Hindistan’da Artan Başörtüsü Tartışmasının Arkasında Ne Var?
Hindistan’ın güneyindeki Karnataka eyaletindeki üniversitelerde başörtüsü yasağı, İslami sembol ve uygulamalara yönelik saldırıların, azınlıklara çoğunlukçu değerler dayatan Hindu aşırı sağ gündeminin bir parçası olduğuna dair artan endişeler arasında büyük bir tartışmayı tetikledi.
Ülkenin 200 milyonluk Müslüman azınlık topluluğu, başörtüsü yasağının Hindistan anayasasında güvence altına alınan dinî özgürlüklerin ihlali anlamına geldiğini söylüyor. Cuma günü ABD’nin Uluslararası Din Özgürlüğü büyükelçisi, başörtüsü yasağının kadınları ve kızları marjinalleştireceğini söyledi.
Karnataka’da ve merkezde hükümetleri yöneten Bharatiya Janata Partisi (BJP), ayrımcı yasağı destekledi. BJP, azınlıklara Hindu yasalarının dayatılmasını sağlayacak Tekdüzen Medeni Kanun’un (UCC) uygulanması için onlarca yıldır kampanya yürütüyor.
8 Şubat Salı günü, başörtüsü takan Müslüman kız öğrencilerin eyalet genelindeki okullara ve kolejlere girmeleri yasaklandı.
“Filler Arasında Karıncalar” kitabının yazarı Sujatha Gidla, Fransız polisinin tesettür mayo giyen Müslüman kadınları terörize ettiğini hatırlatırken, Müslüman kızların okullarının önünde başörtülerini çıkardıkları görseller sosyal medya kullanıcıları tarafından “aşağılama” olarak nitelendirildi ve bir öfkeye sebep oldu.
Shivamogga bölgesindeki Karnataka Devlet Okulu öğrencisi Aliya Meher, verdiği demeçte, “Okul üniformasının üzerine başörtüsü taktığımız için yaklaşık 13 kişi olarak ayrı bir odaya alındık.” dedi.
“Başörtümüzü çıkarmazsak ön sınava giremeyeceğimizi söylediler. Biz de ‘O halde sınava katılmayacağız.’ diyerek yanıt verdik. Başörtüsünden taviz veremeyiz. Onlar başörtüsünü bir an önce çıkarmamızı istiyorlar.” diye ekledi.
Okula girmesi yasak olan öğrencilerden birinin annesi Reşma Banu, başörtüsü yasağının “kabul edilemez” olduğunu söyledi. “Başörtüsü inancımızın ayrılmaz bir parçasıdır. Haklarına saygı duyulacağını düşündüğümüz için çocuklarımızı buraya getirdik.” dedi.
Ancak Karnataka Devlet Okulu Müdürü Suşila V, kurumunun “sadece hükümet emirlerine uyduğunu” söyledi. Müdür: “Bu sadece bir kurul öncesi sınav ve daha sonrası için düzenlemeler yapabiliriz. Mahkemenin kararına göre gerekli kuralları uygulayacağız.” dedi.
Müslüman öğrenciler ise Karnataka Yüksek Mahkemesinde başörtüsü yasağına itiraz etti.
Nasıl Başladı?
Geçen hafta bir grup başörtülü Müslüman kız, yetkililerin kapıları kapatmasının ardından eyaletin Udupi bölgesindeki bir kolejin önünde kamp kurunca tansiyon daha da tırmandı. Protestoların videosu internette ortaya çıkar çıkmaz, yasağın kaldırılması yönünde dayanışma dalgası oluştu.
Ancak kolej ve hükümet taleplere kulak asmadı ve bunun yerine bölgedeki Hindu öğrenciler ve safran eşarp (Hinduizm ile ilişkilendirilen bir renk) takan insanların muhalefeti üzerine diğer okullar da başörtüsü yasağı başlattı.
Yasağa karşı iki dilekçeyi inceleyen devletin yüksek mahkemesi, öğrencilerin başörtüsü de dâhil olmak üzere “dinî kıyafetler” giymelerini, yeni bir karar verilene kadar yasakladı. Avukatlar, yasaklama emrini “temel hakların askıya alınması” anlamına geldiğini söyleyerek eleştirdi.
8 Şubat günü eyaletin farklı bölgelerinden ara ara şiddet olayları bildirildi. Tesettürlü bir öğrenci, kolejinde bir grup Hindu çetesi tarafından engellendi ve bu büyük bir öfkeye yol açtı.
Üniversite kıyafet yönetmeliği meselesi olarak başlayan şey, Hindu öğrencilerin tesettüre karşı çıkmak için kolejlerde safran eşarp takmaya başlamasıyla Hindu-Müslüman meselesine dönüştü.
Twitter’daki sosyal medya paylaşımlarına göre, kuzeydeki Uttar Pradesh ve Madhya Pradesh eyaletlerinde Hindu ırkçısı gruplar Salı günü başörtüsünü protesto etti.
Başörtüsü sorunu ilk olarak Aralık 2021’in sonlarında Udupi bölgesindeki bir devlet kolejinde bir grup Müslüman kız öğrencinin başörtüsü taktıkları için sınıflarından çıkarılmasıyla başladı.
Güney Hindistan’da faaliyet gösteren Müslüman bir öğrenci grubu olan Hindistan Kampüsü Cephesi (CFI), kolejin din ve eğitim haklarını ihlal ettiğini savunarak desteklerini ortaya koydu.
CFI ile ilişkili bir öğrenci aktivisti olan Syed Sarfraz, hükümetin, Hindu milliyetçi grupların başörtüsüne karşı tepkisini desteklediğini ve kışkırttığını söyledi. Sarfraz, “Hindu milliyetçisi grupların liderlerinin safran şallar giyerek başörtüsü karşıtı protestocular arasında olduğu çok sayıda video ortaya çıktı.” dedi.
Yapılan bir araştırmaya göre, başörtüsü karşıtı protestolar kendiliğinden ortaya çıkmıyor. Öğrencileri harekete geçirmek için Karnataka’da yıllarca süren toplumsal kutuplaşma üzerine inşa edilmiş bir Hindutva komplosu söz konusu.
Hint kültürünü Hindu değerleri açısından tanımlayan ideoloji olan Hindutva Hindistan’ın Hindu ırkçılarına on yıllardır ilham veriyor.
Karnataka’da Neden Protestolar Var?
Devam eden tartışmanın merkezinde yer alan Udupi, Karnataka’nın kıyı bölgesinde BJP’nin kalesi olarak kabul edilen bir bölge.
Eyalet başkenti Bengaluru’da yaşayan gazeteci Samar Halarnkar, kıyı Karnataka’nın “Hindutva siyasetinin potası” ve “kanıtlama alanı” olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Hindutva grupları bir barda içki içen kadınlara saldırmakla başladılar ve daha sonra farklı inançlardan insanlarada saldırmaya başladılar. Şimdi iktidarda olan ve her zamankinden daha fazla destek bulan BJP tarafından beslendiler ve güçlendirildiler.” Hem Hindu hem de Müslüman köktenciliğin, Müslümanların nüfusun yüzde 15’ini oluşturduğu Karnataka’nın kıyı bölgelerinde verimli bir zemin bulduğunu da sözlerine ekliyor.
Yıllar geçtikçe Karnataka, Hindutva gruplarının faaliyetlerinde artışa ve başta Müslümanlar ve Hristiyanlar olmak üzere dinî azınlıkların hedef alınmasına tanık oldu.
Ocak ayında, Karnataka eyalet meclisi, Hristiyan misyoner gruplarının Hinduları “zorla din değiştirmeleri” yönünde baskıladığını iddia etti. Hristiyan dinî liderler tarafından reddedilen bu iddiayla, dinî dönüşümleri etkin bir şekilde yasaklayan bir yasa çıkarıldı.
Eyaletteki ana muhalefet partisi olan Kongre, hükümeti gelecek yıl yapılacak eyalet seçimlerinden önce siyasi mesafe kazanmak için tartışma yaratmakla suçlayarak başörtüsü yasağını “insanlık dışı” olarak nitelendirdi.
Karnataka Yasama Meclisi Kongre üyesi Kaneez Fatima, “Yıllardır sorunsuz bir şekilde başörtüsü takıyoruz ancak şimdi konu aniden BJP ve Hindutva grupları tarafından toplumsal gerilimleri artırmak için ele alındı.” dedi.
Halarnkar, “Hindu köktenci gruplar, başörtüsü meselesi üzerinde bir fırsat sezdiler ve bunu toplumu daha da radikalleştirmek için kullandılar.” şeklinde konuştu.
Ancak BJP, başörtüsünün öğrenciler arasındaki “tekdüzeliği” bozduğunu öne sürerek yasağı savundu.
“Üniforma kavramı, öğrenciler arasında ayrımcılığı önlemektir.” Partinin sözcüsü Smriti Hartis, “Eğitim kurumlarında başörtüsü veya safran eşarp için yer yok. Tesettür gereksiz bir tartışma.” derken Hindu milliyetçilerinin muhalefetini ise “çok normal” olarak savundu.
‘İki Taraflı Anlatı’
Başörtüsü yasağını protesto eden kızları desteklemek için ortaya çıkan aktivistler ve gruplar, medyanın “her iki taraf” anlatısını da eleştiriyor.
Sağcı güçleri destekleyen medya, “tesettür bizim hakkımızsa safran şalın da onların hakkı olduğu” anlatısını güçlendirmeye çalışıyor. Aktivist Ladeeda Farzana “Tesettür sorununu safran şalla boğuyorlar.” dedi. “Bununla birlikte, onlarca yıllık normal uygulamayı etkili bir şekilde tartışmalı hale getiriyorlar.” diye ekledi.
Müslümanlar ayrıca bunun gibi tartışmaların Hindutva gruplarının yasaları dayatma gündeminin bir parçası olmasından da korkuyorlar.
Hindistan’daki eğitim kurumlarında ‘Ortak Kıyafet Yasası’nın uygulanmasını isteyen Yüksek Mahkemeye de bir dilekçe sunuldu.
Ancak hukuk uzmanları, UCC’nin başörtüsü gibi uygulamalarla hiçbir ilgisi olmadığını söylüyor.
Bir Yüksek Mahkeme avukatı ve AIMPLB üyesi olan MR Şamşad, “Tesettür temel özgürlük meselesidir.” dedi ve bir okuldaki tüm öğrencilerin bakış açısının hiçbir zaman “tekdüze” olamayacağı için “tekdüzeliğin” taraflı bir terim olduğunu da sözlerine ekledi.
Duruşma devam ederken kızlar başlarını örtme haklarının geleceği konusunda hem umutlu hem de endişeli.
“Mahkemenin ne diyeceğini bilmiyoruz. Kundapura’daki RN Shetty PU Kolejinde 16 yaşındaki bir öğrenci olan Ayşe Nurin, “Sınıflarımızın içinde ve dışında bize karşı alınan pozisyonlar nedeniyle, başörtüsüyle ilgili bir güvensizlik duygusu var.” dedi.
“Diğer öğrenciler tarafından bile hedef alınabiliriz.”
Al Jazeera/ 15 Şubat 2022 / Çeviren: Gökhan Ergöçün
- Zulmün Maskesini Düşürmek
- Rus Yayılmacılığı Durdurulmalıdır!
- Putin’in İmparatorluk Hayali Halkların Kâbusudur!
- Rus Ordusunun Moğol Ordularından Farkı Yok
- NATO Çare mi?
- Ruslar da Putin’in Kurbanı
- Ukrayna Krizi: İsrail ve Siyonist Müttefiklerin İkiyüzlülüğü
- Azgınlaşan Hindu Milliyetçiliği ve Hicap Yasağı
- Hindistanlı Kardeşlerimizin Yanındayız
- Hindistan’da Başörtüsü Yasağı ‘Kadın Hakları Savunucuları’ Nerede?
- Hindistan’da Artan Başörtüsü Tartışmasının Arkasında Ne Var?
- Teslimiyet ve Tevekkülün Mücessem Beldesi: İdlib
- Filistin’den Suriye Direnişine Îsâr Eli
- Genel Af: Suriye Rejiminin Kurduğu Tuzak
- Medeniyet Hayalini Gerçekleştirebilmek
- Makyajlı Çağın Yorgun Ruhları
- Mahremiyetin Korunması
- Şeytanın Virdi: Suya Çağırmak Ama Ateşe İtmek
- Tevhidî Mücadele Bilinci
- Tesettür ve Bilinç
- İslami Şahsiyet ve Tesettür
- Sevenler Ölmez
- İslam Toplumunun Örülen Duvarında -Bir Diriliş İşçisi Sezai Karakoç-
- Kalem