Kalbim Ortadoğu
Talihsiz bir zamanda yaşıyoruz, mustaribiz, sahipsiziz, bir başımıza koca dünyada bir nokta hüviyetindeyiz. Ölmeyecekmiş gibi yaşayanların sayısı her gün biraz daha çoğalıyor. Kulaklar ve gözler kapalı, duygular kapalı, her yer kapalı.
Filistin adına, Irak adına söz söylemek, onların acılarını dualarla da olsa sarmaya çalışmak bizim coğrafya için çok uzak düşler gibi görünüyor. Pejmürde olduk, dağıldık, aklımız başımızda değil. Bir İsrail askeri için çocuk, yaşlı demeden öldürmeyi göze alan Siyonistleri bir filmi izler gibi izlemek çok doğal bir seyir haline geldi. Bütün Müslümanlar bir tarafta Siyonist İsrail bir tarafta yer alıyor. İsrail gücünü Amerika'dan, İngiltere'den, Fransa'dan almaktadır. İsrail her fırsatta Müslümanlara saldırmak için bahaneler aramaktadır ve bulduğu bahanelere kendisini ve yandaşlarını inandırıp acımasız saldırılarına devam etmektedir.
Zihni tam olarak yerine oturmamış olan insanların "Hangisi bizden?" diye bir soru yöneltmelerini de yadırgamamak gerekiyor: "Hangisi bizdendi, İsrail mi Filistin mi?"
İsrail üzerine o kadar dostluk mesajları veriliyor ki insan gayet saf bir dille hangisi bizden diye sorabilir. Askeri anlaşmalar, ticari anlaşmalar, turizme dayalı anlaşmalar hep İsrail'le yapıldığından "Biz kimden yanayız, kim bizden yana?" diye düşünenleri de yadırgamamak gerekiyor.
Bunun adına çaresizlik dense yeridir. Yüreği bütün mazlumlar için atanların elleri kolları bağlı beklemeleri çaresizlikten başka bir şey değildir. Çünkü mazlumlar için dua göndermekten başka bir şey yapamayanların ellerindeki en büyük silahları dualarıdır. Umarsız olmak, görmezden gelmek en büyük gaflettir. Geçici dünyada kendimiz için yaşadığımız kadar çevremiz için de yaşamak zorundayız. İman, bireyselliği bünyesinde barındırmaz. "Ben"in kurtuluşu önemli değildir, önemli olan "biz"dir. Kendimiz için değil herkes için dua, herkes için direniş, herkes için kıble. Kendimizi kurtarmak yetmiyor büyük kurtuluş için. Kurtuluş herkes için, kurtuluş herkes için.
Filistin, Lübnan, Afganistan, Çeçenistan, Irak ya da Bosna. Hiç fark etmiyor. Hepsinin ortak bir özelliği var, hepsinde de akıtılan kan mazlum kanı, akıtılan kan Müslüman kanı. İşin içinde ne kadar sömürü, ekonomik çıkar, toprak gibi sebepler ön plana çıkarılsa da bu zulümlerin altında yatan en önemli sebeplerden biri de ezilmek ve yok edilmek istenenlerin Müslüman olmasıdır. Dünyanın herhangi bir yerinde Müslümanlarla coğrafi özellikler ya da yeraltı zenginliği olarak aynı şartlarda yaşayan Hıristiyan ya da Yahudilere kimse ilişmemektedir. Ezilenler Müslüman'dır, susturulmaya çalışılan ses Kur'an'ın ve ümmetin sesidir.
Filistin'e ya da dünya üzerinde zulüm gören bütün Müslümanlara elden geldiğince destek vermeli, dualar göndermeli, onların yalnız olmadığını bütün dünyaya göstermeli, ama bütün bunları siyasi bir çıkar için yapmamalı. Kalpten desteklemeli, yürekten dualar göndermeli hepsine.
Ben bir rüzgâr olsaydım hep doğudan esmek isterdim. Doğu kalptir, doğu direniştir, doğu atardamardır. Bunun farkında olan dünyanın kan emici güçleri doğunun karışması için ellerinden gelen her türlü çığırtkanlığı yapmaktan geri durmamaktadırlar. Ortadoğu'nun karışması onların hain planları için ancak küçük bir bahanedir. İsrail'i bir piyon gibi Müslümanların üzerine salan ülkeler İsrail'i uzaktan alkışlayarak, Müslümanlara sırtlarını dönerek kendilerine yakışan bir davranışı sergilemektedirler. Çünkü hiçbir Müslümanın onlardan gelen hayra ihtiyacı yoktur. İman bir kaledir, kendi içinde patlayan bir dinamittir, güç üstüne güçtür.
Yüreğim bir yangın yerine dönsün istiyorum. Önce beni yakan, sonra etrafa sıçrayan bir yangın olsun istiyorum. Duymayan kalmasın bu acıları. Elden, dilden gelen bir güçle haykırmalı, haykırmalı ve sesimi yükseltmeliyim. Kimliğim alnımda belirmeli, tarafımı iyice ortaya koymalıyım. Tarafsız olmaktan Allah'a sığınıp güç toplamalıyım kendimde.
Ortadoğu kalptir, dünyanın gözünü diktiği bir cennettir, avlanmayı bekleyen bir mazlumdur.
Ortadoğu ana damardır, şifa kaynağıdır, köktür, göktür, üstümüze doğan güneştir.
Ortadoğu kalbimizdir. Onun durması demek, dünyanın durması demektir. Onun şifası imandır, Kur'an'dır, döndüğümüz kıbledir.
Ortadoğu kalbimizdir. İçimizdeki yangındır. O yandıkça yanar bizim de içimiz.
Haydi kurtuluşa, haydi kurtuluşa, haydi duaya.
- İşgal Tüm Boyutlarıyla Reddedilmeli!
- Lübnan’a Asker Göndermek ABD-İsrail Projesine Payanda Olmaktır!
- Seyyid Kutub’un Mesajını Anlamak ve Geliştirebilmek!
- Lübnan’a Asker Ya da Siyonist İşgale BM Şemsiyesi
- Bir “Edebiyat” Türü Olarak Hamilik!
- Aileleri Gözaltındaki Kardeşlerimizle Nihayet Görüşebildiler
- Ne Barış Gücü, Ne Türk Askeri; Lübnan'ı Hizbullah Koruyacak!
- Emperyalizm-Siyonizm Lübnan’da Batağa Saplandı
- Çimento Benizli Bebekler
- Adiyat
- Direniş Safları Belirginleşirken Lübnan’da İslami Direnişe Sahip Çıkmak
- Çocuklar Lübnan ve Filistinli Kardeşleri İçin Yürüdüler
- Filistin İçin Yapılan Her Hayırlı Amel, Fiili Cihad Kadar Değerlidir!
- Alnından Öpüyorum Seni Nasrallah
- Vaad
- Dünyadaki Emperyalizmle Savaşın Başıdır Filistin
- Cengiz’i Uğurlarken
- Kapitalizm Karşısında Savrulma Örnekleri
- Ey Oruç, Tut Bizi!
- Vakitleri Belirlenmiş Bir İbadet Olarak Kadim Namaz -2
- Ölçüsüz ve Tutarsız “İslamcılık” Eleştirileri
- Ben Sizi Kudüs’ün Özgürlüğüne Adadım
- Başörtüsü Düşmanlığı Cephesi Genişliyor
- YÖK Başörtüsü Yasakçılığında Kesinlikle “Tereddüt” Etmiyor!
- TMK’nın Silahı Halkın Üzerinde