1. YAZARLAR

  2. Rıdvan Kaya

  3. Mısır’da Devrim Sürüyor, İstikrar Arayışı da!

Mısır’da Devrim Sürüyor, İstikrar Arayışı da!

Haziran 2012A+A-

Mısır’da 23-24 Mayıs tarihlerinde yapılan cumhurbaşkanlığı seçimleriyle birlikte Mübarek sonrası süreçte önemli bir evre daha geçildi. Cumhurbaşkanlığı seçimleri uzunca bir süredir yönetimdeki askerî konseyin seçimlere izin verip vermeyeceği tartışmalarına sahne olmuş, bu durum da ülkedeki tansiyonu yükseltmişti. Herkeste son anda konseyin müdahale edip süreci durduracağı korkusu mevcuttu.

Mayıs ayı başında Selefi Nur Partisinin adayı Hazım Salah Ebu İsmail’in adaylığının veto edilmesi üzerine yaşanan çatışmalar gerilimi yükseltmişti. Kararı protesto eden Ebu İsmail taraftarlarına yönelik asker destekli çetelerce gerçekleştirilen saldırılar neticesinde çok sayıda kişi öldürüldü. Bu durum ise seçimlerin ileri bir tarihe ertelenebileceği korkusunu artırmıştı. Buna rağmen seçim tarihinde bir aksama olmadı. Seçim Kurulu gerek İhvan’ın güçlü adayı Hayrat Şatır’ın ve Nur Partisinden Ebu İsmail’in adaylıklarını veto etmekle beraber seçim sürecini devam ettirdi.

Seçimler öncesi yapılan tahminlerde seçimlerin favori adayları olarak bağımsız İslamcı aday Abdulmünim Ebu’l Fütuh ve Arap Birliğinin eski genel sekreteri Amr Musa’nın ismi çok zikrediliyordu. İhvan’ın yedek adayı olarak seçimlere giren Muhammed Mürsi’ye ise ilk turda az şans tanınıyordu. İhvan’ın seçimler öncesinde aday göstermeyeceğini beyan etmesine rağmen bilahare bu kararını değiştirmesinin halk arasında tepki doğuracağı da iddialar arasındaydı.

Seçim sonuçları açıklandığında büyük bir sürpriz yaşandı. Favori adaylar Ebu’l Fütuh ve Amr Musa ağır bir yenilgi almışlar ve ancak 4. ve 5. olabilmişlerdi. Buna karşın Mürsi % 25 oyla (5 milyon 764 bin) birinci gelmiş, solcu-Nasırcı aday Hamdin Sabbahi de beklenenin üzerinde bir oy alarak yaklaşık % 20’lik bir oyla 3. sıraya yerleşmişti. En büyük sürprizi ise hiç kuşkusuz Mübarek yönetiminin son başbakanı eski general Ahmed Şefik yapmıştı. % 24 oyla seçimi ikinci bitiren Şefik 16-17 Haziran tarihlerinde yapılacak ikinci turda yarışma hakkını elde etmişti.  

Ahmed Şefik gibi eski rejim kalıntısı bir ismin halktan bu kadar yüksek bir destek alması devrimcileri hem kızdırdı hem de korkuttu. Seçimlere dahi sokulmaması gerektiği hususunda ciddi tepkilerle karşılaşan Ahmed Şefik’in 2. turda bir sürpriz yaparak cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturabilme ihtimali Mübarek belasından kalıcı olarak kurtulduklarını düşünen muhalifleri kara kara düşündürmekte. İhvan’ın parlamento seçimlerini kazanıp Meclisin yarısına yakın sandalyesini elde etmesi üzerine ortalığa korku bulutları yayan çevreler şimdi bir karar vermek zorundalar: Ya İhvan’ın adayı Mürsi, ya general Şefik.

Seçim sonuçlarıyla ilgili olarak sorulması gereken bazı sorular var. Öncelikle Ahmed Şefik’in beklenmeyen çıkışının altında ne yatıyor?

Burada öncelikli faktörün istikrar arayışı ve kaostan duyulan korku olduğu söylenebilir. Mısır nüfusu seksen milyonu aşan ve Tahrir Meydanını dolduran kalabalıklardan ibaret sayılmaması gereken bir ülke. Ne kadar despotik ve nefret edilen bir yönetim olsa da Mübarek rejiminin her türden rejimde olduğu gibi kendisine belli bir toplumsal taban oluşturmuş olduğu görülmeli. Hıristiyan nüfusun da özellikle istikrar kaygısıyla eski rejime, yani “huzur ve güven” ortamını temsil eden Ahmed Şefik’e yönelmiş olması dikkat çekici bir durum. Özellikle de bir buçuk yıla yaklaşan kargaşa ortamı bu statükocu eğilimi daha da güçlendirmiş olmalı.

Aslında bu olgu Mısır’a özgü bir şey değildir. Büyük sarsıntıların ve devrimci dönüşüm sancılarının yaşandığı pek çok yerde kitlelerin önemli bir kısmının gelecek kaygısıyla eski rejime, statükoyu temsil eden çevre ya da politikalara yönelmesi sık karşılaşılan bir durum olagelmiştir. Büyük devrimler olarak kabul edilen Fransız ve Rus devrimlerinde dahi geçiş sürecinde geniş kitlelerin eski rejime bağlılıklarını sürdürmeleri olgusu tarihî bir gerçektir. Nitekim devrimcilerin eski rejim yanlılarına karşı şiddet politikalarına yönelmelerinin ardında da bu durumu giderme ve yeni rejimi tehdit unsurlarından arındırma çabaları etkili olmuştur. Kısacası Mısır gibi büyük bir nüfusa sahip olan ve ciddi ekonomik sıkıntılarla boğuşan bir ülkede uzun sürecek bir belirsizlik ortamının meydana getirebileceği yokluk ve zorluklardan endişeye kapılan kitlelerin otoriteyi simgeleyen isim ve çevrelere yönelmelerini anlamak zor değildir.  

Peki, İhvan’ın adayı Mürsi’nin aldığı oyun Kasım 2011 ve Ocak 2012 tarihlerinde yapılan Meclis seçimlerinde alınan oydan çok daha az olmasının nedeni ne olabilir? Meclis seçimlerinde İhvan’ın parlamento uzantısı Hürriyet ve Adalet Partisi 10 milyon 138 bin oy almış, oyların % 37,5’ini elde etmişti. Selefi Nur Partisi de bu seçimlerde 7 milyon 534 bin oy almış, % 27,8 oy oranını yakalamıştı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise İhvan’ın ve Selefilerin desteklediği Mürsi ve Ebu’l Fütuh’un aldıkları toplam oy 10 milyona ancak ulaşabildi. Bu sonuçlar parlamento seçimlerine nazaran cumhurbaşkanlığı seçimlerinde İslamcı partilerin oy kaybettiğini göstermekte.

Bu durumun seçimin ikinci turunda düzelmesi bekleniyor. Daha önce İslamcı partilere oy verip de şimdi gerek cumhurbaşkanlığı seçimlerine çeşitli nedenlerle katılmayanların gerekse de oylarını farklı adaylara yöneltenlerin önünde 2. turda tek bir seçenek olacak: Muhammed Mürsi. 2. turda Şefik’in de oylarını bir miktar artırması bekleniyor. İlk turda Amr Musa lehine kullanılan 2 buçuk milyon oyun önemli bir kısmının ikinci turda Ahmed Şefik’e verilmesi doğal. Bununla birlikte eski rejimin devrilmesi için yoğun mücadele veren kesimlerin de ikinci turda Mürsi etrafında toplanmasıyla Mürsi’nin seçimleri kazanma ihtimalinin çok yüksek olduğu söylenebilir.

Yine de yönetimdeki askerî konseyin desteğini arkasına almış Ahmed Şefik’in bir sürpriz yapma, daha doğru bir ifadeyle askerî cuntanın Şefik üzerinden Mısırlılara bir sürpriz hazırlama ihtimali hiç de yabana atılacak bir iddia değil. Askerî konseyin iktidar üzerinde sahip olduğu birtakım ayrıcalıkları koruma kaygısıyla kendisiyle ittifak içinde çalışacak bir adayın cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturması için çaba göstereceği kesindir. Belki sadece bunun ne boyutta sergileneceği tartışmaya değer.

Her şeye rağmen Mısır’da 16-17 Haziran tarihlerinde yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde büyük bir sürpriz yaşanmayacağı kanaatindeyiz. İhvan’ın adayı Mürsi’nin normal şartlarda seçimleri kazanacağı söylenebilir. Bu da iktidar aygıtı üzerinde İhvan’ın hâkimiyetini pekiştirecektir. Ayrıca şunu vurgulamakta da yarar görüyoruz ki, seçim sonuçları ne olursa olsun Mısır halkının isyanı hedefine ulaşmıştır. Ahmed Şefik’in çok oy alması falan bunlar devam edecek olan süreci çok fazla etkileyemez. Mübarek diktatörlüğünün devrilmesi ile birlikte iktidar seçkinlerinin otoriteleri yerinden sökülmüştür. Faraza şahıs olarak Ahmed Şefik o koltuğa oturmayı becerse bile asla Mübarek’in rolünü, pozisyonunu üstlenemez. Nitekim seçim kampanyası sürecinde verdiği İsrail karşıtı mesajlar köprünün altından çok sular geçtiğinin bir göstergesi sayılabilir. 

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR