1. YAZARLAR

  2. Tuncer Namlı

  3. Ey Filistin!...

Ey Filistin!...

Mart 2003A+A-

Ey gurbet yurdu, ey acı deniz, bir ömür uğruna ağladığım yâr, etrafını mübarek saydığım diyar, taş toplamaktan yorulduğum kan tarlası, öksüz gelinciklerle doldurduğum etnografya müzesi, beni duyuyor musun?

Bu muydu sendeki vefa, bu muydu vicdan? Zalime taç giydirmek, mazluma kefen? Goncalarını candan etmek sana can verenlerin? Ey ekin yerine kin veren toprak, zakkum mu yetirmeliydin İbrahim tohumundan? Senden mi çalındı münafıkların mayası? Canileri tahta çıkarır, tanklarla gül biçersin. Haydutların ağlar duvar dibinde, masumlar kurban edilir.

Ey gazap ummanı, hep seni okudum tarih adına. Söyle ne verdin bize Allah aşkına? Üç masumdan kalma üç viran mabet ve içini doldurduğun karanfil ezmesi! Bir düşün yaptıklarını yüreğin varsa? Seni baba yurduna yeğlemişti İbrahim. Tutup ödül diye ateşten gömlek giydirdin. Bir rüyayı bile çok gördün Yusuf'a. Ne kuyu kaldı atmadığın, ne zindan; ne de köle pazarlarında satmadığın. Sende vefa varsa narak hayalinle yanıp tutuşan Musa, kapına gelmişti ahir ömründe. Kırk yıl kapıda bekletip almadın eşikten içeri bile. Nebo dağından seyredip seni, usulca kapadı gözlerini. Ya ne demeli İsa'ya yaptıklarına? Musa gibi onun da yaşıtlarını öldürüp akransız bıraktın daha doğmadan. Sana fısıldadığı merhamet karşısında bile taş kesilen yüreğin aşı tutmadı. Başına taç koyacağın yerde sırtına çivili bir haç yükledin.

Ey sabi düşmanı, iyi ki Muhammedim sende doğmadı. Neler yapardın kimbilir? Hacerle kuzusunu Mekke'ye sürmek bile yetmedi sana. Binlerce yıl sonra torunlarından intikam alıyorsun. Son peygamberi öldüremedin ama adını taşıyan ve ona inanan herkese kin kusuyorsun. Onun adına benzemesin diye neredeyse MUSA'nın başındaki "mim" harfini atıp USA yapacaksın. Hani şu canavar lideri var ya cani dünyanın. Ekmeği kana bulamayı öğrettiğin dünya! Senin gözlüğünden bakalı kör ve sağır kesilen, elleriyle oyduğu put karşısında tir tir titreyen yüreksiz dünya. Şimdi onun ilhamıyla işleniyor sende tüm cinayetler.

Bak yine çocukların ağlıyor ve sen yine gamsız kedersizsin. Babalarını arıyorlar biliyor musun? Bir çuval gibi bağlanıp götürülen ve onurları sokaklarında öylece bırakılan babalarını. Feryatları ve gözyaşları canevimi yakıyor. Ama ne sende bir kıpırdanma var, ne de dünyada. Haremini kirletirken alçaklar, birileri sarsılıyor bilki ey Filistin; sen hiç irkilmesen de. Çocuklarım çocukların gibi ağlıyor ve ben ölülerin gibi ölüyorum.

Ama bu kadar gamsız olamazsın uyurken zulümle koyun koyuna. Biliyorum göğsünün daraldığını. Ne Mekke'den bir haber gelir İbrahim'e esenlik, ne Mısır'dan  bir koku, Yakub'un gözlerini açmaya. Dilerim kapalı değildir göğün kapıları, ya dostlarına hidayet versin, ya düşmanlarına. Ya da sana bir ayet. Sabrım kalmadı ey Filistin, adalet görmek için kıyamet beklemeye. Bittim, tükendim artık. Tel-Aviv alt üst olsa ne çıkar? Ey Sodom-Gomoreyi yere batıran, onlar İsrail'den daha mı zalimdi?

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR