Diyarbakır Cezaevindeki olayların sebebi mevcut düzendir. Diyarbakır Cezaevinde 11 kişi öldürüldü. Bakan açıklama yapıyor, orada bazı görevlileri kusurları yüzünden görevden aldığını söylüyor. Ama olayın nasıl geliştiğine ve sorumlulara ne yapılacağına dair doyurucu bir açıklama yok. Bir cinsi sapık şarkıcı ölüyor, on binlerce insan sokaklara dökülüyor, gazeteler sayfalarca haber yapıyor, bu haberlerin arasında Diyarbakır Cezaevi'nde isyan çıktı şu kadar ölü var şeklinde ufak tefek haberler görüyoruz. Diyarbakır Cezaevinde ölen insanların kimliği bu noktada çok önemli değil. Onlar İslam dışı bir davayı savundukları için kimliklerini hiçbir şekilde tasvip etmiyorum ama insan olarak bu düzenin muhatapları olarak karşılaştıkları bir sorun var. Belli bir hukuk çerçevesinde hareket etme yükümlülüğünde olan düzen diyor ki, ben bu hukuka tabiyim ve bu hukuk çerçevesinde size şu cezayı uygulayacağım. İşte o zaman düzen bu hukuk çerçevesinde kalmaya mahkumdur. Her gün gazetelerden şu kadar kişi öldü, ölü ele geçirildi diye haberler duyuyoruz. Ama hiç kimse "bu insanlar niye öldürülüyor, diri ele geçirilmez miydi?" veya "oradaki savaşın sebebi ne?" gibi sorular sormuyor. Artık bunlar kanıksandı. Bu noktada biz de artık orada bir savaş olduğunu kabul ediyor ve olayın bu yönünü tartışmıyoruz. Ama eğer bu insanlar yakalanmış, hapse konulmuşsa "zaten orada bir savaş var hapistekilere de ne yapsalar kabullenmek lazım" diyemeyiz. Zaten olayın hapishanede başlayan İsyan sonucunda 11 kişinin ölmesi şeklinde geliştiği de doğru değil. İnsan haklan kuruluşları da, Bakanın açıklamaları da durumun böyle olmadığını ortaya koyuyor. Temmuz ayında hepimizin bildiği hapishanelerde açlık grevleri yaşandı, ölümler oldu, ardından sorun uzlaşma ile sonuçlandı. Hükümetin tavrı çok olumsuzdu, fakat her şeye rağmen eylemlerin uzlaşma ile sona erdirilmesi, devletin klasik politikalarından bir farklılık içermekteydi. İşte Diyarbakır'daki olayı, devletin Temmuz ayında uzlaşma ile sonuçlanan olaylara bir tepkisi, bir cevabı olarak gerçekleştirdiğini düşünüyorum. Yani "cezaevlerindeki olaylar öyle bitirilmez böyle bitirilir" denilerek, hem dışarıdakilere hem de hükümete bir mesaj verildiğini düşünüyorum. Dikkat edilirse olayın, "bazı tutukluların Gaziantep Cezaevine şevki konusunda problem çıktı", gibi çok basit bir sebebinin olduğu söyleniyor. Oysa ölenlerin tümü kafalarından aldıkları darbelerle ölüyor, bir tanesi Gaziantep'e yaralı halde sevk ediliyor ve yolda ölüyor. Bunun tek açıklaması "taammüden cinayet"tir, başka açıklaması yoktur. Düzen açıkça, ben istediğim zaman hukuku ihlal ederim ve kimse benden hesap soramaz demektedir...