Türkiye geçtiğimiz ay yoğun biçimde Gezi Parkı olayını konuştu, tartıştı, yaşadı. Harareti epeyce azalmış olmakla birlikte olayın sıcaklığı halen tam olarak geçmiş sayılmaz. Bu süreçte birileri aşırı biçimde heyecanlandı, abartılı rüyalar gördü. İçlerindeki husumeti olanca çirkinliğiyle dışarı vuranlar gözlendi. Can sıkıcı da olsa gerçeğin ortaya çıkması, yanı başımızdakilerin içlerinde taşıdıkları nefreti kusmaları fena olmadı. Kim bilir tüm bu yaşananlar belki de içimizde Kemalist vesayetin defterinin tümüyle dürüldüğü hayaline kapılanların kendilerine gelmesi açısından hayırlı olmuştur.

Süreci, yaşananları, yaşananların bizler açısından ne anlama geldiğini bu sayımızda geniş biçimde ele almaya çalıştık. Konuyla ilgili hazırladığımız soruşturma dosyasına katkı sağlayan kardeşlerimize bir kere daha teşekkür ediyoruz.

Gezi olayının ortaya çıkardığı en çarpıcı sonuçlardan birisi, tam iki yıldır Suriye’de yaşananlar karşısında takınılan tutumlara da ayna tutmasıydı. İslam’a ve Müslümanlara karşı konum almış kesimlerin tutarsızlığını, zalime arka çıkmasını geçiyoruz. Ne var ki, İslami camia içinde yer alan kimi zevat açısından da benzeri bir tablo ile karşılaşmak ilginç oldu. Öyle ki, Suriye hadisesinde yanlış konumlananların, zulme karşı tavırsız kalan ya da açıkça zulümden yana tavır alanların neredeyse tamamının bu hadisede de çuvalladığını gördük.

Ne enteresandır ki, on binlerce insanın ölümünü vakayı adiyeden addedenlerin kesilen birkaç ağaç için seferber olduklarına şahit olduk. Katil Baas diktasının şefini diktatör olarak tanımlamakta zorlananların, Erdoğan için rahatlıkla bu sıfatı kullanabildiklerini gözlemledik. Suriyeli mücahitlerin binbir fedakarlıkla sürdürdükleri mücadeleyi karalamak için fırsat kaçırmayanların Gezi koalisyonunun arkasındaki devasa kirliliği görmezden geldiklerini ibretle izledik.

Oysa Mısır’dan Türkiye’ye, Filistin’den Suriye’ye yaşananların birbirilerinden çok farklı şeyler olmadığını, dikkatli bir bakış açısı ile bakıldığında saflaşmanın aynı zemine oturduğunu fark etmek zor değildi. Gelişmelerin bakış açılarımızı netleştirmesini, tutumlarımızı sahihleştirmesini umuyor, yaşananlardan hayırlı sonuçlar elde etmeyi Rabbimizden diliyoruz.

Yaklaşan Ramazan ayı münasebetiyle tüm kardeşlerimizi tebrik ediyor ve bu Ramazan ayının İslam Ümmetinin silkinmesi için bir vesile olmasını, kardeşliğimizi pekiştiren, dayanışmamızı artıran ve bizleri salihler toplumu olma yolunda güçlü, bereketli çabalara sevkeden amellere zemin olmasını Rabbimizden niyaz ediyoruz.