1. YAZARLAR

  2. Ali Değirmenci

  3. Kara Ağustos Boy Veren Başaklar ve Dost Gönüllerde Hasatı

Kara Ağustos Boy Veren Başaklar ve Dost Gönüllerde Hasatı

Ağustos 1998A+A-

I

Mevsimlik yaşamak, hayatı mevsimlere bölerek geçirmek, mevsimlerin tutsağı haline gelmek elbet bizim kârımız olamaz.

Yaz günlerini, yılın "nadasa bırakılmış" zamanları gibi görmek yerine; kendini biriktirmenin, bilenmenin, tanışıp bilişmenin, hazırlanmanın, yaşamaya ve direnmeye /güç kazanarak/ devam etmenin fırsatı addetmeli insan.

Ve yazın gözdesi ağustos; rehavetin, gevşemenin, yanıp kararmanın, kaçmanın, tekilleşmenin yutucu limanı olarak algılanmamalı.

Yürümeliyiz ağustosta! Bize dinç duygular katan, bize azık olan, bizi halkın ve hayatın ortasında silkeleyen aydınlık âyetlerin, kitapların, beldelerin, dost yüzlerin, hak edilmiş hüzünlerin, bahadır yüreklerin arasında. Cuntaya, haksızlıklara, vurgunlara, soygunlara, çetelere inat. Kovuşturmalara, okuldan atılmalara, işkencelere, toplumun üzerine bir heyula gibi çöken baskı ve sindirmelere, egemenlere karşı direnerek, öğrenerek, özümseyerek... İhanetlere karşı çizgimizi güçlendirerek, filizlerimizi diri ve dost kılarak!

Halkın okullarını kapatanlara ve bizi okullara sokmak istemeyenlere mukabil okullaşarak, rızkımıza zulmü düşen müstekbirlere inat yardımlaşarak, bizi sindirip bölmek isteyenlere karşı birleşip bütünleşerek, unutturmak isteyenlere karşı hatırlayıp hatırlatarak; üreterek, ileterek, kenetlenerek geçmeli günlerimiz.

Önce birbirimize doğru Ensar ve Muhacir gibi güzelce yürüyüp "bizleşerek" anlam kazanmalı zaman ve üzerimize gelenlere karşı birlikte durarak, saflarımızı sıklaştırarak açımlanmak. Gece arınarak, tefekkür ederek, hazırlanarak tutunmalıyız hayata; gündüz ileterek, paylaşarak, uyararak, tanıklık yaparak...

İslam; bunaltıcı/karartıcı sıcakların alazında bir bengisu kaynağına dönüştürmeli bizi: Zinde, mukavim, bereketli...

II

Zulmün yakıcı dayatmalarına mukabil, Kur'an'ın gölgesinde, üçer beşer, öbek öbek boy veren başaklara düşmeli yolumuz. Avazımız direniş coğrafyasına serpilmiş çığlıklara omuz vermeli, güç katmalı. Zihnimiz onlara uzanmalı, yüreğimiz onları kucaklamalı. Vefayı, dayanışmayı, kardeşliği, ahidleşmeyi, birlikte adanmayı görerek güzelleşmeliyiz yeniden.

Tanıklığa çağırarak kalplerimizi, sözlerimizi, döktüğümüz ter ve gözyaşlarını. Yeri ve göğü yakın kılarak sevgiyi üleşmeli, dostluğu çoğaltmalıyız. Birlikte hasada durmalı dost gönüllerin coşkusu. Direnmenin, sınanmanın müşterek ve zorlu sürecinde imeceye soyunmalı zamanın avlusu ve ömrümüz salih amellerle donanmalı.

Yarının, o devrim adlı çocuğun elinden tutanlar çoğalmak

III

Ve unutulmamalı ki yazın rehavetine kapılan, mücadeleden, zor olanı göğüslemekten, çabadan, çalışmaktan kaçan, erteleyen, gününü gün eden ağustos böcekleri hep başkalarına el açmaya, dilenmeye, hüsrana mahkûmdur. Ve Allah'ın ayetlerinden olan çalışkan karıncalar -küçümsenmelerine rağmen- yeryüzünün en büyük, en güzel öğretmenlerindendir.

Allah kalpleri evirip çevirmekte ve günleri aramızda dolaştırıp durmaktadır.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR