1. YAZARLAR

  2. Haksöz

  3. Ramazan, Bilinci ve Duyarlılığı Yükseltme Vesilesi Olsun!

Ramazan, Bilinci ve Duyarlılığı Yükseltme Vesilesi Olsun!

Ekim 2005A+A-

Ekim sayımızın gündeminde Irak'ta yaşanan gelişmeleri ele aldık. Irak'ta yaşananlar çelişkili duygu ve değerlendirmelere sürüklüyor insanı. Bir yanda işgalci ABD ve müttefikleri adına ortaya konulan acziyet görüntüsü ile moral buluyorken, öte yandan direnişçilere atfedilen bir takım eylemler neticesinde "Irak'ı karanlık bir gelecek mi bekliyor?" sorusu ile irkiliyoruz. Şüphesiz sorun siyasi hesap yanlışından ibaret değil sadece. İslam dünyasının sahip olduğu köklü sorunlar yumağı Irak özelinde bir kere daha belirginleşiyor. Vahiy temelli, Kur'an temelli değil de kavmi ya da mezhebi kalıplardan hareketle geliştirilen tavırlar her zaman olduğu gibi haktan, adaletten, ölçüden sapmaları da beraberinde getiriyor. İslam'ın mesajını önemsemeyen, hukuk gözetmeyen, Müslümanların maslahatını hiçe sayan yaklaşımlar hangi gerekçeyle savunuluyor, dillendiriliyor olursa olsun reddedilmelidir. Bu noktada işgalcilerle işbirliği içinde namlularını Müslümanlara yönelten sözde iktidar sahiplerinin gerekçelerin de doğrudan işgalcilere yöneltilmek yerine masum insanlara, müstezaflara yöneltilen saldırıların da herhangi bir biçimde meşrulaştırılamaz olduğunun altını çiziyoruz.

Kürt sorunu etrafında yoğun tartışmalar sürüyor. Konuya dair yer verdiğimiz yazılarda sorunun öncelikle kaynağının doğru tespit edilmesinin önemine dikkat çekiliyor. Ayrıca adalet temelli değil, ulusalcılık eksenli bakış açısıyla içinden çıkılmaz bir hale getirilen bu soruna nasıl bir çözüm bulunması gerektiği de tartışılmakta. Cahili güçler eliyle ve ulusalcılık fitnesinin kızıştırılmasıyla giderek ağırlaşan, sürekli olarak acıların yenilenmesine, katlanmasına zemin hazırlayan bu sorun ancak İslami kardeşlik ve adalet zemininde çözüme kavuşturulabilir. Bunun yolu ise öncelikle birbiriyle çatışan ırkçı-ulusçu güçlerin kitlelerin bilinci ve iradeleri üzerinde tesis ettikleri cahili otoritenin yıkılmasından geçer.

Zulüm düzenlerinden kaynaklanan sorunların çözümüne dair egemenlerin ürettikleri formüller ise hep aynı despotik mantığı yansıtıyor. Batı'da yoğunlaşan "terörle mücadele" anlayışının ülkemiz egemenlerince de aynen ithal edilmesine yönelik çabaları izliyoruz. Henüz tasarı, tartışma sürecinde olan bu konuya dair yer verdiğimiz yazılarda, "terör" kavramının statüko muhafızlarınca alabildiğine geniş ve esnek bir biçimde tanımlanması ve muhalif anlayış ve tavır sahibi kesimlere karşı bir sindirme aracı olarak kullanılmaya yatkın niteliğine dikkat çekmeye çalıştık.

Gazze'den zelil biçimde geri çekilmek zorunda kalan Siyonistler, içlerinde biriken öfke ve kini füzelerle, bombalarla bastırmaya çalışmaktalar. ABD'nin açık desteğini alan İsrail katliamları konusunda Filistin özerk yönetiminin Hamas'ı suçlar bir tutum geliştirmesi dikkat çekici. Muhtemelen yakında yapılacak Gazze seçimlerinde Hamas'ın gücünün ortaya çıkması endişesi ile hareket eden Abbas yönetiminin bu tavrı utanç verici. Bir başka utanç tablosu ise Türkiye devletinin Siyonist katillerle işbirliğinde tezahür etmekte. AK Parti hükümetinin Siyonist devleti ziyaret etmeyen bakanı kaldı mı bilmiyoruz! Bu arada ardı ardına silah alım anlaşmaları imzalanıyor. Ekonomik ve kültürel alanda yakınlaşma tam gaz devam ediyor. Tüm bunlar yetmezmiş gibi Siyonist muhibliği ulusal sınırları bile aştı ve hükümet İsrail ile Pakistan arasından arabuluculuk rolüne soyundu. Başta ABD olmak üzere güç odakları nezdinde itibar ve destek elde etme amaçlı tüm bu çirkin eylemlerin icracılarına, zalimlere meyledenleri bekleyen ateş azabını hatırlatıyoruz. Gerek onları, gerekse de onların suçlarını mazur gören, anlayışla karşılayan herkesi "reel politik izahlar" ya da "dünya gerçekleri" savunusunun bir değer ifade etmeyeceği hesap gününden korkmaya çağırıyoruz.

Rabbimize daha bir heyecan ve bilinçle yönelmek için bir fırsat, bir vesile olan Ramazan yaklaşmakta. Bir yandan şiddetle, katliamla hukuksuzluğu hakim kılmaya çalışan emperyalizme, diğer yandan cahiliyenin, kapitalist tüketim kültürünün insanı sürekli yoksullaştıran, yoksunlaştıran, çürüten ağır bombardımanına karşı bilincimizi güçlendirmek, duyarlılığımızı artırmak ve Rabbimize daha bir yakınlaşmak için Ramazan'ın bir vesile olmasını diliyoruz.


Kasım sayımızda birlikte olmak üzere hepinizi Allah'a emanet ediyoruz.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR