1. YAZARLAR

  2. Haksöz

  3. Düşük Yoğunluklu Protesto

Düşük Yoğunluklu Protesto

Kasım 2002A+A-

AK Partinin galibiyeti ile biten 3 Kasım Erken Genel Seçimleri'nin sonuçları oldukça tartışılacağa benziyor. Bu sonuçlara göre iktidardaki üç parti ve ana muhalefet partisi büyük bir oy kaybı ile Meclisin dışında kaldı. 28 Şubat darbesinin projelerine alkış tutmaktan başka varlık gösteremeyen DSP, MHP, ANAP ve DYP'ye halkın yönelttiği bu tepki, aslında düzenin dayatmacı politikalarına karşı sergilenen protestodan başka bir şey değildir. Ancak darbeciliğin sistematik bir süreklilik ifade ettiği Türkiye'de, bu sonuçlara göre umitvar olmak aldatıcı olabilir.

Özgür-Derin 3 Kasım öncesinde seçimlere katılan siyasi parti yöneticilerine broşürleştirerek yönelttiği 20 soruyu bu sayımızda yayınlıyoruz. Bu sorularla gündeme getirilen Türkiye'deki insan hakları ihlalleri, düşünce ve inanç hürriyetine getirilen kısıtlamalar, ordunun ve yargının halkın iradesini bastırmaya çalışan dayatmaları karşısında ne yapılacağı gibi hususlar seçim kampanyaları süresince özgüvene dayanan somut bir cevaba kavuşamadı. Bütün bunlarla beraber seçim sonuçlarını, 28 Şubat politikalarına karşı düşük yoğunluklu bir protesto eylemi olarak değerlendirmemiz mümkün.

Gündem yazımız başta olmak üzere, dergimiz sayfalarının önemli bir kısmında arkadaşlarımızın seçimlerle ilgili değerlendirme yazılarına yer verdik. Özellikle R. Kaya ve K. Mendi'nin yazıları, seçimlerin güncel boyutlarından çok, müslümanların günübirlik arayışların üstünde bir varlık göstermeleri, ilkeli ve kimlikli bir varoluş anlayışı ve pratiğine sahip olmalarıyla ilgili tespitler içeriyor. Y. Çakır ile K. Alpay ise, seçimlere bağlı olarak İslami camiada yaşanan zaaf ve yanlışlıklar üzerinde duruyorlar.

H. Türkmen de gerçek seçimimizi tarihsel ve konjonktürel olandan ayrışarak, sahih ölçüler ve uzun soluklu ama gerçekçi bir varoluş veya yeniden inşa mücadelesinden yana yapmamızın gerekliliği üzerinde duruyor.

M. Eğilli, O. Altın, M. Özer'in yazıları ve arkadaşlarımızın gerçekleştirdiği çeviri yazılar ile de küresel istikbarın yayılmacı emelleri karşısında İslam coğrafyasında gündemleşen gelişmeler üzerinde duruluyor.

Seçim kampanyaları sırasında üstü örtülen ABD'nin muhtemel Irak saldırısı hakkında da İHH, Özgür-Der ve Mazlumder'in ortak girişimleriyle gerçekleştirilen ve yoğun bir katılımın sağlandığı "Emperyalist Savaşa Hayır" paneli yapıldı. İlgili sayfalarda Türkiye'nin ve bizim gerçek gündemlerimizden biri hakkında katılımcıların panelde ortaya koydukları görüşleri okuyabileceksiniz.

Yine Türkiye'nin gerçek gündemlerinden biri olan başörtüsü yasağı karşısında direnişçi çocuklarının yanında direnişçi bir anne örnekliği sergileyen "Makbule anne"yi hapisten çıktıktan sonra evinde ziyaret eden H. Şekerci ve Ö. Özyurt'un gerçekleştirdikleri röportajı ilgiyle okuyacağınızı düşünüyoruz.

Dinin başörtüsü yasakçıları tarafından alabildiğine kullanılmaya çalışıldığı bir seçim dönemini arkada bırakıp Ramazan ayına adım atarken, her yıl kartel medyasının dini konuları da televole mantığı ile gün-demleştirip tahrif ederek tüketmeye çalıştığı bir gerçek. Bu yıl reyting açısından en fazla medet umulan konu ise, sayısal fal merakı ile Kur'an ayetleri ve harflerinden kalkarak gaybı taşlamaya teşebbüs eden garip bir adamın Kur'an ayetleriyle ilgili "şifre" edebiyatı oldu. Gelenekçilerin İsrailiyat menşeili cifr ve ebcet hesabı ile yaptıkları sapkınlıkları, bu sefer Bahailerin 19 sayı formülasyonunu bilgisayar ortamında işlemeye çalışan modern cifircilerle yarışır tarzda gündemleştiren genç ve heyecanlı bir zatın sapkınlığı söz konusu. Medya da bu sapkınlığa "mal bulmuş mağribi" misali yapışıyor. B. Erdeğer. yazısında söz konusu saptırma ve yanlışlıklar üzerinde duruyor. O. Altın ise "tertil" üzere Kur'an okumanın önemine dikkat çekiyor. T. Şimşek Hristiyanlıkla ilgili yazısını bu sayımızda Luther'i ve Refarmasyon'u inceleyerek sürdürüyor.

Yer darlığı nedeniyle elimize ulaşan bazı yazılara yer veremedik. Dergimizin bu sayısını N. A. Gökduman'ın yaşadığımız sorunların içinden ayıklayıp sunduğu yeni bir öyküsü ile bitiriyoruz. Son sayfamızda ise Z. Kaya, hepimizin kalbinde acı bir sızı ve acil bir sorumluluk çağrısı olarak duran Filistin konusuyla ilgili sevindirici bir teşebbüsün bilgisini aktarıyor: Filistin Dostları Girişimi. Türkiye'nin de İsrailleştirilmeye çalışıldığı bir dönemde, bilincimizi, yüreklerimizi ve duruşumuzu Filistinleştirebilmenin her onurlu insanın ve her sorumluluk sahibi müslümanın temel yükümlülüklerinden olduğuna inanıyoruz. FDG'nin tüm etkinliklerine her birinizi omuz vermeye davet ediyoruz.

Acılar ve kuşatılmışlıklar içindeyken hepimize arınma idrak ve eylemliliği için kapı aralayan bir Ramazan ayına daha ulaşmış bulunuyoruz. Hepinizin Ramazan ayını kutluyor ve hayırlara vesile olmasını Yüce Rabbimiz'den niyaz ediyoruz.

Selam ve dua ile...

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR