1. YAZARLAR

  2. Haksöz

  3. Şapka ya da Peruk Çözüm Değil, Çözülmedir!

Şapka ya da Peruk Çözüm Değil, Çözülmedir!

Nisan 2005A+A-

Başörtüsü yasağı sosyal hayatın her alanına yaygınlaşırken başörtülü kadınların gerek yasağa gerek yasakçıların ekmeğine yağ sürecek yıpratıcı beyanatlarla kamuoyu gündemini meşgul eden kesimlere olan tepkileri de devam ediyor. Bu bağlamda 11 Mart Cuma günü Sirkeci Postanesi'nde 80'lerden bu yana aralıklarla uygulanan başörtüsü yasağına karşı mücadele veren başörtülü kadınların, aydınların, insan hakları aktivistlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının ortak olarak düzenlediği bir basın açıklaması yapıldı.

Basın açıklaması öncelikle son günlerde kartel medyasına verdiği beyanatlarla dikkatleri üzerinde toplayan Reyhan Gürtuna'yı da kınamayı hedeflemekteydi ve bu amaca binaen basın bildirisi "Rabbimizin Emri Başörtümüz Moda ve Tarz Konusu Olamaz" başlığını taşımaktaydı. Demet Tezcan, Sibel Ersalan, Gülden Sönmez, Fatma Kutluoğlu ve Sevgi Kurtulmuş gibi isimlerin yanı sıra Ak-Der ve Özgür-Der'in de katılımıyla hazırlanan basın bildirisini Asiye Dilipak okudu. Açıklamayı yapan grup içinde geçmişte ve bugün başörtüsü mücadelesini yürüten isimlerin bulunması, yasağa karşı sürdürülen direnişi eski ve yeni mağdurlarının birlikte göğüslediklerini ifade etmesi açısından çok önemli idi. Bu husus yapılan açıklamada da şu cümlelerle belirtildi: "Bizler aramızda 80'li yıllarda itibaren başörtüsü direnişçileri ve onlarla beraber direnişi sürdüren yeni kuşak kadınlar olarak oluşturduğumuz birliktelikle burada bulunuyoruz."

Basın açıklamasında ayrıca son zamanlarda gündeme gelen peruk, şapka gibi onur kırıcı çözüm önerilerini yeni bir ikna odası yöntemi olduğuna dikkat çekildi. "İçeriğinden soyutlanmış ve tüketim kültürü malzemesine dönüştürülmüş bir örtünün bizim tesettürümüzün bir parçası olarak kullandığımız başörtüsü olmadığını kamuoyuna ilan ediyoruz." denilerek onur kırıcı çözüm önerileri kınandı. "Ne kamusal/özel alan ayrımı, ne hizmet alan/veren ayrımı bağlamında sunulan çözüm önerileri, ne de din adamı sıfatıyla farz olan bir emir konusunda 'Başınızı açabilirsiniz!' fetvaları Rabbimizin emri karşısında hiçbir öneme haiz değildir." cümleleriyle ilan edildi.

Açıklamada AKP'nin başörtüsü sorununu çözmemesine bahane getirdiği "toplumsal mutabakat" konusunda da şöyle denildi:

"Toplumsal mutabakat önerisi sonu görünmeyen, oyalayıcı bir polemikten öteye gidemez. Çünkü halkın ezici çoğunluğunun anketlere yansıyan başörtüsü yasağına karşı tutumu mutabakatı ifade etmiyorsa o zaman mutabakat değil, ikna sözcüğünü kullanmak gerekir. Aslında toplumsal mutabakatla kastedilenin bir avuç azınlığın iknası olduğu herkesçe bilinen bir gerçektir. Oysa bizlerin böyle bir yükümlülüğü yoktur. Kaldı ki özgürlükler mutabakat kıskacına sıkıştırılamaz. Ne çoğunluk azınlığın, ne de azınlık çoğunluğun fıtri ve dini taleplerini engelleme hakkına sahip değildir."

Basın açıklaması, topluluğun hep bir ağızdan attığı sloganlarla sona erdi.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR