1. YAZARLAR

  2. Ninette S. Fahmy

  3. Müslüman Kardeşlerin Mısır'da Sendikal Mücadelesi

Müslüman Kardeşlerin Mısır'da Sendikal Mücadelesi

Ekim 1999A+A-

Ninette S. Fahmy'nin kaleme aldığı bu makale çok derinlemesine bir İslami hareket tahlili içermiyor. Fakat Türkiyeli okuyucu açısından pek fazla bilinmeyen bir alanda ne olup bittiğine dair bilgiler veriyor. Yazarın verilerinin güncel olmaması, son yılları kapsamaması bir eksiklik. Fakat Alışır İhvanı'nın deneyimi ve Mısır'daki sivil toplum örgütlerine ilişkin bilmediğimiz bazı hususları ele alıyor olması makaleyi önemli kılıyor. Sendika kavramı Türkiye'de isçi ve memur örgütlenmesini ifade ediyor. Fakat Mısır'da bu kavramın kapsamı baroları ve meslek örgütlerini de içeriyor. Sonuçta yazının analatik tahlil içermeyen, spekülatif bazı bölümlerini değerlendirme dışı bıraktık.

Mısır'da profesyonel derneklerin gelişimi 20. yüzyıl Mısır tarihinin çeşitli evrelerine ayna tutmakta, iktidardaki rejim ve sivil toplum arasındaki ilişkileri yansıtmaktadır. Geçmişi 1912 senesine kadar uzanan Mısır sendikacılığı hüküm süren politik şartlara bağlı olaraktan çoğulcu veya kollektif bir yapılanmanın var olduğu örgütlenmeler arasında inişli çıkışlı bir seyir takip etmiştir. Profesyonel tabanlarına rağmen birçok Mısır sendikası 1980'lerin başlarında hala ya hükümetin ya da sivil toplumdaki bir takım liberal güçlerin kontrolü altında çalışmaktaydı.

1982 senesinden sonra Müslüman Kardeşler Mısır sendikacılığında güçlü bir duruş geliştirmeye başladı. Hatta örgütün üyeleri içlerinde liberal politikalar takip edenler de dahil olmak üzere bazı sendikalarda etkin durumlara gelmişlerdir. Bu makalenin amacı ilk önce bu gelişmenin oluşumuna katkıda bulunan etmenleri araştırmak, ikincisi Müslüman Kardeşlerin Mısır profesyonel sendikacılığındaki randımanın bir değerlendirmesini yapmak ve üçüncüsü de Müslüman Kardeşlerin Mısır sendikacılığındaki nüfuzunu kırmak için hükümetin yaptığı teşebbüsleri tahlil etmektir.

Müslüman Kardeşlerin Sendikalardaki Yükselişi

Mısır toplam üye sayısının 3.5 milyonu bulduğu 22 sendikaya ev sahipliği yapmaktadır.1 Müslüman Kardeşler'in nüfuzu, çoğunluğunu kontrol altına aldığı doktorları, mühendisleri, eczacıları, bilim adamlarını ve hukukçuları temsil eden politik olarak en hareketli beş sendikada görülmektedir. Bunlara ek olarak Müslüman Kardeşler diğer sendikaları da Kahire dışındaki birleşik/üye yapılmış sendikalar, sendikal hareketler, Özgürlük ve İslami Hukuk Heyetleri üzerinden kontrol etmektedirler.2

İlk olarak doktorlar, kendi sendikalarında Müslüman Kardeşler'in nüfuzuna tanıklık etmişlerdir. 1984 senesinde Müslüman Kardeşler, Doktor Sendikası İdare Meclisi'ndeki 25 sandalyenin 7'sini kazanırken 1992 senesinde aynı sendikanın genel meclisindeki sandalyelerin çoğunluğunu kazandılar. Ve Kahire, İskenderiyye, Cize ve Daqahliya'da buluna birleşik sendikalardaki çoğunluğu elde ettiler.3 1987 senesinde Müslüman Kardeşler Mühendisler Sendikası'nın genel toplantısında 61 sandalyenin 54'ünü kazanırken, 1988 senesinde yapılan sendika meclisi seçimlerinde tüm sandalyeleri kazandı.4

Yazar İhsan 'Abdulkuds'un olan ve Müslüman Kardeşlerin5 hareketli üyelerinden Abdulkuds, 1985 seçimlerinin ardından Gazeteciler Sendikasının önde gelenlerinden biri haline geldi. Daha sonra sendikanın sürekli bir üyesi haline gelmiş olup, üyeliğini bugün de sürdürmektedir. Burada üzerinde durulması gereken bir husus da 'Abdulkuds'un bir Müslüman Kardeşler üyesi olmasına rağmen, ardarda yapılan beş sendika meclisi seçimine de bağımsız olarak katılmasıdır.6 1995 senesindeki Gazeteciler Sendika Meclisi seçimlerinde Müslüman Kardeşlerin başka bir üyesi Abdulmesud bir sandalye kazanarak Müslüman Kardeşlerin 12 sandalyeli sendika meclisindeki temsilini 2 sandalyeye çıkardı.7

1992 senesinde Hukukçular Sendikası Meclisi seçimlerinde hükümet onaylı başkan adayı Ahmet Khawaja'nın altında Müslüman Kardeşler ilk defa sandalyelerin çoğunluğunu kazanma başarısını gösterdiler.8 Önde gelen bir Wafdist avukatı ve Hukukçular Sendikasındaki hükümet karşıtı hizbin önderi Muhammed Afsur'un oğlu Üsame Afsur ile yapılan bir röportajda Müslüman Kardeşler'in, Hukukçular Sendikasında nasıl iktidara yükseldiğini anlatmıştır. Üsamel Afsur, bu durumun al Khawaja ile sendikanın, Jihad ve Müslüman Kardeşler üyesi kişilerin arasında yapılan anlaşmanın doğal sonucu olduğunu iddia etmektedir. Sendikadaki önderliğini koruyabilmek ve öncelikli olarak liberal Wafdistlerden oluşan hükümet karşıtı hizip ile savaşmayı devam ettirmek için, Khawaja, İslamiliği ağır basan bir meclisi kabul etti.9 Şu da ilginç bir nottur ki, Müslüman Kardeşler yer aldıkları hiçbir sendikada başkanlığı için yarışmaya teşebbüs etmemişlerdir. Bunun tam tersi bir şekilde Müslüman Kardeşler sürekli olarak her seferinde hükümetin aday olarak gösterdiği seçilmiş başkanları, rejim ile Müslüman Kardeşler arasında kendi lehlerine arabuluculuk yapmaları için desteklemişlerdir.10

Bazı analizciler Müslüman Kardeşlerin sendikalar üzerinde politik kontrol elde etmek için çaba sarfetmesi kararını hükümetin Mısır'da 1980'lerde İslamcılara yönelik zorla uyguladığı parlamento içi ve dışı kısıtlamalara karşı gelişen bir tepki olduğunu tartışmaktadırlar. Söz konusu sınırlamalar Müslüman Kardeşlerin bir muhalefet partisi gibi davranmasını engellemiş olup, 1990'larda parlamentodaki temsil edilme durumunun düşmesine neden olmuştur.11 Bu analizciler, Müslüman Kardeşlerin sendikalardaki gücünün artması ile onları parlamentoda temsil edilme durumunun düşmesi arasında bir ters orantı kurmaktadırlar.

Bununla birlikte bu çıkarım çürüktür. Çünkü Müslüman Kardeşler 1984 senesinin başlarında sendikalarda güç kazanmaya başlamıştır (Daha özel olarak Doktorlar Sendikasında) ve 1987 senesinde Ulusal Anayasa Seçimlerinde parlamentodaki en yüksek temsil edilme durumlarını yakalamışlardır. Bu yazar, bunun yerine Müslüman Kardeşler'in politik partiler ile ittifaka girmesinin ve benzeri bir şekilde profesyonel sendikacılığa girmesinin, eğitimli orta sınıfı hedefleyen örgüt stratejisinin bir gereği olduğuna inanmaktadır. Bunun tam tersine Müslüman Kardeşler, gönüllü İslami halk örgütlerinde/hayır kurumlarında da, öncelikle Mısır toplumunun fakir tabalarına ulaşmaya odaklanmışlardır.

Müslüman Kardeşlerin sendikalarda yönetimi ele geçirmesini kolaylaştırıcı etmenlerin sayısı üç kategoride toplanmıştır: Hareketin kendisinden, sendikaların icraat yaptıkları hukuki ve politik sistemden ve sendikaların kendi iç zayıflıklarından kaynaklanan etmenler.

Müslüman Kardeşler İle İlgili Etmenler

1980'ler boyunca yeni bir nesil müslüman kardeşlerdeki önderlik mevkilerine yükseldi. Yeni önderlerden bazıları 'Assan Aryan, Abdul Mun'im Ebul Futuh, Hilmi Cazzar ve ibrahim Za'farani'dir12. Bir on sene önce söz konusu önderler Kahire'nin Aynul Şems ve İskenderiye Üniversiteler'inde bulunan öğrenci derneklerinin hareketli kişileriydiler13. Onlar 1970'lerde Mısır'daki, daha sonraları bir askeri kanat da tesis eden, Cemaat-i İslami adıyla bilinen İslami Öğrenci Hareketinin kurucularıydılar. 1978 senesinde İslami grubun bazı önderleri tutuklandığı zaman Müslüman Kardeşlere bağlı avukatlar onları Müslüman Kardeşlere katılmaları şartıyla gönüllü olarak savunmuşlardır. İslami grubun kimi önderleri Müslüman Kardeşlerin bu teklifini her iki grup arasındaki gündem farklılığı nedeniyle reddetmişlerdir. Bununla birlikte birleşmeyi kabul edenler arasında Muhy Din Ahmed ve Ebul Ala al-Hadi gibi Yukarı Mısır'dan al-Aryan, al-jazzar ve Ebul Futuh gibi Kahire Üniversitesi'nden ve Ahmed Umar ve Zafarani gibi İskenderiye Üniversitesi'nden kişiler bulunmakta idi.

Cumhurbaşkanı Enver Sedat'a 1981 senesinde düzenlenen suikastın ardından polisin baskı­larından usanan İslami Grub'un üyeleri açıkça gruplarından ayrılarak Müslüman Kardeşler ile birleştiler14. 40 yaşlarının ortalarında ve sonlarında olan bu genç Müslüman Kardeşlerin önderleri öğrenci derneklerinde çalışırken kazandıkları politik eğitim ve örgütlenme becerilerini kullanarak, parlamentodan profesyonel sendikalar gibi sivil toplum kuruluşlarına kadar birçok düzlemde kurallarına göre oynamayı ve rejime meydan okuma/kafa tutma kararı aldılar.15

Hukuki ve Politik Sistemle İlgili Etmenler

1950'lerin ortalarından beri hükümet, sendikaları kontrol altında tutmaya ve onların iktidar/güç ve özerkliğinin altını oymaya teşebbüs etmektedir. Hükümetin sendikaları dolaylı yollardan kontrol etmesini, sendika üyelerinin hiçbir politik harekete katılmasına olanak vermeyen sendika yönetmeliklerinden çıkarsamak mümkündür. Ayrıca devlet kendisine bağlı diğer organlarını/teşkilatlarını da sendikalar üzerinde kontrolü sağlamak amacıyla görevlendirmiştir. Örneğin Cumhurbaşkanı Cemal Abdul Nasr döneminde (1954-70) 1958 senesinde çıkarılan 8 numaralı kanun sendika meclisi seçimlerine katılan tüm adayların yönetimdeki Ulusal Birlik ve onun halefi olan Arap Sosyalist Birliği Partilerinin üyesi olmasını şart koşmaktadır16. Bu kanun 1977 senesine kadar yürürlükte kalmış olup yapılan yeni değişiklik ile meclis üyesi olmak is­teyen adayların devletin başsavcısından onay almaları zorunlu tutulmuştur.

Nasr ve Sedat'ın Cumhurbaşkanlığı yaptıkları dönemlerde devlet kendisinde sendika meclislerini lağv etme hakkını bulmakta idi. 1954 senesinin Mart ayında Nasr, Hukukçular Sendikası'nın meclisini lağvetti ve sendika yetkililerine, politik partilerin ve demokrasinin yeniden yapılandırılmasını ve ordunun kışlaya geri dönmesini talep ederek, Nasr-Necip anlaşmazlığında general Muhammed Necip'ten taraf olmaları sebebiyle görevlerinden aldı17. Aynı sene aynı nedenlerden dolayı Gazeteciler Sendikası da lağvedildi18. 1971 senesinde Sedat, Arap Sosyalist Birliğinin gücünü kırmak amacıyla bir emir vererek bütün sendikaların lağvedilmesini ve Arap Sosyalist Birliği üyelerinin Sendika başkanlıklarından ve meclis üyeliklerinden çekilmelerini sağladı19. 1981 senesinde Hukukçular Sendikasının başta İsrail ile yapılan barış antlaşması olmak üzere Sedat'ın takip ettiği dış politikayı artan bir şekilde eleştirmesi nedeniyle Sedat sendikaya yasaklama getirdi ve sendika meclisini de lağvetti. Daha sonra içlerinde sendika başkanı Khawaja'nın da bulunduğu beş sendika mensubu cezaevine gönderildi20. Hükümet ayrıca sendika seçimlerine de resmi olarak desteklediği özel adaylar ile21, sendika seçimlerini kanun tarafından belirlenmiş resmi mühletin ardına erteleyerek22 ya da meclislerin çalışma dönemlerini uzatıp kısaltarak23 müdahale etmektedir. Bu olay Nasr ve Sedat döneminde sık sık tekrarlanmış olup, Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek döneminde de devam ettirilmiştir.

Sendikalara karşı izlenen baskı politikaları da şu ana kadar hükümetin sendikaları kontrol altında tutmak için kullandığı başka bir yöntem olmuştur. Hem Sedat hem de Mübarek özellikle Hukukçular Sendikasının düzenlediği ve rejim tarafından devlet politikalarının eleştirisi ve hükümet karşıtı görüşlerin propagandası olarak algılanan sempozyumların düzenlenmesini engellemek için polis kullanmıştır. Ayrıca polis devlet tarafından -özellikle Hukukçular Sendikası ile ilgili olaylarda- hükümet destekli adayları diğer adaylara karşı desteklemek ve bir seçimi kaybettikten sonra onları tekrardan eski mevkilerine dönebilmelerine yardımcı olabilmek amacıyla kullanılmıştır.

Sendikaları yürürlükten kaldırma tehdidi de Nasr ve Sedat rejimleri tarafından politik açıdan hareketli sendikaların üyelerinin seslerini kısmasına yönelik bir uyarı mahiyetinde kullanılmıştır. Örneğin 1961 senesinde Halkın Kuvvetleri Ulusal Müzakeresi'ni düzenleyen heyet ile yapılan bir toplantı sırasında Nasr bütün profesyonel sendikaları lağvetmek ile tehdit etmişti24. 1979 ve 1980 senelerinde Sedat, Gazeteciler Sendikasını lağvetme ile tehdit ederek, onların statüsünü özel bir kulüp statüsüne düşüreceğini söylemiştir25. Hiç şüphesiz bu sınırlayıcı ölçüler sendikaların güçsüzlüğüne katkıda bulunmakta ve onların üyelerinin çıkarlarını koruma ve hatta dile getirmesini bile engellemekte ve sendika üyelerinin ve sendika meclislerine katılımına da oldukça olumsuz bir darbe vurmaktadır.

Mısır'daki profesyonel sendikacılığın altını daha da oyan başka bir etmen de sendikalardaki politik partilerin rolleri olmuştur. Politik partiler son 30 sene içinde genel olarak güçsüzdüler ve tabanlarını seferber ederek sendikalarda bir politik hareketliliği oluşturabilmek noktasında başarısız olmuşlardı. Politik partiler sendikalara gelirken yanlarında kan davalarını da getirdiler ve sendikaları savaş meydanlarındaki kamplara dönüştürdüler. Örneğin 1980'lerin sonlarına doğru Waft Partisinin birbirleriyle rekabet eden hizipleri Hukukçular Sendikası'nda kendi iç savaşları için kavga verdiler26.

Sendikaların İç Zayıflıklarıyla İlgili Etmenler

Mısır profesyonel sendikacılığı birçok ciddi sorunla boğuşmaktadır. Aslında ciddi bir zayıflık kaynağı olan iç bölünmeler ve hizipçilik Mısır'daki birçok sendikanın doğasında vardır ve bu da Müslüman Kardeşler'in yükselişini kolaylaştırmıştır. Birçok sendika çeşitli hizipler arasında kimi zaman sonuç almak için mahkemelere kadar giden iktidar savaşlarına sahne olmaktadır. Hareketli bir profesyonel dernek olan Hukukçular Sendikası 1986 senesinden 199027 senesine kadar süren iç çekişmeleri nedeniyle felç olmuş ve hatta genel oturumunu bile toplayamamıştır. Ticaret Çalışanları Sendikası'nda yaşanan başkanlık meselesi üzerine şekillenmiş hizipçi çekişmeler 1983 senesinde başlamış, 1988 senesinde mahkemeye gitmiş ve tartışma ancak 1989 senesinde bir sonuca ulaşmıştır28.

Herhangi bir sendikanın kuruluşu çıkarların ortaklığı ve nesnelliğine dayanır. Bununla birlikte Mısır sendikalarında bir iç bağlantı olmayıp her grubun çıkarları farklıdır. Örneğin Hukukçular Sendikası hem savcıları hem de içlerinde profesörlerin de bulunduğu özel çalışan hukukçuları barındırmaktadır. Her tabakanın farklı çıkarları ve sorunları olması ve her kesimin farklı örgütlere üye olması nedeniyle bir sendikanın tüm üyelerinin taleplerini karşılaması zorlaşmaktadır. Aynı sorun üyelerin çeşitli üniversitelerde ticaret, ekonomik ve politik bilim dalı mezunlarının yanısıra yüksek ticaret mezunlarından oluşmuş olan Ticaret Çalışanları Sendikası'nda da görülmektedir. Öğretmenler Sendikası'nda durum bundan daha iyi değildir. Söz konusu sendikanın üyelerini ilkokul öğretmenleri, lise öğretmenleri ve kolej profesörleri oluşturmaktadır29. Sendikaların profesyonel ve toplumsal tabanlarındaki farklılıklar sadece sendikalarda iç bölünmelerin ve hizipçilerin oluşmasına katkıda bulunmakla kalmıyor aynı zamanda üyelerinin bu profesyonel derneklere ait olma hissini ve sadakatlerini de baltalıyordu. Mısır sendikaları ayrıca uzun ve saltıkçı önderlikten de zarar görmektedirler. Mısır'daki sivil toplum kuruluşlarının en önemli talepleri oluşumların ıslah edilmesi olduğu halde birçok kere devlet başkanlarının işlerine karışmasına bir sınırlama getirdikleri halde bütün büyük sendikaların baş önderliği değişmeden kalmaktadır. Örneğin Hukuk Adamları Sendikasında Khawaja'nın sendika başkanlığı yaptığı dönemler 1966-71'den 1977-81'e ve bu tarihten de 1982-95'e kadar uzamaktadır. 'Uthman Ahmed' Mühendisler Sendikasının başkanlığını 1979'dan 1991 senesine kadar yürütürken Salah Jalal de Gazeteciler Sendikasının başkanlığını 1981 senesinden 1987 senesine kadar sürdürmüştür. Görev başında bu denli uzun kalmak Mısır'da hem sendikaların hem de politik partilerin karakteristik bir özelliği olup, bu kurumların rejimi eleştiri yağmuruna tuttuğu sorunlardan henüz kendisini arındıramadığını göstermektedir.

Başkanların görev sürelerinin uzun olması sendikaların idare edildiği otoriter yöntemleri daha da ağırlaştırmaktadır. Hukukçular Sendikasında bütün önemli kararlar Khawaja tarafından alınır ve onun maiyeti sendikanın genel oturumunun katılımı olmaksızın karar alma süreci için yeterli olmaktadır30. Mühendisler sendikasında önemli kararlar sendika meclisinin katılımı veya onayı olmadan sendika başkanı Uthman tarafından alınmaktadır31. Sendikanın nereye yatırım yapacağının kararı meclisin kararı olmadan sendika başkanı Uthman tarafından alınmaktadır. Yatırım yapılan 16 projenin 14'ünde parasal kayıplara uğranmaktadır.32

İşin gülünesi yönü ise sendikaların, politik partilerin ve diğer örgütlenmelerin bir yandan hükümeti hoşgörüsüzlük ve baskıcılık ile itham ederken bir yandan da kendilerinin, kendi içlerindeki öz eleştirilere hoşgörüsüz bir şekilde yaklaşması ve kendi koydukları kurallara katlanamamasıdır. Mesela 1990'larda kaybeden hiziplerin seçim sonuçlarını kabul etmemesi ve mahkeme hükümlerine razı olmayıp sonuçlara karşı gelmesi bir gelenek halini almıştır.33

Profesyonel sendikaların güvenilirliği ve itibarı içlerinde Hukukçular Sendikası ve Mühendisler Sendikası'nın da bulunduğu sendika üyelerine ve önderlerine yönelik yapılan, sendika formlarını kendi zimmetine geçirme gibi yolsuzluk suçlamaları ile daha da bir aşınmaktadır34. Sendikalara yöneltilen başka bir yaygın suçlama da seçim sonuçlarında yapılan tahrifattır. 1989 senesinde bir örnek olarak Ticaret Çalışanları Sendikasının İskenderiyye'de kendisine bağlı bir sendikanın sonuçların açıklanmasının ardından tahrifat yapıldığının kanıtlanması üzerine, seçim sonuçlarını iptal etmiştir35. Bu tip sorunlar sendikaların performansını olumsuz yönde etkilemekte ve meclis seçimi toplantılarına katılımların düşük mevcutlu olmasına sebebiyet vermektedir. Bu seçimlerde üye katılımları genel üye mevcudunun % 10'unu aşmamakta olup, bazı vakalarda % 3'e kadar düştüğüne de rastlanmaktadır36. Daha da ötesi sendikalardaki mevcut üye sayısı ile oy kullanma hakkına sahip üye sayısı arasındaki büyük boşluklar (söz konusu kişiler yıllık üyelik aidatını ödemiş kimselerdir) sadece duyarsız çoğunluğu yansıtmak ile kalmayıp aynı zamanda kendi çıkarlarının sözcülüğünü yapan ve onları koruyan bir birlik/dernek olarak sendikalarına duydukları güvensizliği de göstermektedir. Duyarsız bir çoğunluğun olması ve Müslüman Kardeşlerin iyi örgütlenmiş ve yüksek vasıflı olması onların sonraki evrelerde sendikaların üst düzey yönetimini devralmasını kolaylaştıracaktır.

Müslüman Kardeşler'in Sendikalardaki Performansı

Müslüman Kardeşler'in sendikalardaki randımanını değerlendirebilmek için kullanılacak önemli bir ölçüt üyelerinin sendika meclisi seçimlerine katılımlarındaki hareketliliktir. Müslüman Kardeşler'in idari meclislerin çoğunluğunu ellerinde tuttukları, kontrol altına aldıkları 5 sendika (Doktorlar, Mühendisler, Hukukçular, Eczacılar, Bilimadamları Sendikaları) içinde onları anlamak için en iyi örnek Doktorlar Sendikası olmaktadır. Söz konusu sendika Müslüman Kardeşler'in meclisini kontrol altına aldığı ilk sendikadır (1984). Ve bu nedenle Müslüman Kardeşler tarafından oynanan önderlik rolüne en uzun süreli derinlikli değer biçme çatısı sağlamıştır. Ayrıca bu durum İslamcılar tarafından daha iyi bir idare olarak da benimsenmiştir37.

Tablo 2'de Doktorlar Sendikası'nın 1982'den 1992 senesi arasındaki seçime katılım mevcutları gösterilmektedir. Söz konusu tabloda Müslüman Kardeşler'in meclisi kontrol altına aldıkları 1984 sendika meclisi seçimlerinden beri katılımlardaki artışları göstermektedir. 1990 ve 1992 seneleri hariç tutulduğunda Doktorlar Sendikasının seçime katılım mevcudu üzerine yapılan bir analiz, katılımcı sendika üyelerinin sayısının % 15'i geçmediğini göstermektedir. (1984 senesinden önce söz konusu rakamlar % 10'un altındadır). Bu düşük sendika seçimlerine katılım oranı duyarsız bir çoğunluğun varlığını doğrulamaktadır.

1990 senesindeki seçimlere katılım oranının yüzde 21 ve 1992 senesinde söz konusu oranın yüzde 27 olmasını bazı analizcilerin dediği gibi Müslüman Kardeşlerin duyarsız kitleleri harekete geçirme başarısına bağlayamayız38. Oy kullanım oranlarındaki yükselmenin en baş sebebi Sağlık Bakanlığımın, Doktorlar Sendikası'nın içindeki hükümet yanlısı üyelerin aidatlarını ödeyerek onların seçimlerde Müslüman Kardeşler'in nüfuzunu kırmak için cesaretlendirmesine dayanmaktadır39. Ve şu bir gerçek ki aynı yöntem Hukukçular Sendikası'nın 1992 senesi seçimlerinde hükümet karşıtı üyeleri kendilerine oy vermeleri halinde aidatlarını ödemek ile kandıran Müslüman Kardeşler tarafından da kullanılmıştır.

Müslüman Kardeşler bir yandan hem hükümeti ve hem de sendikalardaki diğer laik/seküler politik güçleri seçim sonuçlarını tahrif etmek ile suçlarken kendileri de aynı şeyleri yapmaktaydılar. Gerçekten de Müslüman Kardeşler bu alanda hükümeti bile şaşkınlığa düşürmekteydiler. 1995 Mühendisler Sendikası seçimlerinden önce hükümet kendi yandaşlarını harekete geçirebilmek için yoğun bir gayret sarfetti. Bu destekçilerin içinde 18 000'i kamu sektörlerinde, 13 000'i de orduya bağlı kurum ve kuruluşlarda çalışan ve üyelik aidatları ordu tarafından ödenen ve üyelik aidatları bağlı oldukları bakanlıklar tarafından ödenen sulama, endüstri, iskan bakanlıklarında görev yapan mühendisler bulunmaktaydı40. Böylece üyelik aidatları devlet tarafından ödenen ve bu nedenle de doğru yere oy vermesi gereken hükümet destekçilerinin toplam sayısı 60 000'i bulmaktaydı.

Bununla birlikte Müslüman Kardeşler heyeti seçimleri denetlemek ile görevli adli mercilere üyelik aidatlarını ödemiş ve oy kullanmaya hak kazanmış 220 000 mühendisten yalnızca 70 000'inin ismini verdiler. Listeye dahil edilmemiş olan isimler ise Müslüman Kardeşlerin muhalifleri olup hükümete bağlı kuruluşlarda çalışmaktaydılar41. Üyelik aidatlarını verdikleri halde isimlerini oylama listelerinde bulamayan kişiler adli heyete defalarca şikayetlerini sundular. Sonuç olarak adli heyet tam yedi kez seçimleri iptal etti.42

Bazı Müslüman Kardeşler kendi kontrolleri altındaki sendikalarda meclis önderlerinin diğer sendikalara nazaran daha sık değiştiği yönünde iddialar ortaya atmaktadırlar. Bununla beraber söz konusu seçimler Müslüman Kardeşlerin üyeleriyle sınırlandırılmış olup, gayri demokratik yollardan yapılmaktadır43.

Müslüman Kardeşlerin destekçileri sendikaların Müslüman Kardeşlerin kontrolü altına girmesiyle birlikte son kırk yıldır devam edegelen sendika içi hizipçilik ve düşünsel ayrımcılık olaylarının birlik ve dayanışma ile yer değiştireceğini sanmaktaydılar. Fakat gerçekte pek de bir değişiklik olmamıştı: Çatışmalar ve hizipçilik sendikalarda yaşanmaya devam etti. Fakat bu sefer mücadele Müslüman Kardeşler ve laik güçler arasında gerçekleşmekteydi. Mısırlı Doktorlar birliğinin kurulması Doktorlar Sendikasının içindeki laik doktorlar ile Müslüman Kardeşlerin çatışmalarının sonucudur44. 1994 senesinde Hukukçular Sendikası iki kere bölündü. Birincisinde Müslüman Kardeşlerin kendilerinden farklı çeşitli politik bakış açılarına sahip 10 kişiyle mücadelesinin, ikincisi ise Müslüman Kardeşlerin içindeki iki farklı hizibin birbirine girmesinin sonucunda oluştu.

Bazı sendika önderlerinin yaptığı yolsuzluklar 1980'lerin sonlarına ve 1990'ların başlarına doğru ifşa edilmeye başlandı. Söz konusu durum sendika üyelerinin üzerinde olumsuz bir etki yaratıyordu. Ve Müslüman Kardeşler seçim kampanyasını yolsuzluk karşıtı bir platformda başlattı.

İşte bunlar kendileri sendika meclislerinin önderliğini devraldıktan sonra yolsuzlukların önünün alınacağı iddiasını taşıyan Müslüman Kardeşlerin çıkarılmış bazı dosyalarıdır.

Sonuç

Mısır'daki profesyonel sendikalar, sendika randımanına olumsuz bir şekilde yansıyan kendi fiilleri ve hükümetin müdahaleleri sonucu zayıflamışlardır. Bunun bir sonucu olarak sendikalara üyelerinin duyarsızlığı ve kuruma karşı zayıflayan bir sadakatla bağlılık anlayışı egemen olmuştur. Sendikaların bu güçsüzlüğü iyi yetişmiş ve iyi örgütlenmiş olan müslüman kardeşlerin birçok önde gelen sendikada meclis önderliğini kazanmasına sebeb olmuştur. Ancak Müslüman Kardeşlerin kendi randımanları da, eleştirdikleri güçlerin randımanlarından çok daha iyi olmamıştır. Müslüman Kardeşlerin bazı sendikaların önderliğini devralması hükümetin bu sendikalara karşı yaklaşımında daha hassas olmasını beraberinde getirmiş ve devlete sivil toplum kuruluşlarını sıkıştırma, hatta onları avucuna alma fırsatı vermiştir.

Tablo 1

1995 Senesinde Mısır Sendikalarındaki İslamcılar

Kaynak: Amani Qandil, Çıkar Gruplarının Mısır Politikasındaki Rolleri, sayfa 34

Sendika                 Melis Üyelerinin

İslamcı Listelerdeki Toplam

Toplam Mevcudu

Üye Mevcudu

Doktorlar Sendikası               23

20

Mühendisler Sendikası           61

45

Eczacılar Sendikası                25

17

Bilimadamları Sendikası          25

17

Hukukçular Sendikası             25

18

Tablo 2

Doktorlar Sendikasındaki Seçmen Mevcutları

Kaynak: Önceki tablo ile aynı kaynaktan yararlanılmıştır.

Sene

Sendika

Oy

Seçimlere

Oy

Katılımcılar

Üyesi Sayısı

Kullanma

Katılım

Kullanma

ın Toplam

(*10000)

Hakkı

Sayısı

Hakkı

Mevcuda

Olanların

(*1000)

Olanların

Oranı %

Sayısı

Katılım

(*1000)

Oranı %

1982

50

20

2

10

4

1984

60

30

6

20

10

1986

75

40

11

27.5

14.6

1988

90

50

12

24

13

1990

100

65

21

32

21

1992

110

70

30

43

27

Çeviren: Gökçe Kaçmaz

Dipnotlar:

1- 'Abd al-'Ati' ahmed. al-Haraka al Islamiyya fi Mısır wa Qadddiyu al-Tahawwul al-Dimiqrati (Kahire: al-Ahram Çeviri ve Basımevi, 1995), sayla 252

2- Bu heyetler, Müslüman Kardeşlerin tüm sendikalardaki üyeleri tarafından tesis edilmiştir. Bu heyetlerin amacı Mısır hukuk sistemini oluşturan şeriat için konferanslar ve halka yönelik dersler ile destek saylamakladır.

3- 'Abd al-'Ati' ahmed. al-Haraka al Islamiyya fi Mısır wa Qadddiyu al-Tahawwul al-Dimiqrati (Kahire: al-Ahram Çeviri ve Basımevi, 1995), sayla 253

4- a.g.e.

5- Robert Bianchi. Kural Tanımaz Dernekçilik, yirminci Yüzyıl Mısırı'nda Derneksel Hayat (Oxford: Oxford Üniversitesi Yay. 1989) sayfa 114.

6- Arap Stratejik Raporu. 1995 (Kahire: al-Ahram Politik ve Stratejik Çalışmalar Merkezi. 1996). sayfa 434.

7- a.g.e.

8- Arap Stratejik Raporu, 1995 (Kahire: al-Ahram Politik ve Stratejik Çalışmalar Merkezi. 1996). sayfa 334.

9- Üsame Afsur ile yapılan bir röportaj. Kahire. Nisan 1997.

10- 'Abd al-'Ati' ahmed. al-Haraka al Islamiyya fi Mısır wa Qadddiyu al-Tahawwul al-Dimiqrati (Kahire: al-Ahram Çeviri ve Basımevi, 1995), sayla 254

11- a.g.e. s. 245

12- Arap Stratejik Raporu 1995 (Kahire: Al-Ahram Politik ve Stratejik Çalışmalar Merkezi. 1996), s. 432-33.

13- 'Abd al-'Ati' ahmed. al-Haraka al Islamiyya fi Mısır wa Qadddiyu al-Tahawwul al-Dimiqrati (Kahire: al-Ahram Çeviri ve Basımevi, 1995), sayla 246

14- Hişam Mübarek "Cemaat-i İslami Ne İstiyor? Talat Faut Kazım ile Bir Röportaj" Joel Beinin ve Joe Slork. Siyasal İslam. Ortadoğu Raporundan Makaleler (New York: I.B. Tauris. 1997) s. 316-17.

15- 'Abd al-'Ati' ahmed. al-Haraka al Islamiyya fi Mısır wa Qadddiyu al-Tahawwul al-Dimiqrati (Kahire: al-Ahram Çeviri ve Basımevi, 1995), sayla 246

16- Arap Stratejik Raporu l992 (Kahire: Al-Ahram Politik ve Stratejik Çalışmalar Merkezî, 1996). s. 333.

17- Donald Reid, "Ulusal Baro Derneği ve Mısır Politikaları. l9l2-54" Afrika Tarihi Çalışmaları.

18- Donald Reid, "Modern Mısır'da Profesyonelliğin ve Profesyonel Örgütlenmenin Yükselişi". Toplum ve Tarihle Karşılaştırmalı Çalışmalar 16 (1974). s. 55

19- Robert Bianchi. Kural tanımaz Dernekçilik. Yirminci Yüzyıl Mısır'ında Derneksel Hayat. (Oxford: Oxford Üniversitesi Yayınları. 1989), s. 93.

20- a.g.e. s. 102-104.

21- Kasım 1996 seçimleri sırasında Avukatlar Sendikasında ve Mart 1981'de Gazeteciler Sendikasında söz konusu olaylar vukubulmuştur. Arap Stratejik Raporu 1992 (Kahire: Al-Ahram Politik ve Stratejik Çalışmalar Merkezi. 1996), s. 333.

22- Bu olay hem Gazeteciler Sendikası için hem de Mühendisler Sendikası için 1960'ların başında ve sonunda vukubulmuştur. a.g.e.

23- Örneğin böyle bir uzatma Avukatlar Sendikası ve Mühendisler Sendikası Meclisinin çalışma döneminin 4 sene uzatılmasında görülmüştür. Aynı şekilde Gazeteciler Sendikasında dil benzeri bir görevlendirilme yaşanmıştır.

24- Arap Stratejik Raporu. 1992 (Kahire: Al-Ahram Politik ve Stratejik Çalışmalar Merkezi. 1996). s. 333.

25- a.g.e. s.331-333.

26- Arap Stratejik Raporu 1989 (Kahire:Al-Ahram Politik ve Stratejik Çalışmalar Merkezi 1990). s. 465.

27- a.g.e.

28- a.g.e.

29- a.g.e. s. 493.

30- Usuma Afsur ile Röportaj, Kahire 1997.

31- Amani Qandil. '"Al-Jara'im al İqtisadiyya al Muslahdatha Fialniqabal al Nihaniyya" (Profesyonel Sendikalarda Meydana Gelen Ekonomik Cinayetler), bu makale/yazı toplumsal ve politik çalışmalar ulusal merkezinde sunulmuştur, analitik çalışmalar ve hesaplamalar ve toplumsal ve nüfus araştırmaları uluslararası konferansı. (Kahire: Al Shu'ubiyya al Ijtimaiyva. 1992) s. 19-20.

32- a.g.e.

33- Arap Stratejik Raporu 1989 s. 465; Arap Stratejik Raporu 1988. s. 499.

34- Mühendisler Sendikasında yapılan yolsuzluklar için bkz: Qandil "Al Jara'im al Iqtisadiyya al Muslahdatha li al Niqabal al Nihaniyya". Hukuk Adamları Sendikasındaki yolsuzluklar hakkında bilgi almak için bkz: Usuma Afsur ile Röportaj Kahire. Nisan 1997.

35- Arap Stratejik Raporu 1989, s. 467.

36- Amani Qandil "Al Jama'at al Mihaniyya a al Musharaka al Siyasiyya" (Profesyonel Gruplar ve Politik Katılımlar). Mısır'da Politik Katılımcılar adı altında düzenlenen sempozyumdan bir rapor. (Kahire: Arap Araştırma Merkezi 1992). s. 24.

37- Amani Qandil 'Taqyyim A'da al İslamiyyin Fial Niqabat al Mihaniyya" (Profesyonel Sendikalardaki İslamcı Üyelerin Değerlendirilmesi). (Kahire: Politik Çalışmalar Araştırma Merkezi. Kahire Üniversitesi. 1993) s. 28

38- a.g.e.

39- a.g.e. s. 26. 40

40- Ruz al Yusuf (Kahire). 20 Şubat 1995.

41- a.g.e.

42- a.g.e.

43- Amani Qandil "Taqyyim Hela al İslamiyyin İl al Niqabat al Mihaniyya" (Profesyonel Sendikalardaki İslamcı Üyelerin Değerlendirilmesi). (Kahire: Politik Çalışmalar Araştırma Merkezi, Kahire Üniversitesi. 1993).

44- Al Ahali 23 Ağustos 1995.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR