Dört Mevsim Bahardır Bize!
Bahar güneşinin bütün bir güzelliği ve ılıklığı ile üzerimize doğduğu şu günlerde, yeni bir sayı ile sizleri selamlıyoruz. Onca zulme, onca çirkefe rağmen bahardan bahsediyorsak, bahsedebiliyorsak bilinmeli ki gönüllerimiz, gözlerimize teslim olmuyor. Onun içindir ki, mayıs güneşi, karanlıkları aşıp, önce gönlümüze doğuyor. Gözlerimizin gördüğü ve asla görmezden gelemeyeceğimiz çirkinliklere karşı, onları bir gün mutlaka alt edeceğimizi, bir gün mutlaka, ama mutlaka yeneceğimizi müjdeliyor.
Hem, her işin varıp dayandığı, koşup geldiği ahiret yurduna iman edenler için, yenmek, yenilmek ne gam! Değil mi ki; "iki güzellikken biri mutlaka bizim olacak. O halde ey Allah'ın dininin düşmanları! Siz kendi halinize yanın! Ya da biraz daha oyalanın. Zulmedin, sömürün, eğlenin, neşelenin, nasıl olsa gördüğünüz ve göreceğiniz rahmet bu olacak, Varıp gideceğiniz yere biz de gideceğiz. Elbette şahitler olarak...
Her şeye rağmen; Şubat'lara, kışlara; kurtlara-kuşlara rağmen umutluyuz. Biliyoruz ki, asıl bahar umuttur. Ve biz dört mevsim bahan yeşertiyoruz... Zira umutsuzluk haramdır bize.
Umutlarımızı ve geleceğimizi erik ağaçlarının çiçekleri, kiraz ağaçlarının dalları gibi yeşertiyoruz. Bizi karla, kışla ve karanlıkla teslim olmaya çağıran, teslim almaya çabalayanlara karşı biz, baharda kar sularıyla çoğalan ve çağlayan dereler, ırmaklar ve nehirler gibi canlanıyor ve diriliyoruz. Ve elbette direniyoruz.
Ne haramiyiz, ne soyguncu, ne hortumcu... Ne zalimiz, ne hain, ne dönek... Onurluyuz, umutluyuz, hadi inadına söyleyelim: Müminiz, müslümanız.
Haram girmiyor kursağımıza, haram konmuyor yanımıza, yöremize... Şirkten uzağız, tağuttan beri...
Biliyoruz ki; "fetret" uzun sürmeyecek. "Fıtrat" galip gelecek. Onun için bütün diyarlarda, dünyanın dört bir yanında adımız yan yana yazılıyor umutla. Filistin'de, Çeçenistan'da ve elbette burada.
Filistin'i bu duygularla, bu umutla taşıdık sayfalarımıza, 28 Şubat'ları umursamadığımızı söyledik. Ahiret bilincimizin her meselenin üstesinden gelmekte yeterli olduğunu haykırdık.
Gündem yazımız, yine her zamanki gibi büyük bir dikkat ve emekle geldi karşınıza. İyice okunması tavsiyemizi umarız ki yadırgamazsınız. Egemenlerin bütün bir ülke geleceğini IMF'ye ipotek etmelerini de unutamazdık. Geçtiğimiz ay ülke gündemini etkileyen esnaf eylemlerine ilişkin de dikkat çekici olmaya çalıştık.
iki cihan serveri peygamberimizi; Hz. Muhammed (as)'ı doğru anlama çalışmalarına ve çabalarına da kayıtsız kalamazdık. "Üç Muhammed"i bu duygularla sayfalarımıza taşıdık. Konuşandan ziyade konuşturana dikkat çekmeye çalıştığımız satırlara da yer verdik dergide. Yine her sayıda büyük beğeni aldığını bildiğimiz edebiyat sayfalarını sunuyoruz sizlere.
Bu sayıdan itibaren bir mektup köşesi açtığımızı ve ilgilenmeniz halinde sevineceğimizi de belirtmek istiyoruz.
Hasılı hepsi büyük bir emek ve gayretle kaleme alınan her bir yazıya ilgi göstereceğinizi umuyor, hepinizi Allah'a emanet ediyoruz.
- Dört Mevsim Bahardır Bize!
- Zalimler Hafızasız Toplum Sever!
- Bak Şu Konuşturana!
- Vah! Vah! Vah! Memleketim!..
- 28 Şubat Ne Kadar Sürecek?
- Darbe Korkusu
- Saman Alevi Gibi
- Küresel Fakirleştirme: IMF ve Dünya Bankasının Ekonomik Reçetesi
- İsrailli Yerleşimciler ve Filistin İntifadası
- Adalet Olmadığı Müddetçe Barış da Olmayacak!
- Filistinliler Niçin Oy Vermediler?
- Türkiye’de Medyanın İşlevi
- Tunus Nereye Gidiyor?
- Mısır'da Baro Seçimleri
- İngiliz Parlamentosu'nun Yeni Terörizm Kanunu'na Göre Şimdi Hepimiz Teröristiz
- F Tipi'nden Ölü Çıkmaz mı?
- Formasyon Gasbını Protesto Eylemine Ülkücü Saldırısı
- Hazar Havzasında Kurt Kapanı
- Ahirete İman’ın Dünyevi Bedelleri
- İslam Tarihinde İktidar Anlayışına Eleştirel Bir Yaklaşım
- Osmanlı Gayr-i Müslimlerinin Romanı -3
- Bir Siyer Usulü Denemesi: Üç Muhammed
- Yalnızca Ağladı Dünya!
- Okuyucu Köşeniz Niye Yok?
- Krizden Korkanlar İçin Hayata Hazırlayıcı Sözler