Aynı Gemi

Vedat Sevgigör

...diyorlardı bana, çocuğum

Oysa ki ben anamın

beni bir kara çalı dibine

bir kuşluk vaktine doğuran

ve kızgın ağustos güneşlerinde bana

acılarını kurutup gönderen anamın bezgin yüzünü

o çilekeş o mazlum o utangaç yüzünü

afişliyordum fakülte koridorlarına

Ve bütün ömrü kazan dairelerine kayıtlı babamın

pörsümüş/nasıra ve kömüre bulanmış yüreğiydi

yelkenlere kazıdığım güvertelerde haykırdığım

Etimizi kemikten sıyırıyorken azgın şubatlar

kanla irinle yoğrulmuş bir denize çekiyorlardı bizi

ki ben hala ve ısrarla pürtelaş

isyan türküleri belletiyordum çocuğum

şehirde oturan 'beyazderili'lere

Oysa adımız provakatöre çıkıyordu çocuğum

bu isyancı bu haddini bilmez bu haylaz tayfa

batıracak gemiyi efendim diyorlar ihbar ediyorlardı

asırlardır postal parlatıp apolet tozu yutan adamlar

korsan kaptan habire uzun menzilli dürbünler

tahta bacaklar yapıyorlardı ve gidiyorduk habire

göremeyenler/bilmeden nereye gittiğimizi soruşturmadan

işkencelerden geçerek yağmalayarak

nice güzel limanları şehirleri

onurları erdemleri taze gelinleri

ve martıları kurşunlayarak giderken

fırtınalar kopuyordu gözlerimde

ve benim nice bedeller ödeyerek

yüreğimle oyduğum çeliklere

tırnaklarımla açtığım gediklere

gölgelerinden bile korkan adamlar

kendi günahlarını tıkıyorlardı

Ama yine de yılmıyor vazgeçmiyor

ve biliyordum ki çocuğum bir dane bin başak olacak

ve elbet bu isyan bu kahır bu zulüm yüklü gemi

senin tekbirlerine boğulacak