Barikatlardan söz et bana
Ateş çemberinde çağdaş uygarlığın
Sahte çiçeklerinden bahset
En güçlü silahları olan kelimelerden
Beton parçasının üzerine oturan barbarlardan
Ankara gölgesinden
Dokunduğumuz da seslerine öğretilerine
Zindan kalır elimizde
Başkent çürüğü öpüş dansları
Simsiyah bir günahla korumalar altında
Engerek yılanları
Kaos mevsimleri özgürlüğe geçit yok
Ama bilmezler bizim aşka yürüdüğümüzü
Şehrin damarlarına kıyam sesleri sürdüğümüzü
Sabır kıyılarında
Gül kokusu hüzünlerle
Öfkeyle direnerek dimdik duruyoruz
Bir fırtınanın önünde
Emir var;
Puslu camlardan güneşe bakıp
Boş durmayacak özel kalemler
Daireler muhkem kalelerde
Planlar projeler üretilecek
Elleriyle yaptıkları tüm putlar yenilecek
Başkent karanlık küf içinde
Sancılı sümüklü böcekler bitler
Şapka şarap her yer çiftlik beyler
Alınterinin ekmeğin yarası parlıyor
Bu susuşlar nereye kadar
Bul rüzgarını artık zaman daralıyor.