Ey Oruç, Tut Bizi!
Ey oruç tut bizi!
Ki, bedeni zayıflığımızı hissederek kendimizi tanıyalım, zaaflarımızı idrak ederek Yaratıcı karşısında alçak gönüllü olabilmeyi öğrenelim...
Ve kendimizi olduğundan daha üstün ve değerli zannetmemize yol açan, şirk ve zulüm bataklığına düşüren istiğna kirlerinden arınalım:
"Allah size bağışlayıcılığı ile yaklaşırken (yalnızca) kendi ihtiraslarının ardından gidenler ise doğru yoldan sapmanızı isterler. Allah yüklerinizi hafifletmek ister; zira insan zayıf yaratılmıştır." (Nisa, 4/27-28.)
Ey oruç tut bizi!
Ki, alışageldiğimiz hayat tarzını terk edip yeni bir manevi enerji ile, değerlerimizi yeniden ihya etmenin ve nefsimizi yeniden ıslah etmenin yollarını bulabilelim:
"Kim oruçlu olduğu halde yalan söylemeyi ve yalanla amel etmeyi bırakmazsa Allah'ın, o kimsenin yemeyi içmeyi bırakmasına ihtiyacı yoktur."1
Ey oruç tut bizi!
Ki, arzu ve isteklerimizin bir kısmından mahrum bir şekilde onurlu, ağırbaşlı yaşamayı öğrenelim...
Ve ihtiyaçlarımızı elde ederken ideal ve inançlarımızı koruyalım: kullarına karşı son derece merhametli-şefkatli olan Rabbimiz için sabretmeyi, O'nu doğru telakkilerin beyanlarıyla öğrenebilmeyi, yanlış tasavvurlardan uzaklaşmayı öğrenebilelim:
"Kur'an insanoğluna bir rehber, bu rehberliğin apaçık bir delili ve doğruyu yanlıştan ayırt edici bir ölçü olarak (ilk defa) bu Ramazan ayında indirilmiştir. Bundan dolayı sizden kim bu aya erişirse onu baştan başa tutsun. Ancak hasta veya seyahatte olan, başka günlerde (aynı sayıda) oruç tutsun. Allah sizin için kolaylık diler, zorluk çekmenizi istemez. Ama (belirlenen günlerin) sayısını tamamlamanızı ve size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah'ı yüceltmenizi ve (O'na) şükretmenizi ister." (Bakara, 2/185.)
Ey oruç tut bizi!
Ki, takvayı kalplerimize, huşuyu gönüllerimize indirip ruhi arınmaya açık hale gelelim ve Rabbimize karşı sorumluluklarımızı ifa edecek bir donanım kazanabilelim: "Ey mü'minler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı, ki Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincine varasınız." (Bakara, 2/183.)
Ey oruç tut bizi!
Ki, ihtiyaçların sonsuzluğu karşısında hududullah ile onları sınırlamayı, sürekli tüketerek yeryüzünü talan etmemiz için bizi vesveseleriyle ayartmaya çalışan şeytana karşı takva ile hazırlanalım...
Ve toplumsal kirlerden arınalım; uzlete çekilmeden, yeniden topluma dönme eğitimi olan i'tikafı bir bilinç haline getirelim:
"... Allah'ın sizin için uygun gördüğünden yararlanabilirsiniz ve gecenin karanlığından tan yerinin aydınlığı fark edilinceye kadar yiyip içebilirsiniz. Sonra gece çökünceye kadar oruca devam edersiniz. Ama mescidlerde i'tikafta iken kadınlara yaklaşmayın. Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır: O halde bu sınırları ihlal etmeyin. Böylece Allah mesajlarını açıklıyor ki, takvalı olabilsinler." (Bakara, 2/187.)2
Ey oruç tut bizi!
Ki, etkili bir nefs disipliniyle kendimize hakim olmayı öğrenerek kendi kendimize iyilik yapalım...
Ve yapmaya yükümlü olduğumuzdan daha fazla iyilik yapacak bir bilinci kuşanarak, salih amellerimizle etrafımızda şeytanlara karşı güvenlik duvarları örebilelim:
"(Oruç) sayılı günlerdir. Ancak sizden kim hasta veya seyahatte olursa, diğer zamanlarda (aynı gün sayısında oruç tutmalıdır) ve gücü yetenlere bir muhtacı doyurarak fidye vermek bir yükümlülüktür. Her kim yapmaya yükümlü olduğundan daha fazla iyilik yaparsa kendisine iyilik yapmış olur, zira oruç tutmak kendinize iyilik yapmaktır, keşke bunu (yeterince) bilseydiniz." (Bakara, 2/184.)
Ey oruç tut bizi!
Ki, açlığı ve susuzluğu tatmaktan kaynaklanan şahsi tecrübelerimizle, i'sar ahlakının sağladığı imkanlarla yoksulların içinde bulunduğu hali anlayıp onlarla empati kuralım...
Ve onları düşünmekle kalmayıp sempati yapalım, onların üzerimizdeki haklarını zekat, sadaka-i fıtr, infak olarak kendilerine teslim edelim, böylece Ramazan'ı ebedi bir kazanca dönüştürebilelim.
"Ve namazı kılın, zekatı verin ve rükû edenlerle birlikte rükû edin!" (Bakara, 2/43.)
Ey oruç tut bizi!
Ki, dünyevi zenginlikler karşısında eğilmemeyi, dünyevi nimetler karşısında ihtiyatlı olmayı öğrenebilelim..
Ve ve dünyaya aşırı sevgi besleyip vasıtayı gaye zanneden gafillerden beri olalım: "Servet bir Müslüman için ne güzel arkadaştır. Yeter ki ondan fakire yetime, yolcuya (vd.) vermiş olsun."3
Dünya nimetlerinden el etek çekmek, ne helal olan bir şeyden kendini mahrum etmektir, ne de malı elden çıkarmaktır. Fakat o (tavır) senin iki elinde bulunanların, Allah katında (müminler için hazırlanan nimetlerden) daha güven verici olmamasıdır.4
Ey oruç tut bizi!
Ki, zorluklara karşı bilinç hazırlığı yapalım; açlıkla imtihan olmada beceri kazanalım, korkuyu korkutmayı öğrenelim, var olduğu halde oruçlu olduğumuz için dokunmadığımız yiyeceklerimizi-mallarımızı, canlarımızı Allah yolunda kaybetmeye -kaybettiklerimize sabretmeye- alışabilelim:
"Muhakkak ki, ölüm tehlikesiyle, açlıkla, dünya malının canının ve ürünlerinin kaybı ile sizleri sınayacağız. Ama zorluklara karşı sabredenlere iyi haberler müjdele!" (Bakara, 2/155.)
Ey oruç tut bizi!
Ki, irademizi şeytanların emrinden çıkarıp gün boyunca gıdanın kemiyetinden-keyfiyetinden uzak durarak Allah'ın emrine amade kılalım: Beslenme ve arzularla ilgili alıştığımız eski düzeni yıkalım, yeni bir rejim kuralım; heva ve heveslerimizin kölesi olmayalım.
Ey oruç tut bizi!
Ki, zorluklara karşı direnmeyi, yılmamayı öğrenelim, Peygamberimizin "Kendisine varlık isabet ederse şükreder bu onun için hayırlara yol açar, darlık isabet ederse sabreder bu da onun için hayırlara yol açar."5diyerek övdüğü, sabırlı mü'minlerden olabilelim.
Ey oruç tut bizi!
Ki, kalbimizin kumandasında tüm hücrelerimize metaneti öğretelim.
Ey oruç tut bizi!
Ki, nefsimize karşı büşra/müjde ve nezir/uyarı arasında bir tutumla konum alalım, yaptıklarımızın müeyyide doğurduğunu öğrenelim ve Allah yolunda ıstıraplara-zorluklara katlanmayı şiar edinelim:
"Ey mü'minler! Hacc yaparken av hayvanı öldürmeyin. Ve sizden kim onu kasten öldürürse, öldürdüğüne eş değerdeki hayvanı -iki dürüst kişinin onunla ilgili vereceği karara istinaden- kurban edilmek üzere Kabe'ye getirerek tazmin etmekle yükümlüdür; yahut muhtaçları doyurmak suretiyle veya ona denk olacak kadar oruç tutarak günahının keffaretini ödemelidir. (Bu tazminat) yaptığı fiilin tam ağırlığını hissedebilsin diyedir. Allah geçmişi silmiştir. Ama her kim onu yeniden işlerse, Allah cezasını ona gösterecektir. Zira Allah kudret sahibidir, kötülerden intikam alandır." (Mâide, 5/95.)
Ey oruç tut bizi!
Ki, aşırı mahrumiyet ve perhizle sınırlı mahrumiyet arasındaki orta yolun nerede olduğunu ve Allah yolunda samimi bir gayretle ilahi yasalara nasıl uyabileceğimizi öğrenelim; ilahi iradeye teslim olmanın nadir örneklerini şahitliğimizle insanlığa gösterelim:
"Oruç imanın ve sabrın yarısıdır."6
Ey oruç tut bizi!
Ki, yalan sözler ve amellerden kendimizi kurtararak ateşe karşı bir cünnemiz/perdemiz,7kötülüklere karşı müstahkem bir kalemiz olsun:
"Sizden biriniz bir gün oruç tutacak olursa, kötü söz sarfetmesin, bağırıp çağırmasın. Birisi kendisine yakışıksız bir laf edecek veya kavga edecek olursa, 'Ben oruçluyum.' desin."8
Ey oruç tut bizi!
Ki, amellerimize öncülük eden biz olalım. Bir şeylerden vazgeçerek bir şeyler yapalım.
Ey oruç tut bizi!
Ki, nefsimize emr ede ede onun efendisi olalım, biz bedenimizin değil bedenimiz bizim hizmetimize girsin.
Ve Rabbimize itaat ede ede O'na itaati öğrenelim...
Dipnotlar:
Buhari, Sahih, Kitabu's-Savm, Bab, 8.
Peygamberimizden rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: "Sizden birinin Allah yolunda bulunması, kendi evinde kıldığı yetmiş senelik namazdan daha üstündür." (Tirmizi, Sünen, Kitabu'l-Cihad, Bap,17.)
Buhari, Sahih, Kitabu'z-Zekat, Bap, 49.
Tirmizi, Kitabu'z-Zühd, Bap, 22.
Müslim, Sahih, Kitabu'z-Zühd, Bap, 13.
Ahmed b. Hanbel, Müsned, cilt,4, s.260.
Peygamberimizden rivayet edilen bir hadise göre "Oruç bir cünne'dir." Kötülüklere karşı bir kalkandır. (Ahmed b. Han-bel, Müsned, cilt:1, sayfa,195.)
Buhari, Sahih, Kitabu's-Savm, 2, 9; Kitabu'l-Libas, 78; Müslim, Sahih, Sıyam, 164 (1151.hadis); Ebu Davud, Sünen, Savm, 25 ( 2363.hadis); Tirmizi, Sünen, Savm, 55 (764. hadis); Muvatta, Sıyam, 58 (1,310); Nesai, Sünen, Sıyam,41 (2, 160-161.); İbnu Mace, Sünen, Sıyam, 1 (1638. hadis.)
- İşgal Tüm Boyutlarıyla Reddedilmeli!
- Lübnan’a Asker Göndermek ABD-İsrail Projesine Payanda Olmaktır!
- Seyyid Kutub’un Mesajını Anlamak ve Geliştirebilmek!
- Lübnan’a Asker Ya da Siyonist İşgale BM Şemsiyesi
- Bir “Edebiyat” Türü Olarak Hamilik!
- Aileleri Gözaltındaki Kardeşlerimizle Nihayet Görüşebildiler
- Ne Barış Gücü, Ne Türk Askeri; Lübnan'ı Hizbullah Koruyacak!
- Emperyalizm-Siyonizm Lübnan’da Batağa Saplandı
- Çimento Benizli Bebekler
- Adiyat
- Direniş Safları Belirginleşirken Lübnan’da İslami Direnişe Sahip Çıkmak
- Çocuklar Lübnan ve Filistinli Kardeşleri İçin Yürüdüler
- Filistin İçin Yapılan Her Hayırlı Amel, Fiili Cihad Kadar Değerlidir!
- Alnından Öpüyorum Seni Nasrallah
- Vaad
- Dünyadaki Emperyalizmle Savaşın Başıdır Filistin
- Cengiz’i Uğurlarken
- Kapitalizm Karşısında Savrulma Örnekleri
- Ey Oruç, Tut Bizi!
- Vakitleri Belirlenmiş Bir İbadet Olarak Kadim Namaz -2
- Ölçüsüz ve Tutarsız “İslamcılık” Eleştirileri
- Ben Sizi Kudüs’ün Özgürlüğüne Adadım
- Başörtüsü Düşmanlığı Cephesi Genişliyor
- YÖK Başörtüsü Yasakçılığında Kesinlikle “Tereddüt” Etmiyor!
- TMK’nın Silahı Halkın Üzerinde