Gözaltında Mıyız? Kaçırıldık Mı?
Vahşetin boyutları bir dizi soruyu da kamuoyunun gündemine getirdi. Özellikle olayın bu boyutlara varmasında devletin 'iti ite kırdırma' şeklinde tanımlanan geleneksel politikasının rolünün ne olduğu sıkça soruldu. Soruların bu şekilde yoğunlaşmasının devletlu zevatı rahatsız edeceği aşikardı. Nitekim cevap yerine her zaman olduğu gibi kısmen tehditler savurarak, kısman demagojiyle, bol miktarda da övgü edebiyatıyla konu örtülmeye çalışıldı. Devletin büyük bir başarı şeklinde lanse ettiği operasyonun görünür sonucunun ancak onlarca insanın çürümüş cesetlerine ulaşılmış olması devletin güvenilirliğinin başlı başına bir göstergesi!
Mezarevler vahşetinin gerçekleştirilmesinde dikkat çeken noktalardan biri de kurbanların kolayca kaçırılmış olmaları. Bunların bir kısmının zaten bir şekilde tanışan insanlar eliyle gerçekleştirildiği kabul edilebilir. Ama yine de pek çok kurbanın polis süsü verilerek kaçırıldıkları bilinmekte. Nitekim kaçırılan kişilerin yakınları kayıp olaylarının ilk günlerinde hep yakınlarının polis tarafından gözaltına alınmış oldukları iddiasını dile getirmekteydiler.
Burada bir kere daha polisin, özellikle de terörle mücadele şubesi polisinin gözaltına alma usulünün bu tür kanunsuzluklara kapı açtığı gerçeğinin altının çizilmesi gerekiyor. İnsanların yakınlarına hiçbir açıklama yapılmaksızın ve bilgi verilmeksizin, yine ne savcılık belgesi, ne de kimlik gösterilmeksizin, çoğu kez kelimenin tam anlamıyla kaçırılma şeklinde gözaltına alınması usul haline getirilmiş durumda. Bu uygulamaya muhtemel operasyonların selameti gerekçe gösterilmekte. Ama bu uygulamanın asıl hedefinin zanlı üzerinde psikolojik baskı ve işkenceye daha rahat, daha elverişli zemin temini olduğu açık. Nerede ve kimlerin elinde bulunduğunun yakınlarınca bilinmemesi gözaltındaki kişiyi işkenceye ve ölüm tehditlerine karşı daha zayıf kılmakta.
Görüldüğü gibi polisin 'işini' kolaylaştıran gözaltı tarzı istismara gayet açık. Polis süsü vererek istenilen şahısların bu şekilde kaçırılmaları zor olmuyor. Keyfiliği ve hukuk dışılığı sistemleştirerek devlet göz göre göre insanların canını tehlikeye atmakta. Domuzbağı ve mezarevler vahşetine bir de bu pencereden bakmakta yarar olabilir.
- İnsaf ve Adalet Sapkınları Kim?
- Vahşete İslami Kılıf ve Susurluk Devletini Aklama Çabası
- Heva İlah Edinince...
- Gözaltında Mıyız? Kaçırıldık Mı?
- Kur’an’da "Çete”
- Cezayir'deki Kanlı Katliamlara Dengeli ve Bilgi Verici Bir Bakış
- ‘Hiç bir zaman terörist olmadık’
- Suriye'de 800 Müslüman Tutuklandı
- Hizbullah: 'İsrail geri çekilmeden barış söz konusu olamaz.’
- İdeal Olan ile Verili Olan Arasında
- 28 Şubat Sürecinde Yargı
- Haksızlığın Her Çeşidine Hayır!
- 28 Şubat Sürecinde Radyolar
- Eğitim Sisteminin Açmazları ve Milenyuma Devredilen Sorunlar
- Darbeler Cumhuriyetinde 'Yutan Eleman' Olarak FP
- Kur'an'da "İhsan" ve "Muhsin" Kavramları
- İlahi Yardımların Risalet ve Mücadeleye Katkısı -2
- Kriter Dergisi ve İnanç Amel Bütünlüğü Sorunu
- İslami Hareketin Entellektüel Kökenleri Üzerine
- Cihan Aktaş'ı “Tutunamayanlar”ın Hizasında Okumama Denemesi
- "İsrail'in İlgi Alanları ve Barış Sürecinin İslami Yapılara Etkisi”
- Ercüment Özkan Vefatının 6. yıldönümünde Anıldı
- Fransızlar Tribünde
- Yağmurdan Sonra
- Yaşamanın Anlamı