Geçen ay verdiği bir kararla Filistin Yüksek Mahkemesi Filistin Halk Kuruluş Cephesi lideri Ahmed Saadet'in serbest bırakılmasına hükmetmişti. Buna rağmen Yasir Arafat'ın mahkemenin kararını yok sayması Filistin'de yargı kararlarının işgalcilerin dayatmaları ile geçersiz kılındığını ortaya koyan bir örnek oldu.
Yoldaşları arasında Ebu Gassan adıyla anılan Saadet 15 Ocak tarihinde çağrıldığı Arafat'ın karargahında Filistin yönetimince geçtiğimiz yıl Ekim ayında Kudüs'te öldürülen İsrailli bakanın öldürülmesini organize etmekten dolayı tutuklanmıştı. Bilindiği gibi 2001 yılı Ağustos ayında FHKC örgüt lideri Ebu Ali Mustafa'nın bürosunda bir füze saldırısıyla öldürülmesine misilleme olarak FHKC İsrail eski Turizm bakanı Rehavam Zevi'yi öldürmüştü.
FHKC lideri Ahmed Saadet'in tutukluluğu İsrail ve Filistin yönetimi arasında sürekli bir pazarlık konusu oldu. 29 Mart'ta Ramallah'ı işgal eden İsrail Arafat'ın karargahına yönelik sürdürdüğü kuşatmayı kaldırma şartı olarak Rehavam Zevi suikastini gerçekleştiren dört FHKC eylemcisi ile birlikte eylemi planlamakla suçladığı Ahmet Saadet'i ve ayrıca Filistin yönetimine gemiyle silah sevkini organize ettiğini iddia ettiği üst düzey bir Filistinli yetkili olan Fuad Şubaki'nin kendilerine teslimini şart koşmuştu. Görüşmelerin tıkanması sonucunda arabulucuların devreye girmesiyle varılan anlaşma gereğince Ahmed Saadet, Fuad Şubaki ve Filistin yönetimince 1 ile 18 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılan 4 FHKC mensubunun Eriha'da Amerikalı ve İngilizlerin gözetiminde bir cezaevine konulması hususunda anlaşmaya varılmıştı.
Bu aybaşında yapılan başvuruyu değerlendiren Gazze'deki Filistin Yüksek Mahkemesi Ahmet Saadet'in Zevi suikastinden dolayı suçlanması için herhangi bir kanıt bulunmadığına karar vererek derhal serbest bırakılmasına hükmetti. Buna karşılık İsrail Filistin yönetiminin Saadet'i serbest bırakması durumunda Arafat'ın karargahına yönelik kuşatmanın kaldırılması anlaşmasını tanımayacağını açıkladı. Hem İsrail Savunma Bakanı Benyamin Bel Eliyezer hem de Ariel Şaron eğer Saadet serbest bırakılacak olursa İsrail'in "gereken adımları" atacağını ifade ederek, gayrı resmi olarak Saadet'e karşı bir suikast planlama tehdidinde bulundular. Ayrıca İsrail Eriha yakınında bulunan askeri birliklerini de şehre doğru kaydırarak göz dağı vermeye çalıştı.
Arafat ise İsrail'in tehditlerine karşılık olarak Saadet'in serbest bırakılmasının söz konusu olmadığını Saadet'in Filistin otoritesinin gözetiminde tutulmaya devam edeceğini açıkladı.
Arafat'ın İsrail'in baskılarına karşı mahkeme kararını görmezden gelmesi gerek Filistinli, gerekse de uluslar arası insan hakları kuruluşlarınca eleştirilmekte. Gazze'de bulunan Filistin İnsan Hakları Merkezi Başkanı Rafi Surani 4 Haziran'da yaptığı açıklamada "Bir yandan mahkeme kararlarını görmezden gelip, diğer yandan demokratik reformlardan ve insan haklarından söz etmek hiçbir inandırıcılık taşımaz." derken, Londra merkezli Uluslar arası Af örgütü de yaptığı bir açıklamayla Filistin yönetimine mahkeme kararına uyması ve Saadet'i serbest bırakması çağrısında bulundu.
Arafat'ın tutumu başta FHKC olmak üzere tüm Filistinli örgütlerce eleştirilmekte. Saadet olayının Arafat yönetimi ile İsrail arasında Milat Kilisesi'ne sığınan 13 Filistinlinin Avrupa'ya sürgüne gönderilmesi uzlaşmasından sonra ikinci bir skandal olduğu ileri sürülmekte. Filistinli örgütler Arafat'ın bu tutumu ile siyasi reformlar yapma ve hukukun üstünlüğünü tesis etme gibi vaatlerinin test edilmiş olduğunu ve daha baştan boşa çıkmış olduğunun görüldüğünü ileri sürmekteler.