Bağdat bombalanıyor, Basra yıkılmış durumda, Musul kuşatma altında, Şehitlerin serdarı Hz.Hüseyin'in kabri yıkılmış, mukaddesatımız çiğnenmiş, topraklarımız işgal altında. Vahşi batı tüm acımasızlığıyla, zulmüyle topraklarımıza saldırıyor. Müslümanlar acz içinde. Ne yapacağını, nasıl davranacağını bilemiyor.
Filistin'de Yahudi istilası yarım asrı geçti. Asya alt kıtası İngiliz sömürgesinden yeni kurtuldu -tabi kurtulabildi ise-. Afganistan kısa bir süre önce işgale uğradı. Çeçenistan'da işgal devam ediyor. Diğer İslam ülkelerinin durumu herkesçe malum. Bağımsız oldukları söylenen halkı Müslüman ülkelerin ne kadar bağımsız olduğu tartışma konusu.
Ümmet, ümmet olma vasfını yitirmiş, ticari hayat, sosyal hayat, ahlaki hayat, dumura uğramış, tembellik, bilinçsizlik, tefrika alabildiğine yaygınlık kazanmış. Bütün bu olumsuzluklar ortada iken ümitvar olmak acaba gerçekçi midir, veya böyle bir umut var mıdır?
Sayılan ve sayılamayan birçok neden mevcuttur. Zahiri manada olaylara bakılırsa oturup ağıt yakmaktan başka bir şey insanın içinden gelmez.
Olaylara tarih perspektifinden, Kur'an'ın bize öğrettiği peygamber kıssalarının ışığından, tevhid şirk mücadelesi açısından bakarsak durum farklılaşır.
İslam alemi tabiri caizse dibe vurmuş, bunun mutlaka bir kalkış noktası olması lazım. O da bugündür. Çünkü bir şeyin tekrar var olması biraz da sonunun gelmesi ile mümkündür.
İnsanlık, yani bütün dünya İslam'ın adaletine muhtaç, insanlık vicdanı bugünkü vahşi batı kapitalizmini ve doğu ateizmini kaldıramaz durumda. İnsanlık artık fıtratını aramaya başlıyor. ABD'ye karşı yükseltilen sivil inisiyatif ortak insanlık arayışının sonucudur. Bu arayış, adil İslam'a yakınlaşacaktır.
Müslüman halklar, dışarıdan ve içeriden kurtarıcı aramaktan umutlarını kesmişler. Aklı başında hiçbir mümin-Müslüman bu saatten sonra ne ABD'ye ne AB'ye ne Çin'e... bel bağlayamaz. Her toplum kendi göbeğini kendisi kesmek noktasına varmış durumda.
Medeniyet adına, demokrasi adına, insanlık (!) adına yapılanların ne anlama geldiğini, nasıl bir amaç güttüğünü son olaylar ortaya çıkardı. Maskeler düştü, rüyalar bitti. ABD'yi, AB'yi, vs.yi kıble edinenlerin kıbleleri yıkıldı. Çin'i, Rusya'yı daha önce kıble edinenlerin kıblelerinin yıkıldığı gibi.
İçeride de sahtelikler bitecek. Kurtarıcıların gerçek kurtarıcı olmadıkları anlaşıldı. Şeyhler, ağalar, paşalar, artık kurtarıcı değildir. Millet bundan sonra bunlara sığınmayacak. Nasırcılık, Kemalizm, Baasçılık… tarih oldu.
ABD'nin batı medeniyeti adına yaptıkları Müslüman halklarda büyük bir kin ve nefret hissi uyandırdı. Bu nefret seli birikiyor. Bir gün volkan gibi patlayacak. İşte o zaman yerli ve yabancı sömürgecilerin başına neler geleceğini göreceğiz. Bugün biçare Iraklının başına bomba yağdırıp, sonra dipçikle kafasına vurarak kelepçe yerine hayvan bağlar gibi bağlayıp esir kampına götürmek gibi olmayacak. Bilinçlenmiş, gayret göstererek kendi medeniyetini ihya etmiş, teknolojisini kurmuş, kendi efendisi olmuş, Saddam'ı, kralı, Nasır'ı, paşası olmayan gerçek bir ümmet olabilmiş Iraklı batıdan o zaman hesap soracak. Hesap sorma sadece Irakla sınırlı kalmayacak. Ümmet batıya karşı, batı tehlikesine karşı yek vücut haline gelecek, insanlığın baş belası olan anlayış önce zihinlerde mağlup edilecek, sonra bilim ve teknolojide onu geçecek, sonra da yeryüzüne adaleti hakim kılacaktır. Zulmün ve karanlığın temsilcileri o zaman kendi inlerine çekilecekler, orada da zulüm yapamaz hale geleceklerdir
Bu diriliş mutlaka gerçekleşecektir. Hiçbir güç ve kuvvet bunun önüne geçemeyecektir, Çünkü bu Allah'ın vaadidir. ABD, bugün Suriye'yi, İran'ı, Türkiye'yi işgal edebilir. Bu işgal de bir şey değiştirmeyecektir.
Milyonlarca Müslüman artık uyanmış durumdadır. Hz. Peygamber'in Hendek kazarken söylediği gibi Kisra'nın ve Kayser'in sarayı yıkılacaktır. Bugün bütün dünyada yükselen Amerikan aleyhtarlığı sayesinde ABD'nin çöküşü de bir gün mutlaka gerçekleşecektir. Milyonlarca mazlum ve masum insan "kahrolsun Amerika" diyorsa bu sesler yankı bulacak ve Amerika mutlaka kahrolacaktır.
Zihinlerde ABD rüya olmaktan çıktı, çirkin yüzünü dünya gördü, bu onun sonudur. Çünkü her şey önce zihinle başlar. ABD'nin batı emperyalizmi adına bugün yıktığı İslam medeniyeti tekrar dirilecektir. Yıkılan, yakılan Bağdat'ın küllerinden yepyeni bir Bağdat yükselecektir. İslam asli hüviyetine bürünecek, gerçek manada halkın dini olacaktır. Bu ümmet tekrar neşv-u nema bulacaktır. O günler çok uzak değildir. Tarihte on yıl, yirmi yıl, elli yıl çok fazla bir yer işgal etmez. Zulmün ve sömürünün yıkımı başlamıştır. Bu umut imanımızın gereğidir, umarım gayretimizin de bir sebebi olur.