1. YAZARLAR

  2. Özgür-Der

  3. Düşünceye Özgürlük F Tipine Hayır!

Düşünceye Özgürlük F Tipine Hayır!

Ekim 2000A+A-

Özgürlüklerin ulusal anayasalarda ve uluslar arası anlaşmalarda bir hak olarak sıkça tekrarlandığı bir dünyada yaşıyoruz. Ama uluslararası yapılanmalar da ulusal anayasalar da halkların özgür iradeleri dikkate alınarak oluşmuyor. Egemenler, bazı seçkinler veya cuntacılar genellikle sınırları ve söylemleri belirliyor. Haklar ve özgürlükler, çoğu zaman yaşamlaştırılmıyor ve küresel sisteme itaati sağlanamayan muhalif kimlikler için özgürlük talepleri gündemden düşürülmek isteniyor. Küresel kapitalizmin yükselen değerler aldatmacasıyla kurduğu tahakküm karşısında hiç bir hak ve özgürlük talebi ayak diretmeden elde edilemiyor.

Ülkemizde de düşünce ve inanç özgürlüğü, son olarak 1982 askeri darbe anayasasının ve bu anayasaya göre düzenlenen mevzuatın dayatmacı ve hukuk dışı hükümleri ile kuşatılmış bir haldedir. Mevzuat, darbe düzenini eleştirenleri, resmi ideoloji dışında düşünce ve inançlarını ifade edenlerle yaşamlaştırmaya çalışanları ayırt etmeden bölücü veya terörist olarak suçlayıp yargılamaktadır. TMY ve 312. madde uygulamalarında görüldüğü gibi düşünce özgürlüğünü kısıtlayan yasalar aynı zaman da keyfi yorumlamalara açıktır, hukuk mantığı ile bağdaşık değildir. Hele 312. madde kapsamında verilen cezaların tür ve farklılıklarına bakıldığında Türkiye'nin düşünce ve inanç özgürlükleri açısından bir cinayetler ülkesine dönüştürüldüğü görülecektir. Egemenlerin sömürüsüne karşı mı çıktınız, halkın değerlerini yansıtan bir şiir mi okudunuz, Türklerin ve Kürtlerin ümmet temelinde kardeşliğini mi savundunuz, fakültelerinden başörtüleri yüzünden atılan ve uzaklaştırılan onbinlerce öğrencinin yanında mı durdunuz, yoksa devlet ile mafya, kontrgerilla ilişkilerine mi deyindiniz veya toplumdan soyutlanan tutuklu ve hükümlüleri tek tip hücrelere sokup hayattan yalıtarak kimliklerinden de soyutlamayı amaçlayan F Tipi cezaevlerine karşı mı çıktınız? Hemen susturulmaksınız. Derginiz veya gazeteniz toplatılmalı. Siz bölücü, yıkıcı, kışkırtıcı suçlamasıyla bir an evvel 312. maddeye göre yargılanmalısınız. Daha da olmadı terörist ve hatta idamlık suçlu olarak ilan edileceğiniz kanun maddeleri keşfedilip hayatınız karartılmaya çalışılmalıdır. İşte Türkiye'de egemenlerin ve siyasallaşan yargının mantığı böylesine çarpık işlemektedir.

Oysa Türkiye'deki hukuksuzluk ve dayatmacı resmi ideoloji temsilcileri bilmeli ki 312. madde gibi insanın insanlığını oluşturan düşünce fonksiyonlarını tehdit etmekte olan Anayasal ve kanuni düzenlemeler baki kalmayacaktır. Zira düşünceyi kısıtlayan kanun maddeleri insani ve hukuki değildir. Bunun için de bilinçli kitlelerin ve tüm onurlu insanların vicdanında, düşünceyi kısıtlayıcı kanun maddelerinin tanımladığı suçlar suç değildir. Ancak bu konudaki haklarımızı alabilmek için bir adım ona çıkmak gerekmektedir. Zira haklar ve özgürlükler kendiliğinden verilmemektedir. Bu açıdan Düşünce Suçuna Karşı Girişim teşebbüsünün "Düşünceye Özgürlük: Herkes İçin" imza kampanyasını destekliyor ve kendilerini kutluyoruz, Türkiye'de düşünce ve inanç suç olmaktan çıkartılıncaya kadar özgürlük mücadelesini yükseltmeliyiz.

İnsanın özel yaşamı, seyahat, haberleşme, toplanma ve bilgilenme özgürlüğünün kısıtlandığı cezaevlerine, düşünceleri nedeniyle tıkılmak tasvip edilecek bir durum değildir. Ancak düşünce ve İnançlarını açıklamak yüzünden cezaevine düşmek onursuzluk değil, bizatihi haklar ve özgürlükler mücadelesinde övünç duyulacak bir onurdur. Ancak özgür ve muhalif düşünceye sahip insanlar, darbeler anayasalarının oluşturduğu kanun hükümleriyle ve keyfi yargı uygulamalarıyla cezaevi yolu gösterilip toplumdan soyutlanmakla tehdit edilirken, şimdi de gündeme getirilen F tipi cezaevi uygulamaları ile içeri tıkadıklarında kimlik ve kişiliklerinden soyutlanmakla tehdit edilmektedirler. Ortak yaşam alanlarından yalıtılmış, sosyal ve fikri ilişkileri tamamen kesilmiş, okuma özgürlüğü elinden alınmış ve oda tipi hücrelere kilitlenmiş muhalif düşünceli mahkumlar için düşünülen F tipi cezaevleri özgür ve muhalif düşünceye yöneltilen ağır bir tehdittir. Dolayısıyla F tipi cezaevlerine karşı çıkmak, insanların düşünce ve inanç özgürlüklerini savunmakla doğrudan alakalıdır; mahkum haklarından önce insan haklarını ilgilendiren bir konudur. Ve insani haklar ve özgürlükler konusunda duyarlı olan başta basın-yayın kuruluşları olmak üzere tüm kuruluşları, kişileri ve halkı F tipi uygulamasına karşı insan haklarından yana tavır almaya çağırıyoruz.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR