1. YAZARLAR

  2. Fevzi Zülaloğlu

  3. Kur’an-ı Kerim İle Hasbihal

Kur’an-ı Kerim İle Hasbihal

Kasım 2019A+A-

“Biz ona şiir öğretmedik; bu onun için gerekli de değil. O (vahiy) sadece bir uyarı ve öğüttür, dahası açık ve açıklayıcı bir hitaptır ki bu sayede (kalben) diri olanları uyarsın ve bunu ısrarla inkâr edenlere karşı verilmiş söz gerçekleşsin.”

(Yasin,36/69-70)

Giriş

Kur’an’ın ilk muhatabı Resulullah’tır. Ancak ona iman ederek okuyan herkes kıyamete kadar vahyin muhatabı olmaya devam edecektir. Bu nedenle Kur’an’ı “Yüce Allah’ın insanla konuşması” şeklinde değerlendirebiliriz. Böylece Kur’an’ı Yüce Allah bizimle konuşuyormuş gibi, sorduğumuz sorulara cevap veriyormuş gibi okuyabiliriz.

Nitekim, Kur’an’da “Sana soruyorlar, de ki:…” şeklinde pek çok kalıba rastlamaktayız. Yani soru- cevap üslubu Kur’an’da kullanılan bir yöntemdir. Bu usul, motivasyonu ayaklandırır, muhatabın ilgisini diri tutar. Soru cevap yöntemi dinamik bir yöntemdir.

Bu çalışmamızda, Kur’an’ı Yüce Allah ile, soru-cevap formatında konuşma üslubuyla okuma örnekleri yer almaktadır. Bu üslupla Kur’an’ın tamamı, tek başına ya da cemaat halinde okunabilir.

Bu çalışmayı evlerimizde çocuklarımızla, okullarda öğrencilerimizle birlikte, sohbet halkalarında arkadaşlarımızla birlikte yapabiliriz. Böylece evlerimizi mezarlığa benzemekten, gönüllerimizi ve kalplerimizi harabeye dönüşmekten,1 vahyin dirilten soluğunu hissederek koruyabiliriz.

Dahası, Kur’an’ı salih inanlarla beraber okur, anlar ve yaşarsak, güzellik bizimle sınırlı kalmaz, çevremize de portakal gibi güzel kokular yayarız. Ona salatu selam olsun Allah’ın Elçisi, Kur’an okuyan ve yaşayan mümini portakala benzetmiştir. Portakalın hem kokusu hem de tadı güzeldir.2 Kur’an okumayanın kalbi ise mezarlık gibidir. Aynı şekilde Kur’an okunmayan ve namaz kılınmayan ev de mezarlık gibidir.3

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…

DEDİM:

Kâinatı, insanı ve Kur’an’ı nasıl okuyayım?

DEDİ:

İnsanı döllenmiş bir yumurta hücresinden Yaratan Rabbinin adıyla oku! Oku! Çünkü Rabbin sonsuz kerem sahibidir. O, insana (bilgiyi) kalemle (kaydetmeyi) öğretmiştir.” (Alak, 96/1-4)

***

DEDİM:

Bu Kur’an herkesi hidayete eriştirir mi?

DEDİ:

Bu ilahi kelam ki üzerinde hiçbir şüpheye yer yoktur. Allah'a karşı sorumluluklarının bilincinde olan takva sahipleri için bir rehber [olarak indirilmiş]tir.” (Bakara,2/2)

***

DEDİM:

Küfrü ahlak edinenler iman eder mi?

DEDİ:

Şu bir gerçek ki küfre şartlanmış olan kâfirleri uyarsan da uyarmasan da onlar açısından denktir: İman etmezler.” (Bakara, 2/6)4

***

DEDİM:

Yeryüzünde bozgunculuk yapanları nasıl tanıyacağım?

DEDİ:

Onlar dilleriyle ‘Biz sadece ıslahatçılarız.’ derler. (Ama sen onların söylediklerine bakma!) Gerçekte onlar fesat saçan bozguncu kimselerdir ama bunu (kendileri de) idrak etmezler.” (Bakara,2/11-12)

***

DEDİM:

Cennet tasvirlerini mecaza hamlederek vahyin maksadını buharlaştıranlar için bir tedbir yok mudur?

DEDİ:

İman eden ve bu imanla uyumlu iyilikler işleyen kimseleri zemininden ırmaklar akan cennetlerle müjdele! Her ne zaman oranın nimetlerinden ikram olarak onlara sunulsa, onlar şöyle diyecekler: Bunlar bize daha önce bahşedilenlerin aynısıymış...” (Bakara,2/25)

***

DEDİM:

Ebedi iflasa sürüklenenler kimlerdir?

DEDİ:

Onlar ki [fıtratlarına, vicdanlarına] yerleştirildiği halde Allah'a karşı taahhütlerini bozarlar, Allah'ın birleştirilmesini emrettiği şeyi koparıp ayırırlar ve yeryüzünü fesada verir, bozgunculuğu ahlak edinirler. İşte bunlardır hüsrana uğrayanlar.” (Bakara, 2/27)

***

DEDİM:

İki ölüm iki dirimi tatmak nedir?

DEDİ:

Cansız iken size hayat veren ve sizi ölüme götüren, sonra tekrar hayata kavuşturacak olan ve (sonunda) kendisine döndürüleceğiniz Allah'ı nasıl inkar edersiniz?” (Bakara,2/28)

***

DEDİM:

Yeryüzündekiler kimin için yaratılmıştır?

DEDİ:

Dünya üzerinde ne varsa sizin için yaratan, plan ve tasarımını göklere uygulayıp onları yedi gök şeklinde düzenleyen ve yalnızca her şeyin tam bilgisine sahip olan O’dur.” (Bakara, 2/29)

***

DEDİM:

Yeryüzünde kan döken, fesat çıkaran insanı niçin yarattın?

DEDİ:

Sizin bilmediğiniz (çok şey var, onları) ben bilirim!”  (Bakara, 2/30)

***

DEDİM:

İblis niçin secde etmedi? İblis’in kâfir olma süreci nasıl gelişti?

DEDİ:

İşte o zaman meleklere demiştik ki: Âdem için emre amade olun! İblis hariç, hepsi emre amade olmuştular. O (ise) emre karşı geldi, büyüklük tasladı ve nankörlerden oldu.” (Bakara,2/34)

***

DEDİM:

Âdem babamızın tövbesi kabul edildi mi? Hayata günahkâr olarak mı başladı?

DEDİ:

Derken Âdem, Rabbinden [yol gösterici] sözler aldı. Ve (Allah) o'nun tövbesini kabul etti. Çünkü yalnız tövbeleri kabul eden, rahmet dağıtan O’dur.” (Bakara, 2/37)

***

DEDİM:

Senden nasıl yardım dileyebilirim?

DEDİ:

Ey iman edenler! (Allah’tan) sabır ve salât ile yardım isteyin. Zira Allah sabredenlerle beraberdir.” (Bakara, 2/153)5

***

DEDİM:

Ahiret günü şefaatle/torpille cehennemden kurtuluş mümkün müdür?

DEDİ:

Hiçbir insanın ötekine en ufak bir yararının dokunamayacağı, hiç kimseden şefaatin kabul edilmeyeceği, kimseden fidye alınmayacağı ve hiç kimsenin yardım görmeyeceği gün[ün dehşetinden] korunun!” (Bakara, 2/48)

***

DEDİM:

Zillet ve meskenetten, alçaklık ve yoksulluktan, gazabından nasıl korunabilirim?

DEDİ:

…  Böylece, onlara yoksulluk, düşkünlük damgası vuruldu ve Allah'ın gazabına uğradılar. Bunlar, Allah'ın mesajının gerçekliğini inkâr etmedeki ısrarları ve haksız şekilde peygamberleri öldürmeleri yüzünden (başlarına geldi). Bütün bunlar, [Allah'a] isyan etmeleri ve hakkın sınırlarını ihlal etmedeki ısrarlarından dolayıdır.” (Bakara, 2/61)

***

DEDİM:

Kur’an vahyinden habersiz Yahudiler, Hristiyanlar, Sâbiîler cennete gidecek mi?

DEDİ:

Kuşkusuz, [bu ilahî kelâma] iman edenler ile Yahudi inancının takipçilerinden, Hristiyanlardan ve Sâbiîlerden Allah'a ve ahiret gününe inanmış, doğru ve yararlı işler yapmış olanların tümü Rablerinden hak ettikleri mükafatları alacaklardır ve onlar ne korkacak ne de üzüleceklerdir.” (Bakara, 2/62)

***

DEDİM:

İnsanın maymunlaşma sebebi nedir? Maymunlaşmaktan nasıl korunabilirim?

DEDİ:

İçinizden cumartesi gününde (Allah’ın koyduğu) yasağı çiğneyenleri de elbette biliyorsunuz. Onlara, ‘Maymunlardan beter olun!’ demiştik.” (Bakara, 2/65)

***

DEDİM:

Cehenneme girenler için oradan bir çıkış imkânı var mı?

DEDİ:

Ve onlar: ‘Ateş, bize birkaç günden fazla dokunmaz!’ derler.  De ki [onlara]: Allah'tan bir söz mü aldınız -çünkü Allah hiçbir zaman sözünden caymaz- yoksa asla bilemeyeceğiniz bir şeyi mi Allah'a isnat ediyorsunuz?” (Bakara, 2/80)

***

DEDİM:

Yeryüzünün egemenliğini kayıtsız şartsız insana mı verdin?

DEDİ:

Bilmez misin ki göklerin ve yerin hükümranlığı Allah'ındır ve Allah'tan başka sizi koruyacak ve yardım edecek hiç kimse yoktur?” (Bakara, 2/107)

***

DEDİM:

Annelerini tanıdıkları gibi, vahyi tanıdıkları halde Kitap Ehli niçin Kur’an’a iman etmiyorlar?

DEDİ:

Kendilerini önceki vahye bağlı sayanların çoğu, kıskançlıklarından dolayı, sizi, iman ettikten sonra yeniden hakikati inkara döndürmek isterler…” (Bakara, 2/109)

***

DEDİM:

Doğu mu kutsaldır, batı mı?

DEDİ:

Doğu da batı da Allah'ındır. Nereye dönerseniz dönün Allah'ın yönü orasıdır. Unutmayın ki Allah rahmet ve kudretinde sınırsızdır, her şeyi bilendir.” (Bakara, 115)

***

DEDİM:

Yahudi ve Hristiyanları dost edinebilir miyim?

DEDİ:

Sen onların inanç sistemine uymadıkça ne Yahudiler ne de Hristiyanlar senden memnun olmayacaklar. De ki: ‘Dinleyin! Allah'ın rehberliği tek doğru rehberliktir.’ Ve doğrusu, sana ilim geldikten sonra onların sapık görüşlerini takip etmeye devam edersen ne seni Allah'ın elinden alacak bir kimse bulursun ne de bir yardımcı.” (Bakara, 2/120)

***

DEDİM:

Kutsal bir soy-sülale, kutsal bir ırk var mıdır?

DEDİ:

Hani Rabbi, İbrahim’i, insanı şiddetle sarsan ağır imtihanlara tâbi tutmuş ve o da bu (imtihanı) hakkıyla verdiği zaman demişti ki: ‘Ben seni insanlığa önder yapacağım.’ İbrahim: ‘Neslimden de!?’ demişti. Allah buyurmuştu: ‘Sözüm (senin neslinden de olsa) zalimler için asla geçerli değildir.” (Bakara,2/124)

***

DEDİM:

Çocuklarıma vasiyetim ne olsun?

DEDİ:

Yakup gibi İbrahim de çocuklarına şu vasiyette bulundu: Evlatlarım! Bakın, Allah size en saf ve temiz inancı bahşetti; öyleyse O'na teslim olmadan ölümün sizi alt etmesine izin vermeyin.” (Bakara, 2/132)

***

DEDİM:

Atalarımın yaptıklarından sorumlu muyum?

DEDİ:

Öncekiler bir ümmettiler, gelip geçtiler: Onların işledikleri kendilerine, sizin işledikleriniz de size aittir ve siz onların yaptıklarından asla sorumlu tutulmayacaksınız.” (Bakara, 2/134)

***

DEDİM:

Doğru yolda olduğunu söyleyen Yahudi ve Hristiyanlara ne diyeyim?

DEDİ:

Onlar dediler ki: ‘Yahudileşin ya da Hıristiyanlaşın ki doğru yolu bulasınız!’ De ki: Hayır, biz dosdoğru yol üzere bulunan İbrahim milletine mensubuz; üstelik o Allah’tan başkasına ilâhlık da yakıştırmazdı.” (Bakara, 2/135)

***

DEDİM:

Ümmetimizi hangi temel kriter üzerinde inşa edelim?

DEDİ:

İşte böylece sizin dengeli ve ölçülü bir ümmet olmanızı istedik ki, insanlığa örnek ve model olasınız ve Elçi de size örnek ve model olsun…” (Bakara, 2/143)

***

DEDİM:

İnsanın, aklıyla mutlak gerçeği bulma yeteneği var mıdır?

DEDİ:

Mutlak hakikat, kesin gerçeklik Rabbindendir. Öyleyse şüpheye düşenlerden olma!” (Bakara, 2/147)

***

DEDİM:

Hangi yarışmaya katılmak caizdir?

DEDİ:

Her bir ümmetin yöneldiği bir kıblesi vardır: Artık birbirinizle iyilikte yarışın! Her nerede olursanız olun Allah sizin tümünüzü bir araya toplayacaktır. Zira Allah her şeye kadirdir.” (Bakara,2/148)

***

DEDİM:

Yüzümü doğuya mı batıya mı döneyim? Hakikati nerede arayayım?

DEDİ:

Nereden yola çıkarsan çık, yüzünü mutlaka Mescid-i Haram tarafına çevir. Bil ki bu emir Rabbinden gelen bir hakikattir. Allah sizin de yaptıklarınızdan habersiz değildir.” (Bakara, 2/149)

***

DEDİM:

Elçinin görevi nedir?

DEDİ:

İçinizden size ayetlerimizi okuyacak, sizi arındıracak, size ilahî mesajı ve hikmeti öğretecek ve ayrıca bilmediklerinizi size bildirecek bir elçi gönderdik.” (Bakara,2/150)

***

DEDİM:

Ben anılmaya değer miyim?

DEDİ:

Şu hâlde, siz beni anın ki ben de sizi anayım! Ve bana şükredin, sakın nankörlük etmeyin!” (Bakara,2/152)

***

DEDİM:

Şehitlerin yaşadığını farkedebilir miyiz?

DEDİ:

Allah yolunda öldürülenler için ‘öldü’ demeyin! Aksine onlar diridirler. Fakat siz farkında değilsiniz.” (Bakara, 2/154)

***

DEDİM:

Sınavda çıkacak soruları verir misin? Bu sınavı nasıl kazanabilirim?

DEDİ:

Kesinlikle sizi korkuyla, açlıkla, mal, can ve ürünlerde verim kaybıyla sınarız. Ama sabredenleri müjdele!” (Bakara, 2/155)

***

DEDİM:

Başımıza bir musibet gelince, bir yakınımız ölünce ne diyelim?

DEDİ:

Onlar bir musibete uğradıklarında: ‘Doğrusu biz Allah’a aitiz ve sonunda yine O’na döneceğiz.’ derler.” (Bakara, 2/156)

***

DEDİM:

Safa ile Merve’nin değeri nedir?

DEDİ:

Hiç kuşkusuz Safa ile Merve Allah’ın sembollerindendir. Kim hac ya da umre amacıyla Kâbe’yi ziyaret ederse, o ikisi arasında sa’y etmesinde herhangi bir mahzur yoktur…” (Bakara, 158)

***

DEDİM:

Kur’an’ın beyan ettiklerini gizleyenlerin cezası nedir?

DEDİ:

Şimdi, katımızdan indirdiğimiz apaçık belgeleri ve rehberlik delillerini Kitab aracılığıyla insanların önüne koyduktan sonra onu gizleyenler var ya: İşte Allah’ın lâneti6 ve lânet etme yeteneğine sahip tüm varlıkların lâneti onlaradır.” (Bakara, 2/159)7

***

DEDİM:

Kâinatta ve tabiatta Kur’an’ın kardeşi olan görsel ayetler var mıdır?

DEDİ:

Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaratılışında, gece ve gündüzün birbirini takip edişinde, insanlara yararlı yüklerle yüklenip denize açılan gemilerde düşünen bir toplum için ayetler/işaretler vardır. Allah’ın gökten indirerek kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra tekrar dirilttiği ve her tür canlının çoğalmasını sağladığı yağmurlarda, rüzgârları dağıtmasında, gökle yer arasında kendileri için belirlenen istikamette hareket eden bulutlarda, düşünen bir toplum için ayetler/işaretler vardır.” (Bakara, 2/164)

***

DEDİM:

Sevginin kullanma kılavuzu nedir?

DEDİ:

… İnsanlar içerisinde Allah’tan başka birtakım varlıkları Allah’a eşdeğer rakip güçler olarak görüp onları Allah’ı sever gibi sevenler de var.Oysa iman edenler en çok Allah’ı severler…” (Bakara,2/165)

***

DEDİM:

Cehenneme düşen müşriklere ikinci bir şans var mıdır?

DEDİ:

[O gün, haksız yere] kutsananlar, kendilerine tâbi olanları tanımazlıktan gelecekler ve onlara tâbi olanlar, bütün ümitleri paramparça olmuş bir şekilde [kendilerini bekleyen] azabı çekeceklerdir! Takipçiler diyecekler ki: Keşke elimize ikinci kez dünyaya dönme fırsatı geçse de onların bize sırt döndüğü gibi biz de onlara sırt dönsek. Böylece Allah onlara, yaptıkları tüm işleri derin bir pişmanlık (kaynağı) olarak gösterecek ve onlar ateşten de çıkamayacaktır.” (Bakara,2/166-167)

***

DEDİM

Yeme-içme konusunda şeytanın tuzakları var mıdır?

DEDİ:

Ey insanlık! Yeryüzündeki helâl ve tayyib/temiz8 olan her şeyden yiyin! Şeytanın izinden de gitmeyin! Çünkü o sizin için açık bir düşmandır: O size yalnızca fahşayı/kötüyü, hayasızlığı ve bilmediğiniz şeyleri Allah’a yakıştırmanızı telkin eder.” (Bakara, 2/168-169)

***

DEDİM:

Yenilmesi haram olanların listesi nedir?

DEDİ:

O, size yalnızca leşi, kanı, domuz etini ve üzerine Allah’tan başkasının adı anılarak kesilen hayvanı haram kıldı. Kim bunlara mecbur kalırsa -iştahla atılmadan ve haddi aşmadan- ona bir günah yoktur: Allah tarifsiz bağışlayıcıdır, eşsiz merhamet kaynağıdır.” (Bakara, 2/173)

***

DEDİM:

Temel iyilikler (el-birr) nelerdir?

DEDİ:

Gerçek erdem yüzlerinizi doğuya veya batıya döndürmeniz değildir. Fakat gerçek erdem kişinin Allah’a, ahiret gününe, meleklere, ilahî kelâma, nebilere inanmasıdır. (İmanın bir sonucu olarak) malı(nı) -ona sevgi duymasına rağmen- yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, isteyenlere ve özgürlüğü ellerinden alınanlara vermesi, namazı istikametle kılması, zekâtı gönlünden gelerek vermesidir. Onlar söz verdikleri zaman sözlerinde dururlar, şiddetli zorluk ve darlıklara karşı göğüs gererler. İşte bunlardır sözlerine sadık kalanlar... Takvaya ermiş olanlar da bunlardır.” (Bakara, 2/177)

***

DEDİM:

Orucun farz kılınma hikmeti, hedefi ve amacı nedir?

DEDİ:

Siz ey iman edenler! Oruç tıpkı sizden öncekilere olduğu gibi size de yazıldı; belki bu sayede takvaya erersiniz.” (Bakara, 2/183)

***

DEDİM:

Kur’an hangi ayda indirilmiştir?

DEDİ:

(O sayılı günler) Ramazan ayıdır ki insanlığa rehber olan, bu rehberliğin apaçık belgelerini taşıyan ve hakkı bâtıldan ayıran Kur’an işte bu ayda indirilmiştir: Sizden biri bu aya ulaştığında oruç tutsun,9 hasta ya da yolcu olan kimse de başka günlerde kaza etsin! Allah sizin için kolaylık ister, sizi zora koşmak istemez; oruç günlerinin sayısını tamamlamanızı, sizi doğru yola ulaştırdığı için O’nu tekbir etmenizi ister; umulur ki şükredersiniz.” (Bakara, 2/185)

***

DEDİM:

Sana ulaşmak için aracılara, araçlara ihtiyaç var mıdır?

DEDİ:

Kullarım sana benden sorduklarında, iyi bilsinler ki: Ben çok yakınım. Bana dua edenin çağrısına karşılık veririm. Öyleyse onlar da icabeti yalnız benden beklesinler ve bana tam güvensinler ki hak yoluna yöneltilsinler.” (Bakara, 2/186)

***

DEDİM:

Gökyüzüyle, Ay’la ilgilenelim mi?

DEDİ:

Sana Ay’ın evreleri hakkında soru soruyorlar. Cevap ver: O insanlık için zamanın ölçü birimidir, haccın da (belirlenmesinde) ölçüdür…” (Bakara,2/189)

***

DEDİM:

Kimlere karşı savaşma hakkımız vardır?

DEDİ:

Size karşı savaş açanlarla siz de Allah yolunda savaşın fakat saldırganlık yapmayın! Allah saldırganlık yapanları sevmez.” (Bakara, 2/190)

Onlarla fitne(inanca yönelik baskı ve anarşi) kalmayıncaya ve din yalnız Allah’a ait oluncaya kadar savaşın! Eğer yaptıklarına bir son verirlerse, zulmedenlerin haricindekilere düşmanlık da sona erecektir.” (Bakara, 2/193)

***

DEDİM:

Kimleri seversin?

DEDİ:

Allah yolunda [sürekli] harcayın, kendi elinizle kendinizi mahvetmeyin ve iyilik yapmaya azimle devam edin. Unutmayın ki Allah ihsanı ahlak edinenleri/iyilik yapanları sever.” (Bakara, 2/195)

***

DEDİM:

Hac için Arafat’ın anlamı nedir?

DEDİ:

Ve dalga dalga ilerleyen öteki kalabalıklarla birlikte siz de ilerleyin, coşkuyla (akan ümmet nehrinden) siz de akın! Ve Allah'tan günahlarınıza mağfiret dileyin: Doğrusu Allah, çok affedicidir, rahmet kaynağıdır.” (Bakara, 2/199)

 


Dipnotlar:

1- İbnu Abbas’tan rivayet edilen bir hadiste Resulullah (s) şöyle buyurmuştur:  “Kalbinde Kur’an’dan bir miktar bulunmayan kimse harap ev gibidir.” (Tirmizî, Fazâilü’l-Kur’ân, 18)

2- “Kur’an okuyan mümin portakal gibidir: Kokusu hoş, tadı güzeldir. Kur’an okumayan mümin hurma gibidir: Kokusu yoktur, tadı ise güzeldir. Kur’an okuyan münafık fesleğen gibidir: Kokusu hoş fakat tadı acıdır. Kur’an okumayan münafık Ebu Cehil karpuzu gibidir: Kokusu yoktur ve tadı da acıdır.” (Buhârî, Et’ime, 30, Fezâilü’l-Kur’ân, 17, Tevhîd, 36)

3- İbn-i Ömer’den nakledildiğine göre Efendimiz (s) şöyle buyurmuşlardır: “Namazınızın bir kısmını evlerinizde kılınız. (Evlerinizi) kabirlere çevirmeyiniz!” (Buhârî, Salât, 52)

4- Dedim: Küfrü ahlak edinenler niçin iman etmezler? Dedi: “İşte küfür ve inkârda direnen bu kimselerin durumu, şu (sürüye) benzer: Bir sürü (düşünün ki) çobanın canhıraş haykırışını yalnızca çığlık-bağlık olarak algılıyor. Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler; dolayısıyla onlar akıllarını kullanmazlar.” (Bakara, 2/171)

5- “Sabır ve salât ile yardım isteyin! Ancak bu, huşû duyanlardan başkasına ağır gelir.” (Bakara, 2/45)

6- Lanet uzaklaşmak, uzaklaştırmak demektir. Allah’ın lanet ettiği kimse hidayetten uzaklaştıkça uzaklaşır, sonunda dünyada dalalet çukuruna düşer, ahiret günü de cehennemi boylar.

7- “Şüphesiz Allah’ın indirdiği ilahî mesajdan bir kısmını gizleyenler ve bunu az bir gelir karşılığında pazarlayanlar da var. Onlar karınlarına ateşten başka bir şey doldurmuyorlar. Kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacak, onları temizlemeyecek; işte onların hakkı, can yakıcı bir azaba duçar olmaktır.” (Bakara, 2/174)

8- Bir yiyecek ya da içeceğin haram listesinde olmaması, onun müminler tarafından yenilip içilebileceği anlamına gelmez. Tayyib, müminlerin de sıfatıdır. Müminler tayyibdir, tayyib yaşar, tayyib yer-içer.Kâfirler ise habistir: “(Ey kâfirler!) Allah, müminleri, sizin yaşadığınız hayat tarzı üzere bırakacak değildir; nihayet Allah tayyibi/iyiyi habisten/kötüden ayıracaktır. Allah gaybı size bildirecek de değildir fakat Allah (bu amaçla) elçilerinden hak edeni/istediğini seçer. Şu hâlde Allah’a ve elçilerine inanın; zira eğer iman eder ve sorumluluk bilincini kuşanırsanız, işte o zaman sizi muazzam bir karşılık bekler.” (Ali İmran,3/179) Yiyip içtiğimiz şeylere dikkat etmek imanımızın gereğidir. Çünkü Rabbimiz helal olmasının yanında tayyib olmasını şart koşmuştur, habis olan şeyleri yiyip içmemek Allah’ın bir emridir: “Siz ey iman edenler! Size rızık olarak bahşettiğimiz şeylerin temiz olanlarından yiyin ve Allah’a şükredin; gerçekten O’na kulluk ediyorsanız eğer.” (Bakara, 2/172) “Kendileri için neyin helâl kılındığını sana soruyorlar. De ki: ‘Temiz ve güzel olan her şey size helâl kılındı.’ Allah’ın size öğrettiği bilgi sayesinde eğittiğiniz avcı hayvanlara gelince: Onların sizin için avladığı her şeyi yiyin ama üzerlerine Allah’ın adını da anın ve Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun; hiç şüphe yok ki Allah’ın hesap görüşü çok süratlidir.” (Maide, 5/4)

9- Ramazan orucu tutarak Kur’an’ın indirilişine şükretmekteyiz. Kur’an Ramazan’da indirildiği için bu ay oruç tutarak bir tür kutlama yapmaktayız.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR