka yargıya intikal ettirilerek en azından takip ve kontrol edildikleri izlenimi uyandırılmalıdır.
... Kapalı yaşam tarzı personelimizi bazı dış etkilerden korumak gibi bir fayda sağlamakla beraber halk tabakasıyla araya bir mesafe sokmakta ve halkın nabzını tutmayı ve onları birebir etkilemeyi ve yönlendirmeyi önlemektedir. Terörle mücadelede olduğu gibi irtica ile de mücadelede de önemli olan halkın destek ve güveninin sağlanmasıdır...
Er ve erbaşlar ile yedek subayların Atatürk ilkeleri, laik ve demokratik hukuk devleti normları doğrultusunda yetiştirilmesi büyük önem arz etmektedir. Bu imkan Türk Silahlı Kuvvetleri için çok büyük bir fırsattır...
İrtica ile mücadelede kullanılacak en güçlü öğe psikolojik harekattır...
... Eğitimin yarattığı sınıf farkının halka hizmetle dengelenmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Özellikle laik düşünceyi benimsemiş sivil toplum örgütlerinin bu bütünleşmeyi sağlayıcı yoldaki faaliyetlerine hız vermeleri sağlanmalıdır.
... Laikliği savunan aydınların İslamiyet konusundaki bilgisizleri ise hemen her programda irticacıların tartışmadan zaferle ayrılmalarına yol açmaktadır. Türkiye'nin içinde bulunduğu durumun hassasiyeti, medya kuruluşlarının da maddi çıkarların önüne milli çıkarları almalarını zorunlu hale getirmiştir. Bu konuda medya patronlarının ve çalışanlarını yönlendirilmesi büyük önem arz etmektedir.
... bu grupların Silahlı Kuvvetleri mazlum halka ve İslam'a karşıymış pozisyonuna düşürmeyi, bu sürede halkla karşı karşıya getirmeyi planlayacakları bir faraziye olarak dikkate alınmalıdır.
BÇG oluşturulan her kademede irticai olay ve faaliyetlerle bir bilgi bankası oluşturulmalıdır. ... Çok iyi bir istihbarat ağı kurulmalı ve bu sistemde görev alacak personel irtica yanlılarının ve irtica karşıtı güçlerin dezenforrnasyon faaliyetlerine karşı eğitilmelidir.
... TSK içinde, kendi bünyesi içinde irticai görüşe sahip olmuş veya eğilimli personel derhal temizlenmelidir.
1946 yılından itibaren çok partili demokrasiye geçiş ile birlikte din yeniden siyasete alet edilmeye başlanmış ve bugünün çağdaş Türkiyesi'nde ihmal edilmeyecek bir konuma gelmiştir.
... TSK gereğinden fazla öne çıkmadan ve günlük siyasi mücadelenin içerisinde görünmeden, Atatürkçü güçlere gereken desteği vermelidir.
İçinde bulunduğumuz dönemde "Atatürk'ün gençliğe hitabesi"ni tekrar okumaya ve iliklerimizde hissetmeye ihtiyacımız olduğu inancındayım...
GENELKURMAY BAŞKANI EMRİYLE/NAMIYLA
Orgeneral Çevik Bir