Gönülden Garp Gözden Irak
I
İnsanın süregiden serencâmı bu!
Kendi hevalarını metal helvalardan üretip
Heveslerini biçimli silahlarda kutsayarak,
Demir putlarıyla, pusatlarıyla
Mekanik savaş tanrılarıyla
Tamtamlarıyla, maharetli tanklarıyla
Toplu kıyım totemleri tonluk bombalarıyla
Yerde büyüklenmeye işaret gökte uçaklarıyla
Siyah fillerini toplamışsa beyaz birer Ebrehe
Yığmışsa teçhizatını ortaya.
Mutlu Noeller için, hafta sonları için,
Sade kendi hayatını belirgin kılmak için
Dayamışsa kapkara kalemini
Çok zavallı bir halkın alnına…
Sen düşünmelisin bu halkın mazlum alnını;
Kara mı, kararmış mı, karartılmış mı yazısı?
Düşün ki çok zavallı bir halk, yıllarca
Yıllarca yerli putlara kurbanlarla yaranamayan
Bu halk yaralı.
Yereli yıkılınca yorulmuş tanrılardan
İthaline genç bir kıyamla kalkıp
Halkolmayı hak etmeye davranan bu halkı…
Bu halkı düşün, bilen ama ağlama!
Bir halk işte senin halkın bütün dünya halkları
Kıyılan bölünen güdülebilen bir halk.
Ve bak tarih kitaplarında kesif kan kokuları,
Hiçbir halkın hırsı eminim değil.
Muhteris hükümdarlar şimdi Başkan'lar
Sayısız Nemrut görmüştür Babil.
Kaç tanrı yıkılmıştır Mezopotamya'da, gerçek!
Direngen İbrahimler baltasına uyarak.
Ağlama yoksul duygularla işte direnilecek,
Bitti denilen yerde yeniden başlanarak!
İşte şimdi tepeden tırnağa
Donanımlı haçlılar zırhlanıp zırhlanıp
Savaş baltalarına taze kan istiyorsa
Uygarlığı kılıflarına yakıştırıp.
O halde biz barbarlığa razı, yalınkılıç ve yaya
Yaslanıp Yaratan'ın inayetine,
Yakarıp dileyerek tedirgin ayaklarımızın
Musa'nın inşirahına sabit kılınmasını.
Çıkalım öylece şövalyelere
Hunhar drakulaya vampir sürülerine
Çıkalım Mortal Kombat'lara
Efsanevi atılarak direnerek destansı,
Yedi koldan yedi başlı ejderi yıldıralım.
Sadra şifa
Şahmeran olup şehirlerde yutalım onları.
Fakat şimdi brîndârsın için dışın yaralı!
II
Zulmolunca hayat bulur en acı gerçek:
Kemirir kentleri göklerce kirli gürültüler
Bedeldir denilir, ödenecek.
Kara bir tank kadar günahkar suskun dünya!
Kızıl alev kütlesiyle yutulurken açılmış bedenler
Kuru betonlar tuz buz,
Kuduz kemik, kudurmuş et!
Mor dumanlar, ejderha bulutlar,
Azgın şehvet!
Gözlerinin içine içine bakaraktan
Şiddetle abanırken kentlere,
Irak'ın utandırılmış bedeninden sızan
Kan!
Söndürülmüş şimdi mum, kırılmış kutlu fanus,
Aileler kapanmış birer yelpaze…
Namus kardeşlerim namus!
Kolay değil başka hiçbir şey gibi,
Hem de taptaze!
Teyzeler, ablalar, kız kardeşler
Nişanlılar, evliler, tertemiz eşler
Birleşik teröre sancıyarak
Tedirgin babalar, anneler;
Dizleri dövünmekten yara bere içinde…
Dövünür Ortadoğu yapay tarihin,
Doğal bir coğrafyaya tahakkümüne.
Mezar kitabeleri, ölü toprağı
Serpilmiş oğulları, kızları üzerine.
Ataların övgü yüklü öyküsü
Pembe perdeler germiş güne.
Ve kendini anılarına terk etmiş bir münzevi
Çürüyen bir durgun su; adı İslam Alemi.
III
Neyi hoş göreceksin, boğulup ruhbanlığın,
Kimliği belirsiz büyülü denizinde?
Şehvet çağı yansıması değil midir parlayan,
Mücella firavunlar suretinde yüzünde?
Uykusu birbirine karışınca halkların
Halka halka uzuyor zulüm zinciri,
Zenciler yerliler şimdi de İslam.
Dikkat, Irak kuyularından petrol,
Kentlerinden kan çekerken beyaz adam
Varillerce kanla karışık vurgun,
Taşınıyor ferah asfaltlarına
Sarışın üstü açık bir mutluluğun.
Peki ne yapmalı kardeşim ne yapmalı?
Bu eşsiz zulümleri hoş görerek
Kaderin fetvasına vererek bilinçsizce,
Allah'a dolaylama iftira mı atmalı?
Kaldıysa bir diyeceği yıllanmış cehaletin,
Desin bakalım!
Bir ahiret sevdasından ibaret kalınca din,
İnancını sıyırınca dünya sorumluluğundan
Nerde kan akıyorsa açsın baksın dünyaya;
Acı çeken kim?
Neymiş görsün acıdan ezilmişlikten
Bile kutsal bir haz uman tarik…
Dövene elsiz bükük, sövene dilsiz mazlum,
İmanıyla zalimi yüreklendiren tahrik!
Katkılarından dolayı teşekkür etmiyorum
Ama daha iyi çok daha iyi.
Ölü kelimelere ruh veren şiir gibi
Akıyor durgun sular, akarak arınıyor,
Yılların tortusundan bataklığından.
O insan denizleri derinden kabararak
Uğraşıp didinip savaşla çırpınarak
Irak'ta bir yeni halk halkoluyor yeniden.
Şimdi bak!
Usta bir şiirde
Dehşet devinimler çağrıştıran birer imge:
Felluce, Necef, Irak!
- Zilletten Uzak Durmak!
- Başörtüsü Zulmüne Son!
- Yeni Türk Ceza Kanunu’nun Getirdiği Yenilikler
- Türk Ceza Kanunu Tasarısı ve Yeni Türk Ceza Kanunu
- Sonunda Kazanan ‘İnsanlık Onuru’ Olacaktır
- TCK Reformu mu, Kumpası mı?
- Baro Seçimlerine Entelektüel ve Mesleki Bir Boyut Kazandırma Kararlılığındayız!
- Devlet Sanık Sandalyesine
- AİHM Kararı ve Zina Tartışmaları Bağlamında AB Sürecini Tekrar Tartışmak
- Zinaya Ceza ve Muhafazakar Refleks: AB Standartlarında İmaj Siyaseti
- T.C.’de Eğitim: Kemalizm’in Halkı Dönüştürme ve Tek Tipleştirme Aracı
- Dördüncü Yılında Aksa İntifadası
- Ay Düşmüş Saçlarına Bütün Çocukların
- İntifada Bizim İçin, Biz Ne Kadar İntifada İçiniz?
- Kudüs’te Siyonist İşgali Yaşamak
- Telafer Katliamı ve Türk Devletinin Tepkisi
- Neden Kaybediyoruz?
- Gönülden Garp Gözden Irak
- Kıyamet Alametleri mi, Kıyamet Sahneleri mi?
- Müslüman Namazsız Olabilir mi?
- İletişim Yayınları’nın İslamcılık Derlemesi
- Bir Kitap Bir Mahkeme
- Özgür-Der’in Bursa Şubesi Açıldı
- “Müslüman Toplumlarda Aile” Sempozyumu
- Başörtümüz Ne Zaman Özgürleşecek?