İslam'a ve müslümanlara düşmanlık temeli üzerine kurulu sistem, düşmanlıklarını kendi hukukunu bile gözardı ederek arttırma ve her toplumsal katmana yayma konusunda büyük gayret gösterirken, artan baskıların tazyiki altında mü'minler zorlu bir sürece girdiler.

Haksöz dergisi 100. sayısına bu koşullarda ulaştı. Yurdun her bir köşesinde direniş çiçekleri açarken, baskılar karşısında yılgınlığa kapılmayıp direnişlerle özgürleşen, direnişlerde can bulan bir inancın sesi olmanın onurunu ve bedelini birlikte kuşanıyor dergi. Neyin, nasıl okunmasının bilinmediği, inancını amele yansıtmak konusunda samimi endişeler taşıyıp da yalnız olunduğu durumlarda vahye açılan bir kapı işlevini gördü.

Türkiye'de Kur'an'ın okunmaya başlanması, Kur'an'ın sosyalleştirilmesi olgusu yanında aktüel gelişmelerle ilgili değerlendirmeleri, dünya müslümanlarıyla duyarlılık oluşturma çabalarının yanında sürecin ortaya çıkardığı güzel bir köşesi oldu: Kültür-sanat sayfaları.

Mücadele üzerine kurulu edebiyat yine mücadele seyride olgunlaşma yoluna girdi. Bunun daha çok sürecin hazırlanması ve genç insanlardan gördüğü ilgi nedeniyle takdirle belirtmek istiyorum.

Haksöz, inanan ve inancını yaşamlaştıranlarla büyüdü, onların gelişmesinde de çok ayrıcalıklı bir misyon üstlendi.

Güzel ve aydınlık yarınların Haksöz'üyle buluşmak üzere Haksöz'de sabit kalmayı diliyorum hepimize...