Kuytu Köşelerde Utançtan Ağlamamak İçin...
Ne çok kullanır olduk direniş sözcüğünü,..
Dergi kapaklarımız; kitap kapaklarımız; yazılarımızın başlığı, içeriği; seminerlerimiz; programlı sohbetlerimiz; dost ortamlarımız; tartışmalarımız, pankartlarımız ne çok direnişe tanıklık eder oldu.
Direnişin karşısına yılgınlığı, sinmişliği, uyuşmuşluğu, nemelazımalığı, uzlaşmacılığı ve benzeri türde negatif tavırları yerleştirerek, bir karşı direniş kategorisi resmetmeyi de ihmal etmedik.
Doğrudur; çokça kullanır olduk direniş sözcüğünü, atlarını zemmederek..
Ama yalnız beyaz sayfalardaki yedi harften oluşan bir sözcük olarak, kuru ve ruhsuz olarak bırakmadık onu... Kimi gün kafamıza inen cop darbelerinin açtığı yaradan sızan kanla; kimi gün gözümüze sıkılan gazın akıttığı yaşla, boğazımızı yakan hırıltıyla süsledik onu. Kimimiz gözaltılara mütevazi bir tebessümle yollandı; kimimiz bir sonraki direniş gününün coşkusuna odaklandı.
Edebiyatını yapmadık; sömürüsünü, talanını yapmadık; kirletmemek, yavanlaştırmamak, laçkalaştırmamak için dikkat ettik. Hesapsızca, politikleşmeden, kaypaklaşmadan direniş dedik.
İçinden geçtiğimiz sürecin ne denli zorlu olduğunu, birçokları gibi biz de çok iyi kavramıştık. Ama bir farkla ki; bu süreçte, kavramaktan fazlasının gerektiğini de kavramak lazımdı. Bunu kavrayamayanlar, geri çekilmek; faaliyetleri dondurmak; sıra bana gelmez hesabıyla suskunlaşmak tavırsızlığına savruldular. Ama sıra geliyordu işte; bugün bana idi, yarın sana, öbür gün ona...
Öyleyse elbirlik direniş gerekliydi, bu zorlu süreci geriletmek için. İşte bundandır ki, çokça kullandık direniş sözcüğünü. Ve bundan sonra da kullanacağız. Belki daha fazla kullanacağız.
İçinden geçtiğimiz süreci, içinden direniş nakaratları akan türkülerle tersyüz etmenin milâdıdır şimdi. Göğümüzü kaplayan kara bulutların başımıza devrilmemesi için direneceğiz. Güneşe hasret kalmamak, kuytu köşelerde utançtan ağlamamak, kalpleriyle akletmeyen zavallılardan olmamak için; beşikteki bebe, tarladaki ırgat, fabrikadaki işçi, bürodaki memur, okuldaki öğrenci için; gözleri yollara devrilmiş eşlerin gülmesi, annelerin ağlamaması için direneceğiz!
Yolunda koşanın emeğini zayi etmeyenin adıyla, devrim için direneceğiz!
- Bilinçlenme Sürecimiz Sınavda
- Dilenerek Değil Ancak Direnerek Var Olabiliriz!
- 'Sivil İtaatsizlik' Bir Kaçış mı, Bir Yöntem mi?
- Hukuksuzluk ve Muhalefet
- Devrimci Tavrı ve Direnişi Mektepleştirmek
- Ahlak, Muhtevasında ideal Olanı Taşır
- Tıkanıklığı ve Dayatmaları Aşmanın Yolu Devrimci Kimlik ve Tutumu Kuşanmaktır
- İlkelilik ve İlkesizlik Arasında Başörtüsü Direnişi
- Tunuslaşma Yolundaki Türkiye
- Endonezya'da Direnişin Zaferi
- Sudan'da Yeni Anayasa
- Sadece Kur’an Ayetleri Değişmez
- Demokrasi Üzerine...
- Kur’an Dilini Tanıma
- Emperyalist Bilgi Kuramı
- Bir İnce Hastalık Futbolizm
- Düşünceye Karşı Hazır Silah: TCK 312. Md
- Nurettin Şirin ve MÜSİAD
- Aynı Tas Aynı Hamam Ya da Fazilet Partisi
- Bursa'da Vakıflara Gözdağı
- Çapa Tıp Direnişi Mücadele Gerçeğini Öğretiyor
- Çorum, Konya ve Edirne'de Başörtüsü Direnişi
- Batılı Delegasyondan Türkiye İnsan Hakları Eleştirisi
- İç Hesaplaşmamı Demiştiniz?
- Direniş İnsanımızın Yarını ve Umududur