Ey Nefsim!

Şubat 2013A+A-

Ey Nefsim!

Artık seni çok iyi tanıyorum, şimdi beni can kulağıyla dinle:

Sakın “içindeki şoför” olan ‘fucur’u dinleme, her zaman “içindeki İslam” olan ‘takva’yı dinle!

Ey Nefsim!

Ne kadar cazip olsa da mutluluk vadetse de günah işleme! Günaha bulaşarak kendi kalene gol atma! Aptal durumuna düşersin.

Unutma ki, günah işlemek kendine zulümdür. Günah geçici mutluluk verse de kalıcı mutsuzluk verir, biraz güldürse de ebediyen ağlarsın, vicdanında yaralar açar, sonra ebediyen kaybedenlerden olur, sonsuz mutsuzluğa mahkûm olursun.

Ey Nefsim!

İlk cennetin olan anne rahminde Allah’a verdiğin “Evet kesinlikle sen bizim Rabbimizsin!” sözünü hayat boyu unutma, fıtrî misakını Kur’an ile, günde beş kez namaz ile yenile!

Özgür iradenle, Kelime-i Şahadeti haykırarak verdiğin söze, ‘Ahdullah’a sadakatten ömür boyu ayrılma!

Ey Nefsim!

Hiçbir zaman Allah’ın rahmetinden umudunu kesme, yoksa İblis’e benzersin. Kendini durmadan övüp durma, seni öven yağcılara da aldanma!

Aşırı övgü kibri, kibir istiğnayı, istiğna zulmü doğurur; zalimlerden olursun. Sonunda Allah muhafaza, kendilerini ebedi iflasa sürükleyen şeytanlara benzersin.

Ey Nefsim!

Her işinde samimi ol! ‘Mış gibi’ yapma! Kitabına uydurma, Kitab’a uy!

Dini Allah’a halis kıl ki, Allah’ın mübarek bir kulu olasın; aşağıların aşağısına sürüklenmekten kurtulasın. Amellerin ihlasla taçlansın, bereketlensin ve sonsuza dek yaşasın.

Ey Nefsim!

Sakın cin ve insan şeytanlarına özenme!

Unutma ki, sen hulasa-i kâinatsın, kâinatın gözbebeğisin. Kendini zalimlere değil, Allah’a sat! Senin kıymetini, ancak seni senden daha iyi tanıyan ‘bir’i bilebilir.

Ey Nefsim!

Ben her şeyi bilirim!” deme. Mütevazı ol, “Allahu a’lemu / En iyisini Allah bilir.” de!

Ey Nefsim!

Namazın dinin direği, gözün nuru, gönlün sürûru olduğunu unutma! Namazını kesintisiz zikirle takviye etmeyi unutma!

Namazına riya bulaştırma. Aksi takdirde münafıklara benzer, karanlık zindanlardan hiçbir zaman çıkıp kurtulamazsın.

Ve namaz ile infak arasındaki kardeşliği bozma, namazını infakınla takviye et ki, nifaka karşı içindeki iman kuvvet kazansın, küçücük esintiler imanına zarar vermesin…

Ey Nefsim!

Zamanı, Ramazanı saflaşmak, günahlardan arınmak için bir fırsat olarak gör!

Takvanı takviye etmek için sen orucu tut ki, oruç da seni tutsun!

Ey Nefsim!

Ana yurdun olan Kâbe’yi ziyaret etmeyi ihmal etme!

Büyük İslam ümmetinin bir parçası olduğunu orada hatırla ve yaşadığın sürece unutma! Hayatını yerinde İbrahim, yerinde Hacer olarak yaşa ve onlar gibi Allah’a koşarken son yolculuğuna çık!

Ey Nefsim!

Kur’an’ın sadece lafzını taşıyan bir bellek gibi olma; Kur’an’ı okuyup anlayan, yaşayan ve yaşatan bir mü’min ol!

Yeryüzünde “Yürüyen Kur’an” gibi ol! Yaşadığın sürece Kur’an’ın şahidi, İslam’ın şehidi olmayı unutma!

Ey Nefsim!

Dünyanın geçici olduğunu, topraktan geldiğini, ahiretin kalıcı olduğunu hiçbir zaman unutma! Dünyaya aldananlardan değil, İslam’a adananlardan ol!

Doymayan hırslarını doyuracağını zannetme! Dünya malıyla, dünya ziynetiyle ‘râziye makamı’na erişeceğini sanma!

Unutma ki, sen ancak Allah’ı razı edersen, Allah da seni razı eder ve ebedi rızaya erenlerden kılar.

“Ey (Allah’ı anmakla) razı olmuş nefs! Rabbine, O’ndan razı olmuş ve O’nu razı etmiş olarak dön! Gir (sadık) kullarımın arasına, gir cennetime!” (Fecr, 89/27-30)

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR