Ramazan Ayı ve Kudüs Günü
Bu sayımızla sizlere Ramazan ayının yoğunluğu içinde ulaşmaya çalıştık. Bilindiği gibi Yüce Kitab'ımız Ramazan ayında; bir başka ayete göre de Kadir gecesinde inmiştir. Ramazan ayının bir günü olan Kadir gecesinin ise bin aydan daha hayırlı olduğu Kur'an okuyanlarının malumudur. Yine eski ümmetler gibi üzerimize farz kılınan oruç da Ramazan ayı içerisinde uygulanan bir ibadettir.
Orucun ve Kadir gecesinin önemi ile ilgili vahyi işaretler dışında Kur'an'ı okumak, ibadi görevlerimizi yerine getirmek, vahyin şahitliğini kuşanmak gibi en temel mükellefiyetlerimiz konusunda Ramazan ayı ile diğer aylar arasında bir fark yoktur. Ama yine de fiziki-manevi bir disiplin ve eğitim de sağlayan orucun, Ramazan ayının içinde farz kılınması, Kadir gecesinin değeri, İnzal olduğu bu ay nedeniyle Kur'an'a daha fazla önem verilmesi gibi nedenlerden ötürü Ramazan ayında Rabbimize daha bir yakın olunmaya çalışılmakta, sosyal ilişkilere yansıyan manevi bir haz ve canlılık yaşanmaktadır. Bu canlılığın etki ve çekim gücü, tevhidi mesajın tanıklığını ve tebliğini yapacak sahih bir mücadele çizgisi açısından önemli bir avantajdır. Ancak mevcut halde kitlelerin gündemini yeterince kuşatabilecek Kur'an merkezli, sahih, yeterli ve sürekliliği olan bir mücadele çizgisinin geliştirilememiş olmasının eksikliği, var olan boşluğun istismar edilmesine neden olmaktadır.
İslam karşıtı güç odakları, özellikle medyatik imkanlarıyla söz konusu boşluğu İslam adına, İslami değerleri tahrif ederek doldurmaya çalışmaktadırlar. Gerek muharref geleneğin gerekse modern cahiliyyenin kuşatması; doğru bir örneklik ortaya konulamadığında, Ramazan ayının vurguladığımız özellikleriyle ön plana çıkan insanların fıtri arınma duygularını bile din adına kullanıp yozlaştırabilmektedir.
Ancak bu yozlaşma/yozlaştırma eğilimi karşısında, gerekli keyfiyet ve uyarı gücüne ulaşılıncaya kadar da ilgisiz kalamayız. Hem takatimiz nisbetinde İslam'ı doğru yaşama çizgisinin ne olduğunu göstermeli ve hem de istismarcı, müfsid ve muharref yaklaşımları ifşa ve tasfiye etmeye çalışmalıyız. Bu yükümlülüğümüzü kolaylaştıracak imkanları da yaygınlaştırmalıyız. Ki bu imkanlardan birisi de müslümanlarla İslam düşmanlarının saflarını net olarak ayrıştırma özelliği taşıyan ve her Ramazan ayının son Cuma'sında kutlanan KUDÜS GÜNÜ'dür.
Çevresi bereketlendirilmiş olan Mescid-i Aksa'nın beldesi KUDÜS, bugün İslam düşmanlarının fiili işgali altındadır. Ancak kitlelerin Ramazan ayındaki duygularını istismar etmek isteyen İslam coğrafyasındaki işbirlikçi-münafık güçler, Kudüs'ün işgalini meşrulaştırma çabası içindedirler. Dolayısıyla Kudüs günü gibi vesileleri canlı tutmak, Ramazan ayı etkinliklerini istismar etmeye çalışan İslam düşmanlarının maskelerini indirmeye, ümmetin uyanış ve dayanışmasını güçlendirmeye imkan sağlayacaktır.
Ramazan aylarını daha verimli değerlendirebileceğimiz düzenleme ve çabaların üretilmesi dileğiyle, Ramazan Bayramınızı kutlar, selamlar sunarız.
- Ramazan Ayı ve Kudüs Günü
- Türkiye’de İşkence Bir Devlet Politikasıdır!
- Sistem ve Sisteme Karşı Tavır
- ‘Metin Göktepe Cinayeti’ ve Devletin Gerçek Yüzü
- İstanbul'da Çeçenistan Direnişiyle Dayanışma
- Çeçenistan: Rusya’nın Yeni Afganistan’ı
- Sabancı suikastinin yasını kimler tutsun?
- Filistin Seçimleri: Diktatörlüğü meşrulaştırma çabası
- Bir 'İslami Direniş’ Operasyonu: Siyonist düşmanı sarsan üç gün
- Dünyadan Haberler
- Yahya Ayyaş'a Fatih'te Anma
- ABD, Ebu Merzuk'u İsrail'e teslim edecek mi?
- Sudan emperyalist kuşatmaya boyun eğmeyecek! -1
- İdeolojisizleşme Eğilimi ve Pragmatizm
- Anne-Baba ilişkilerimizde vahyi ölçü
- Kur'an'ın aydınlığında Salat (namaz)'ı ikâme etme gereği
- Örnek ve Öncü Bir Kimlik Tanımı Olarak Şehadet ve Şehid
- Kitab'ı terk etmek
- Seçimler Sonrası Çözümsüzlük
- Sudan İzlenimleri
- İstanbul'da 'Fecre Doğru' Gecesi
- Mahkemeler
- Kur’an ile ölçülenme çabası ve bir kitap
- Onu Anlat İşte
- Yitirme umudunu yiğidim