F Tipi

Kasım 2006A+A-

Tecrit hücrelerinden, tecride karşı direnişin içinden umut yüklü selamlar!

20 Ekim 2000'den bu yana altı yıldır, büyük bir suskunluğun ortasında, yalnızlaştırılarak çürütülmeye, insanlığımızdan, düşünce ve inançlarımızdan soyundurulmaya karşı direniyoruz.

F Tiplerinin, tecrit hücrelerinin gündeme gelmesiyle birlikte içeride biz tutsaklar, dışarıda demokratik kitle örgütleri, yakınlarımız tecridin işkence demek olduğunu ve tecrit politikasının tüm halkı hedeflediğini, buna karşı çıkmanın bir insanlık görevi olduğunu anlatmaya çalıştık. F Tipi hapishanelere karşı geniş bir kamuoyu oluşmasına rağmen iktidar, tecrit uygulamakta ısrarını sürdürdü. Bunun üzerine 20 Ekim 2000 tarihinde ölüm orucuna başladık. Ve adına riyakarca "Hayata Dönüş" denilen, 28 tutsağın öldürüldüğü 19 Aralık hapishaneler katliamıyla açıldı F Tipleri.

Tecrit ne yalnızca fiziki, ne de psikolojik bir saldırıdır. Tecrit, emperyalizm ve devrimcilere, muhaliflere, tüm halka yönelik kapsamlı bir saldırı politikasıdır. Ve hayatın her alanında uygulamaya konulmuştur. Bu politikayla tüm kesimleri yalnız bırakıp saldırarak, direnme dinamiklerinin yok edilmesi hedeflenmektedir. Tecridin tüm halka yönelik bir sindirme, yıldırma politikası olduğu, bugün tüm kesimler üzerindeki etkisi ortadadır.

F Tipi hapishaneler bu politikanın en yoğun ve kaba biçimde, devrimci tutsaklara yönelik uygulandığı alandır. Altı yıldır F Tipi tecrit hücresindeyiz. Altı yıldır zulmün ve işkencenin hiç bitmediği; her türlü keyfiyetin, hukuksuzluğun, baskının, yasakların sıradanlaştırıldığı bir tecrit politikası  hüküm sürüyor hapishanelerde.

Tecrit, insana yönelik en ağır işkence yöntemidir. Tutsaklarda yarattığı fiziki ve psikolojik tahribatlar ortadadır. Bu tahribatlar adli tutuklularda daha boyutlu yaşanmaktadır.

F Tipi tecrit politikasına karşı direniş yedinci yılına giriyor.

Siyasal, sosyal, fiziki ve psikolojik boyutlarıyla tecride karşı olmak, insan olmanın gereğidir. Bugün bizler bunun için direnmeye, bedel ödemeye devam ediyoruz. Bugüne kadar 122 insanın canını aldı, yüzlercesinin sakat kalmasına neden oldu tecrit politikası.

Bugün tecride karşı direniş; İstanbul Şişli'de Avukat Behiç Aşçı; Adana Şakirpaşa'da iki çocuk anası Gülcan Görüroğlu ve Uşak Hapishanesi'nde tutsak Sevgi Saymaz ile, ilk günkü kararlılığıyla sürüyor.

Sessiz kalmak, tecrit işkencesini onaylamak ve yaşanacak yeni ölümlere göz yummak demektir.

Tecrit işkencesinin son bulması, yüz yirmi üçüncü insanın ölmemesi için herkesin yapabileceği birşey mutlaka vardır.

Umut ve dirençle

2 No'lu F Tipi Cezaevi / Tekirdağ

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR