İran İslam Devrimi sürecinde gerek düşünsel, gerekse de fiili olarak aktif rol almış olan Mehdi Bazergan'ın "Adım Adım Vahiy" adlı kitabı Fecr Yayınevi tarafından neşredildi. Bazergan'm kendine has bir üslupla yazdığı bu kitapta, risaletin ilk yılında Hz. Peygamber'e inmiş olan ayetler, nüzul tarihleri göz önüne alınarak, gruplar halinde sıralanıyor. Klasik ulemanın görüşlerinden ve çağdaş araştırmalardan da yararlanarak onaltı nüzul grubu oluşturan yazarın, bu ayetlerin tefsirinde takip ettiği metodun özelliklerini şöyle sıralamamız mümkündür:
1- Nüzul sebepleri veya nüzul ortamı hakkında bilgi vermek: Bazergan, genel bir tutum olarak, ayetleri tek bir sebebe dayandırmıyor. O, daha ziyade ilk muhatapların o günkü sosyal, siyasal, ekonomik ve benzeri açılardan duruşlarıyla ayetleri ilişkilendirme gayreti güdüyor. Bu şekilde daha geniş bir anlam yakalamaya çalışıyor.
2- Ayetlerde geçen bazı kelime ve kavramların semantik tahlili: Yazar bazı sözcüklerin kök ve türevlerini analiz ederek bunların hangi anlamlarda kullanıldığını tespite yöneliyor. Bununla birlikte, ele aldığı bu kavramları başka dillerdeki karşılıklarıyla beraber değerlendirerek, onlara verdiği anlamları güçlendiriyor ve anlamayı kolaylaştırıyor. Örneğin İngilizce'deki "Lord" sözcüğü ile Fransızca'daki "Senyör" kelimelerinin -lügat açısından- "Rabb" kelimesiyle aynı anlama geldiğini ve zamanla bu kelimelerin sen/erlik ve yücelik mefhumu kazandığını belirtmektedir. Yine Farsça'daki "soylu" anlamına gelen "hüdavend" ve "hüdavendigar" sözcüklerinin zamanın seyriyle birlikte dini bir anlam kazanarak, halık-yaratıcı Allah anlamına şamil olduğunu dile getiriyor.
3- Siyak-sibak ilişkisini sürekli olarak göz önünde bulundurmak: Yazar gerek bir nüzul grubu içerisindeki ayetler, gerekse de nüzul gurupları arasında siyak-sibak ilişkisi kurarak, bütüncül bir yaklaşım sergiliyor. Bir örnek vermek gerekirse, Tekasür süresindeki "çoklukla oyalanmayı", Asr süresindeki "insanlığın hüsranlığı"nın asıl sebebi olarak göstermesi ve böylece Kur'an ayetlerinin ardışık bir sıralanışının olduğunu vurgulamasını zikredebiliriz.
4- Hem klasik müfessirlerin, hem de çağdaş düşünürlerin görüşlerinden istifade etmek; değişik fikir ve görüşleri karşılaştırmak suretiyle değerlendirmelerde bulunmak.
5- Modern bilimin verilerinden yararlanmak: Özellikle tabii fenomenlerden bahseden -kasemler gibi- ayetlerin açıklanmasında bilimsel verileri kullanmaktadır. Örneğin onuncu nüzul grubu olarak ele aldığı Tarık suresinin tefsirinde, astronomik bilgilere geniş yer vermektedir.
Yazarın tefsirinde takip ettiği metot, genel olarak yukarıda özetlediğimiz gibi olmakla birlikte, yazarın mümkün olduğunca ayetleri geniş bir perspektiften ele alması, ayetlerin mesajlarını dile getirirken, nazil olduğu ortamdaki siyasal, sosyal ve ekonomik olguları dikkate alması ve tüm bunları sistematize ederek sunmasını da diğer özellikleri arasında sayabiliriz. Bütüncül bir bakış açısıyla ayetlerin ve nüzul gruplarının ele alınarak kuşatıcı mesajlar verilmeye çalışılması, değişik görüş ve fikirlerin değerlendirilmesi ve ayetlerle samimi bir şekilde hemhal olma havasının eserde hissedilmesi, kitabın ve yazarın olumlu taraflarıdır. Öte yandan, yazarın modern bilimin verilerini fazlaca kullanması, bizzat kendisinin de vurguladığı mesajları zaman zaman boğucu nitelikte olabilmektedir. Öyle ki, kitabın mütercimi de, giriş bölümünde yaptığı değerlendirmede, yazarın bu metodu uygularken bazen "19 Meselesi" gibi İndi tevillere gittiğini belirtmektedir. Bu tür yaklaşımların, Kur'an'ın anlamını modern bir tarzda tahrif etmek demek olduğunu hatırdan çıkarmamak gerekiyor.