1. YAZARLAR

  2. Yehezkel Lein

  3. Dipsiz Uçurumla Yüzleşme

Dipsiz Uçurumla Yüzleşme

Ocak 2005A+A-

Bu belge Şeyh Sa'ad köyünün Ayrım Duvarı ile izolasyonunu inceleyen Şubat 2004 tarihli B'Tselem raporudur.

Giriş

Bu rapor, Filistin köyü Şeyh Sa'ad halkının seyahat özgürlüğü haklarının İsrail tarafından ihlal edilmesini ve bu ihlalin çalışma haklarından, sağlık ve eğitime kadar köy halkının yaşamında oluşturduğu ciddi sonuçları tartışmaktadır. Ayrıca köy halkının, 1,5 yılı aşkın süredir devam eden İsrail kuşatması sonucu maruz kaldığı çok ciddi sıkıntı ve zorlukları da açıklayacaktır.

Bu rapor, İsrail hükümetinin Şeyh Sa'ad köyü ile Doğu Kudüs arasındaki ayrım duvarı inşaatını devam ettirmesi halinde ortaya çıkacak daha fazla insan hakkı ihlaline karşı da bir uyarıdır.

Arka Plan

Şeyh Sa'ad köyü, Kudüs'ün doğu kenarında yerleşiktir ve yaklaşık 2000 kişilik nüfusa sahiptir1. Köy Cebel Mukaber'e bitişiktir (Doğu Kudüs civarında) ve birlikte bir kentsel alan oluştururlar. Köy arazisinin büyük bir kısmı,  İsrail ve Filistin arasındaki geçici antlaşmaya göre İsrail kontrolünde olan C Bölgesinde kalmaktadır. Köyün doğu kısmı ise sivil işlerden Filistin otoritesinin sorumlu olduğu B Bölgesindedir. 15 ev Kudüs Belediyesinin yetki alanında olan köyün kuzeybatı köşesindedir. 7 ev ise kısmen Kudüs sınırında ve kısmen de Batı Şeria'da kalmaktadır.

Şeyh Sa'ad 650 metre yüksekliğindeki bir dağın zirvesine yerleşiktir. Topografik sebeplerden dolayı köye giriş, yalnızca Cebel Mukaber üzerinden, köyün batı kısmından yapılabilmektedir. Köyün doğusu ve kuzey doğusunda, kuş uçuşu ile 2 km civarında mesafede olan Savahra eş-Şarkiye bulunur. Savahra eş-Şarkiye de yüksek bir dağın tepesinde yerleşiktir ve iki köyü birbirinden derin bir vadi ayırmaktadır.

Köyün batı bölümündeki yola ek olarak, köyün doğusundan aşağıda vadiye doğru inip buradan Savahra eş-Şarkiye'ye doğru çıkan dar bir toprak yol da bulunmaktadır. Bu yol, köyü Batı Şeria'nın geri kalan kısmına Kudüs'ün yetki alanına girmeksizin bağlayan tek yoldur. Yalnızca arazi araçlarının kullanılabileceği yol çok diktir. Vadiyi yaya olarak geçmek ise 45 dk. civarında sürmekte ve yalnızca kondisyonu iyi ve yokuş çıkabilecek kişiler için mümkün olmaktadır.

Tarihsel olarak Şeyh Sa'ad; Cebel Mukaber, Savahra eş-Şarkiye ve Savahra el-Garbiye'yi de içeren Arab es-Savahra'nın bir parçasıdır. Bu alanın büyük kısmında yaşayan nüfus, birbirlerine sıkı ailevi bağlarla bağlı, az sayıdaki dağınık Bedevi ailelerinden oluşur2.

1967'de İsrail, Batı Şeria'nın tamamını ilhak etti ve bölgenin büyük kısmını Kudüs'ün yetki alanına dâhil etti. Şehrin yeni sınırı Arab a-Savahra bölgesi boyunca uzandı ve bölgede yaşayanların statülerinde gelişigüzel bir ayrım yaratılmış oldu. Cebel Mukaber ve Savahra el-Garbiye, Kudüs'ün sınırları içine dâhil edilip buralarda yaşayan halk İsrail'in kalıcı sakinleri olarak tanınırken, Şeyh Sa'ad'ın büyük kısmı ve Savahra eş-Şarkiye ilhak edilmedi. Bu ayrımın uzun vadeli sonuçları ancak 25 yıl kadar sonra, İsrail işgal edilmiş bölgeleri kapattığında fark edildi.

Şeyh Sa'ad'da ve Kudüs sınırları içinde kalan Arab a-Savahra'da yaşayanlar arasındaki kapsamlı ilişkilere ek olarak, söz konusu insanların günlük yaşamları; Şeyh Sa'ad köyündekilerin Kudüs'e girişine ve Kudüs sınırlarında kalanların da köye girişine daima bağımlı hale gelmiştir. Örneğin:

·                     Bölge halkı ana gelir kaynağı olarak Doğu ve Batı Kudüs'teki işlere bel bağlamıştır. Köy görece küçük bir tarım arazisine sahiptir.

·                     Köyde lise yoktur. Çocuklar eğitim çağına geldiklerinde Cebel Mukaber'e ya da Doğu Kudüs'teki diğer okullara gitmek durumundadırlar. Köyün iki ilkokulundaki öğretmenlerin çoğu ise Doğu Kudüs'te yaşamaktadırlar.

·                     Köydeki sağlık kliniği yalnızca basit tedavileri ve aşıları sağlayabilmektedir. Diğer sağlık ihtiyaçları için gerekli olan laboratuar testleri, uzman doktorlar, cerrahlar ve çocuk doğum uzmanları gibi konularda köy halkı Kudüs'teki hastanelere bağımlıdır.

·                     Köylülerin birçoğu Kudüs'e ihtiyaçlarının çoğunu karşılamak için gitmektedirler. Köydeki az sayıdaki dükkân ise mallarını Kudüs'ten kamyonlar aracılığıyla getirmektedirler.

·                     Köyün bir mezarlığı yoktur ve mevcut olan tek mezarlık Cebel Mukaber'de bulunmaktadır.

Köy Üzerindeki Kuşatma

Şeyh Sa'ad sakinlerinin birçoğu Filistin kimlik kartları taşırken, ufak bir kısmı ise İsrail kimliği ve sürekli mukim (permanenet resident) statüsüne sahiptir. İsrail'in 1993'ten beri, işgal edilmiş bölgelerde zorla kabul ettirdiği genel kapatmanın (giriş çıkışları yasaklama) sonucu olarak, İsrail vatandaşı olmayan köy sakinlerinin, Sivil idarenin özel izni olmaksızın Doğu Kudüs'e girmelerine izin verilmemektedir. Bu yasaklama ile tek çıkış yolu Kudüs olan köy sakinleri için telafi edilmesi mümkün olmayan bir durum yaratılmıştır.

Bu kapatma ile gülünç bir durum da yaratılmıştır. Kudüs'teki Ma'ale Adumim yerleşiminin yanındaki sivil idareye, Kudüs'e giriş için zorunlu olan izni almak için gitmesi gereken bir Şeyh Sa'ad köyü sakini, Kudüs'e en azından ilk seferinde yasadışı olarak girmek zorunda kalmaktadır. Dahası, el Aksa İntifadası'nın başlangıcı olan Eylül 2000 den bu yana, sivil idare tarafından ne olduğu belirsiz ve tam olarak tanımlanmamış "güvenlik" sebeplerinden dolayı, köy sakinlerince Kudüs'te çalışmak için yapılan giriş izni başvuruları genellikle reddedilmiştir. Sağlık ve diğer amaçlar için verilmiş olan Kudüs'e giriş izinleri, İntifada'nın başlangıcından bu yana azalmış, verilen izinlerse, uzun süreli tedavilerde bile genellikle bir günle sınırlandırılmıştır.

Giriş izinleri, İsrail'in işgal edilmiş topraklar üzerindeki geniş kapsamlı kapatmalarında otomatik olarak hükümsüz kılınmıştır. Bu tip kapatmalar genellikle İsrailli sivillere karşı İsrail'in bayram ve seçim günlerinde yapılan Filistin saldırılarından sonra uygulanmıştır. Bu geniş kapsamlı kapatmalar sona erdikten sonra, köy sakinleri yeni bir izin belgesi talebinde bulunmak zorunluluğunda kalmışlardır.

Şeyh Sa'ad sakinleri Kudüs'ün belediye sınırları dışında bulunan ve Savahra eş-Şarkiye, Abadiyya, Ebu Dis, Cenin, Ramallah ve Beytüllahim gibi komşu Filistin kasabaları ve köylerine ulaşmak için Kudüs'ten geçmek zorundadırlar. Köylülerin bir kısmı bu yerlere çalışmak, tedavi olmak ve ihtiyaçlarını temin etmek için düzenli olarak gitmek zorundadırlar. Onların bu yerlere bağımlılığı, İsrail'in Kudüs'e girişlerine izin vermemesinden kaynaklanmaktadır.

Eylül 2002'de, İsrail ordusu, köyü Cebel Mukaber'e bağlayan yolu kapattı. Yolun kapatılması yola çakılan kazıklar ve yerleştirilen beton bloklarla yapıldı. Böylelikle köyü araçla terketmek ya da köye araçla giriş yapmak imkânsızlaşmış oldu. Köy sakinleri Kudüs'e ya da Batı Şeria'daki herhangi bir yere gitmek istediklerinde yoldaki bu barikatı aşmak ve gidecekleri yere buradan sonra araç bulmak zorunda kaldılar.

Bununla birlikte, İsrail Sınır Polisi sık sık bölgede devriye gezmekte ve Kudüs'e giriş izni olanlar hariç Filistin kimliği taşıyanların köyden çıkışını engellemektedir. Köy sakinlerinden biri, Kudüs'e izinsiz olarak girmek için köyü terketmeye çalışırken yakalanırsa, ilk seferinde genellikle köyü terketmeyeceğine dair bir belgeyi imzalamaya mecbur ediliyor ve köye geri dönmeye zorlanıyor. Eğer aynı kişi tekrar yakalanacak olursa, tutuklanıyor ve genellikle Beytüllahim'in girişindeki 300 no.lu kontrol noktasında bulunan gözaltına alma merkezine bir kaç saat sürecek sorgulama için götürülüyor. Bazı durumlarda ise kişiye 1000 şekel para cezası verilip sonrasında serbest bırakılıyor. Bazen yakalanan kişi daha uzun süreli gözaltında tutularak İsrail'e yasadışı yollardan girme suçlaması ile hakkında soruşturma açılıyor. Köylülerden bazıları halen bu suçtan dolayı hapis cezası çekmekteler.

Şeyh Sa'ad sakinlerinin komşu bir Filistin köyüne ya da Kudüs'e giriş izni almak için sivil idareye tutuklanma tehlikesi olmaksızın gidebilecekleri tek yol, Savahra eş-Şarkiye'ye giden vadiyi yaya olarak geçmek ve buradan sonra toplu ulaşım araçları ile gidecekleri yere ulaşmak. Yukarıda da bahsedildiği üzere bu seçenek yaşlılar, hastalar, hamile kadınlar, küçük çocuklar ya da fiziksel olarak zayıf olanlar için uygun değildir. Çok sıcak havalarda ya da yağışlı havalarda, vadiden geçen yol fiziksel olarak güçlü olanlar için bile zorlu olabilmektedir.

Köyün Kudüs'ten izolasyonu ile köyde yaşayanlar için telafisi mümkün olmayan yaşam koşulları oluştu. Köyde ikamet edenlerin birçoğu eskiden Kudüs'te çalışmakta idi ve şimdilerde giriş izinleri olmadığı için işsizler. Bu kişiler birikimlerini harcayarak ya da akrabalarının yardımları ile yaşamaya çalışıyorlar. Bu insanlar için Doğu Kudüs'te yaşayan akrabalarını ziyaret etmek ise karmaşık bir lojistik operasyon halini aldı. Acil durumlarda hasta, yaralı ve hamile kadınlar yoldaki barikatın üzerinden taşınıyorlar ve burada bekleyen ambulanslarla hastaneye götürülüyorlar. Köyde satılan mallar, yoldaki barikata kadar getiriliyor; buradan barikatın öbür tarafındaki kamyonlara tekrar insanlar tarafından taşınıp yükleniyor. Köy içindeki taşımalar bile araçlar için gerekli olan akaryakıtın Kudüs'ten gelmesi nedeni ile zorlukla yapılıyor.

İsrail tarafından köyün yolunun bir barikatla kapatılmasından bu yana, hayat koşullarındaki zorluğun bir sonucu olarak 700 ila 800 civarında kişi köyü terketti.3 Bu kişilerin birçoğu İsrail kimlik kartlarına sahip kişiler ya da İsrail'e "Aile Birleştirme İşlemi" yoluyla giriş izni almış kişilerdi ki bunlar Doğu Kudüs'e yerleştiler4. İsrail eylemlerinin bir sonucu olarak köy sakinlerinin bu göçleri, İntifada'nın başlangıcından bu yana, Filistinlilerin el-Halil'deki Eski Şehirden ve Gazze Şeridi'ndeki al-Mavasi bölgesinden toplu ayrılışları ile kıyaslanabilecek şekilde hızla arttı.

Ayrım Duvarının Sonucunda Artan İzolasyon

Köy ile Cebel Mukaber arasındaki ayrım duvarı inşaatı ile birlikte, Şeyh Sa'ad köyünün Doğu Kudüs ve Batı Şeria'nın geri kalan kısmı ile fiziksel olarak ayrılışı tamamlanacak5. Bu bölgede yapılan duvar, Kudüs'ün çevresinde daha önce yapılanlar gibi 8 m. yüksekliğinde olacak.

Ağustos 2003'ün sonunda, Politik Güvenlik Kabinesi, Kudüs'te ayrım duvarının Şeyh Sa'ad ve Cebel Mukaber bölgesinden geçecek kısmının yapımını onayladı. Bütün olarak bu duvar, güneydeki Filistin köyü Beyt Sahur'un doğusundan kuzeydeki el-Eizariya köyünün doğusuna kadar onyedi kilometre uzunluğundadır. Duvarın güney kısmının, daha önce Kudüs'ün güneyinde yapımı tamamlanmış olan ayrım duvarı ile bağlanması planlanmaktadır. Bu rotanın 2/3'lük kısmı, Şeyh Sa'ad yakınındaki Kudüs sınırı boyunca giden bölümü kapsıyor. Doğuya bakan 1/3'lük kısmı da el-Eizariya'dan Ma'ale Adumim yerleşimine doğru geçiyor.

Aralık 2003'te, Kudüs Belediyesi köyün sınırında bir kaç yıl önce inşa edilmiş olan iki evi yıktı. Bu evlerden birinde altı kişilik bir aile yaşıyordu. Belediye izinsiz yapıldıkları gerekçesi ile evlerin yıkıldığını savundu. Bununla birlikte, köyün sakinleri Kudüs Belediyesi'nin yetki alanında kalan bölgelerde inşaat yapım izni alamamaktalar. Bu bölgeler "Yeşil Bölge" olarak adlandırılan ve üzerinde inşaat yapımının yasak olduğu bölgelerdir. Bu durum olağan dışı değil, zira Doğu Kudüs'ün açık arazilerinin büyük kısmında inşaat yapımını yasaklayan belediyenin ayrımcı planlama politikasını yansıtmaktadır6.

Dahası, yıllar boyunca sivil idare ve Kudüs Belediyesi köyde planlama ve bina yapımı düzenlemelerini uygulamamış ve köyde hiçbir evi yıkmamıştı. Bu düzenlemelerin hiç uygulanmadığını bilen köy sakinleri köyün içinde kalan kendi özel mülkleri üzerinde evlerini inşa ettiler7. Belediyenin planlama ve bina yapımı kurallarını, yıkılan bu iki ev bağlamında uygulamaya koymasındaki sebep hiç şüphe yok ki bu binaların ayrım duvarının yapılacağı güzergah üzerinde bulunmaları idi.

Savunma Bakanı görünüşe bakılırsa köy ile Cebel Mukaber'i ayıracak olan ayrım duvarı üzerinde yaya geçişi için bir kapı açmaya niyetli. Bununla birlikte, bu kapıdan geçmesi mümkün olacak kişiler İsrail kimlik kartları taşıyan az sayıdaki kişi. Geri kalanlar içinse, alınması "güvenlik" kısıtlamaları nedeni ile olukça güç olan, İsrail'e giriş izni gerekecek.

Şu anda bile, Şeyh Sa'ad sakinlerinin Kudüs'e girmeleri için izin almaları gerekli. Başka seçeneği olmayan birçok köy sakini, şehre giriş izinleri olmadığı için tutuklanma, para cezası ve hapis cezası gibi riskler altında. Ayrım duvarının inşası bittikten sonra, köyden ayrılmak ya da köye girmek isteyenler için vadiden geçen çetin yoldan başka seçenek kalmayacak. Daha önce bahsedildiği gibi, bu seçenek yalnızca güçlü kişiler için mümkün. Gerçekte, bu bölgede ayrım duvarının planlanan güzergâhta inşa edilmesi demek bazı köy sakinleri için sürgün ya da kovulma demek olacak.

İfadeler

1. Sami Davud Muslim el-Avsat'ın İfadesi8

Ben 30 yaşında, evli ve biri iki, diğeri üç yaşında iki çocuk babasıyım. Biz Şeyh Sa'ad'da yaşıyoruz. Aylar öncesine kadar, giriş iznim olmasa da Kudüs'te inşaat işçisi idim. İsrail, köyün girişindeki yolu kapattı ve sınır polisleri köydekilerin Kudüs'e gidişlerini önlemek için burada durmaya başladılar. Ben iş bulmak için şehre gizlice gitmeye başladım fakat 5 ay önce polis beni Kudüs'ün içinde yakaladı. Hapiste bir ay yattım ve 1000 şekel para cezası ödedim. O zamandan beri, şehre çalışmaya gitmedim, bu benim için bir problem çünkü aileme ve ebeveynime bakmak için çalışmak zorundayım.

Sekiz kardeşim var, hepsi köyde yaşıyor ve işsiz. Annemin böbrek problemi var ve her iki günde bir dialize girmesi gerekiyor. Tedavi için Doğu Kudüs'teki el-Mutal'a hastanesine gitmeli. Filistin Sağlık Bakanlığı tedavi için gereken masrafı ödüyor, fakat kardeşlerim ve ben diyaliz için gerekli hapları almak zorundayız. Ayrıca her tedavi için 280 şekel tutarında iğne gerekiyor. Ayda 15 iğne gidiyor. Bunun için gereken parayı ödeyemiyoruz. Maliyeti karşılamaya yardım etmek için akrabalarımdan ve arkadaşlarımdan borç almak zorunda kalıyorum.

Annemin İsrail'e giriş izni var. İki buçuk yıl kadar önce, 6 günlük bir periyot için giriş izni aldı. Bugünlerde, anneme 3 aylık bir izin verildi fakat kapatma (giriş çıkışın yasaklanması) yapıldığında izni iptal ettiler. Birçok seferinde yoldaki barikatta duran polisler kapatma olduğu zaman annemin geçişine izin vermediler ve eve geri dönmesini emrettiler. Ayrıca taksi şoförlerinin annemi almayı reddettikleri oldu ve hastaneye yürümek zorunda kaldı. Annem köyden ayrılmayı başarabilse bile, o yalnız gitmek zorunda çünkü annem dışında hiçbirimizin, hastaneye götürüp refakatçi olmamız için de olsa şehre girmek için izni yok. Diyalizden sonra annem tamamen bitkin bir vaziyette olduğu halde evine yalnız başına dönmek zorunda.

Daha fazlasını ya da azını başarabilir miyiz, fakat İsrail ayrım duvarını bitirdikten sonra ne olacak bilmiyorum. Duvar köye tek girişi kapatacak ve biz hiç bir hastaneye ulaşamayacağız.. Filistin Sağlık Bakanlığı'na bağlı ufak bir sağlık kliniği köyde var fakat o da güç bela çalışıyor çünkü doktor köyde oturmuyor ve düzenli çalışma saatleri yok.

Kötü ekonomik şartlardan dolayı, burada neredeyse hiç iş imkanı kalmadı. Köyde hiç inşaat yok. Kızlarım halen küçük ve ben, Allah korusun, onların hastaneye gitmeleri gerekebilir diye korkuyorum. Onları hastaneye götürmek büyük problem olacak.

Beş ay kadar önce, kardeşim ayağını vurdu ve bir tendonu yırtıldı. Onu bir araba ile köyün girişine kadar götürdük, orada onu başka bir araca aktardık. Arabası olan birini bulmak ve barikatın öbür tarafında İsrail kimliğine sahip, kardeşimi hastahaneye götürecek birini bulmak 1.5 saat aldı. Köyde yaşayan birçok insanın İsrail'e giriş izni yok. Hasta olan insanlar tedavi oldukları hastahanelerden sağlık belgesi alırlar.

Biz ancak geçinebiliyoruz. Ordan burdan borç para alıyoruz, bazı sebzeleri bahçemizde yetiştiriyoruz ve tavuk besliyoruz fakat onları beslemek mesele. Bazı zamanlar günlük idare ediyoruz. Köydeki bazı dükkânlar, köylülerin parası olmadığı için kapandı. Herkes veresiye satın alıyor. Köyün girişindeki barikattan dolayı köye mal getirmek zor. Bir mal geldiğinde bu bir araçtan bir başkasına nakledilmek zorunda. Tüccarlar malların taşınmasındaki bu zorluktan dolayı ekstra para ödemek zorundalar.

Köyden ayrılmak neredeyse imkânsız. Köylülerin yarıya yakını bu vahim durumdan dolayı taşındı. Bunların birçoğu İsrail kimliğinden vazgeçtiler ya da aile birleştirme işleminden yararlandılar. Geçmişte, köyün dışında yakalanan birisi İsrail'e tekrar girmeyeceğine dair yazılı bir metni imzalardı. Polis bu kişiyi her yakalandığı seferde bir dökümanı imzalamaya mecbur ederdi. Beşinci kez yakalandığında kişi bir aylığına hapse gönderilir ve 1000 şekel para cezası öderdi. Şimdi ise onlar yalnızca bir şans veriyorlar. Eğer ikinci sefer yakalanırsanız hapse gidiyor ve 1000 şekel ceza ödüyorsunuz.

İstediğimiz tek şey duvarda bir kapı ve köydeki herkese buradan geçiş izni. Böylece biz çalışabilir ve saygın bir biçimde diğer herkes gibi yaşayabiliriz.

2. Ferid Ömar Ebu Dahim'in İfadesi9

Ben 44 yaşındayım, bir karım ve sekiz çocuğum var. Kudüs sınırında Şeyh Sa'ad köyünde yaşıyorum. Sürekli vatandaş olarak İsrail kimliğine sahibim. Gıda ürünleri ile temel ihtiyaç malzemelerini toptan satıyorum. Dükkânım köyün girişinde.

Köyümüzün Batı Şeria'nın geri kalan kısmı ile bağlantısı kesik, oradan derin bir vadi ile ayrılıyor. Köyün yalnızca bir girişi var, buradan Kudüs'e gidiliyor. Temel ihtiyaçlarımız için tamamen Kudüs'e bağımlıyız. 28 Şubat 2002'de ordu köye girişi kapattı. Ondan bu yana, köye hiç bir giriş yolu yok.

1990'dan beri, köydeki dükkânlara mal satıyordum. Yoldaki barikattan dolayı, köyün ekonomik durumu kötüleşti ve dahası 10 dükkân kapandı. Şimdilerde yalnızca 5 ufak dükkân kaldı, onlar da zar zor ayakta duruyorlar. Malları ben Kudüs'ten satın alıyorum. Bir mal siparişi verdiğimde, yoldaki barikatta bu malı bir kamyondan diğerine aktarmak zorundayım. Bazen, sınır polisi mal getiren kamyonların barikat yakınına park etmesine izin vermiyor ve bu, malın köyün içine getirilmesini daha da zorlaştırıyor. Buna ek olarak birçok kişi köyü terk etti. Geride çok az müşteri kaldı.

Köy sakinlerinin büyük çoğunluğunun İsrail'e giriş izni yok. Kudüs'ün içinde izni olmayan her kim yakalanırsa hapse atılıyor ve para cezası ödüyor. Şimdiye kadar onbeş kadar kişi hapsedildi. Bundan dolayı köydekiler evde kalmayı tercih ediyor. İşsizlik oranı %80 civarında. Kudüs'e girmeyi başarabilen birisi günlük 40–50 şekel kazanıyor. Ekonomik durumdan dolayı, herkes un, pirinç ve şeker gibi temel ihtiyaçlarını alıyor. Herkes veresiye alıyor ve borçlar sürekli artıyor. Para isteyemiyorum çünkü onarın finansal durumlarını biliyorum. Öte yandan onlara mal satmazsam açlıktan ölecekler. Herkes kendi kaynakları ile idare etmeye çalışıyor, sebze yetiştiriyor, tavuk besliyor.

Köydeki gençlerin çoğunun bu durumdan dolayı morali bozuk. Bazılarıysa zihni bir çöküşün kıyısında. Köy muhtarının organize ettiği bir komite tarafından toparlanan bilgiye göre gelir yetersizliğinden dolayı gençler evlenmiyor. Burada düzinelerce kız var yaşı 20'nin üstünde ve halen bekârlar. Bizim kültürümüzde kızlar yaşı 15 ile 20 arasında iken evlenirler.

Komite, sahipleri yaşamak için Kudüs'e gitmiş çok sayıda boş ev tespit etti. Köydeki bir sokakta bulunan 70 evden 55'inin sahipleri evlerini terketmişler. Ev sahipleri ne evlerini kiraya verecek insanlar ne de onlar için evlerinde oturup göz kulak olacak insan buldular.

Bir başka problem tıbbi bakımla alakalı. Köy sakinleri tıbbi bakım ve tedavi olmak için Kudüs'e gitmek zorundalar. Çünkü ambulanslar köye giremiyorlar, hasta insanları barikatın öbür yanında bekleyen ambulansa kadar taşımak zorunda kalıyoruz.

Cebel Mukaber'de bulunan mezarlığa giderken de benzer problemi yaşıyoruz. Köyden biri ölürse, cesedi mezarlığa götürmek için tepenin üzerindeki toprak yoldan taşımak zorunda kalıyoruz. Cenaze konvoyunun yoldaki barikatın kaldırılarak geçmesini sağlamak için muhtar tarafından yapılan girişimler sonucu ordudan iki kere izin alındı. İkinci seferden sonra muhtar bir daha böyle bir girişimde bulunmadı. Çünkü ordudan izin almak çok fazla zamanını aldı ve aileler cenazelerini mümkün olan en kısa zamanda kaldırmak istediler. Bazen, ordu izni olmayan kişilerin cenazeye katılmalarına, ölen kişinin akrabaları olsalar bile, müsaade etmiyor. Bu gibi sebeplerden dolayı, bazı köylüler köye bir mezarlık yapımını önerdiler.

Köyün sakinleri Kudüs'te kalan akrabaları ile yakın aile bağlarına sahipler. Yoldaki barikat bu aile bağlarını sürdürmeyi oldukça zorlaştırdı. Biz bu köylerdeki aile merasimlerine bile katılamıyoruz. Bu özellikle ciddi bir problem çünkü bizim bedevi geleneğinde, aile bağları oldukça önemlidir. Çoğunlukla burada oturanların aile merasimlerine iştirak etmek istediklerinde Kudüs'e yasadışı yollardan girmekten başka seçenekleri olmuyor.

Duvar inşa edildiğinde, köyü terketmek imkânsız olacak. Bu bizim için büyük bir darbe olacak. Ordu yola barikat kurup kapatmadan önce burada köy ile Kudüs arasında çalışan bir ulaşım servisi vardı. O zamandan bu yana, şoförler giriş izni olmayan köylüleri taşırken yakalanmaktan korkuyorlar. Ulaşım imkânlarının yetersizliğinden dolayı, Cebel Mukaber'de okuyan sekiz çocuğumdan dördü okula gitmek için yarım saat yürümek zorunda. Duvar yapıldığında ne olacak bilmiyorum. Annem ve kardeşlerim Cebel Mukaber'de yaşıyorlar. Benim de orada bir evim var. Eğer duvar köyü çepeçevre kuşatırsa, tahminim Cebel Mukaber'de yaşamak zorunda kalacağım. Eğer bu olursa, Şeyh Sa'ad da yaşayan akrabalarımı göremeyeceğim. Bu zor bir karar olacak.

3. Turki Hüseyin Muhammed Maşahra'nın İfadesi10

Ben 38 yaşında, evli ve 9 çocuk sahibiyim. Şeyh Sa'ad'da yaşıyorum. Bir İsrail firmasında çalışan inşaat işçisiyim. Köye giden tek yol iki yıldır kazıklarla kapatıldı. Bizim köyümüz dağlık bir arazide ve Kudüs ile sınır. Doğuya doğru en yakın köy Savahra eş-Şarkiye. İki köyün arasında büyük bir vadi var.

Bizim hayatlarımız civardaki Filistin köyleri ve Kudüs merkezli. Alışverişimizi Kudüs'ten yaparız ve çocuklarımız şehirdeki okullara gider. Şeyh Sa'ad köyü yalnızca iki ilkokula sahip. Köyü dışa bağlayan tek taşıt yolu kapalı olduğu için çocuklar okula yürüyerek gitmek zorundalar. Eğer birinin tıbbi yardıma ihtiyacı olursa, hastayı barikatın öbür yanında bekleyen ambulansa kadar taşımak zorundayız.

İki ay kadar önce kardeşim öldü. O bu köyde yaşadı ve bizim mezarlığımız Cebel Mukaber yakınında. Cenaze törenini, ordudan köyden ayrılma izni alana kadar ertelemek zorunda kaldık. Bu, her cenaze ve düğün için standart bir prosedür. Sınır polisi köyün girişinde beklediğinde, problemler daha da fazla artıyor. Çünkü onlar sadece İsrail kimliği olanların köyden ayrılmasına izin veriyorlar. Köyün içindeki bazı evler Kudüs şehir sınırı boyunca uzanıyor. Örneğin Ramazan bayramında, bir ordu jipi köyün girişinde durdu ve akraba ve arkadaşlarımızı ziyaret etmemizi engelledi.

Bir kaç ay önce, köy girişinin sağında ayrım duvarının inşası başladı. Duvarı yapmak için, İsrailliler kardeşim Samir'in evini yıktılar. Samir'in 4 ufak çocuğu var. Onun evi bayramdan bir gün önce yıkıldı. Şimdi evin arazisinden ayrım duvarının bir parçası olan yol geçiyor. Bu yol ayrıca tarlalarımızdan geçti ve zeytinliklerimiz ayrım duvarının İsrail tarafında kaldı.

Duvar bizim için bir felaket. Bizi köye hapsediyor. Her şeyle bağlantımızı kesiyor. Bizim telefon hatlarımız Bezek'ın (İsrail telekomünikasyon şirketi), su şebekemiz de Kudüs su şebekesinin bir parçası. Belirsizlik içinde, geleceğin bize ne getireceğini bilmeden yaşıyoruz. Hiç kimse (İsrailli yetkililerden) bize bir şey söylemiyor. Şimdilik, geleceğimiz oldukça iç karartıcı gözüküyor.

Sonuç

Üç yıldan fazla bir süredir İsrail, Batı Şeria'da yaşayan Filistinliler üzerinde emsali görülmemiş kısıtlamalar ve zorluklar uyguluyor. İsrail, Batı Şeria'daki birçok köye girişi engelliyor. Ana yolların birçoğu Filistinlilerin kullanımına kapalı. İsrail ordusu yollara yüzlerce kazık ve beton blok yerleştirdi ve bölgedeki yollar boyunca hendekler açtı.

Şeyh Sa'ad, İsrail kısıtlamalarının felakete varan sonuçlarının bir örneği. Eylül 2002'de köyü bitişikteki Doğu Kudüs'ün mahallelerinden Cebel Mukaber'e bağlayan yolun kapatılması ile köy tamamen izole edildi ve köyde yaşayanlar için büyük sıkıntılar başladı. Sonuç olarak, en azından köy halkının ¼'i köyün dışına göç etti. Şimdi, köy ile Doğu Kudüs arasında yapımı planlanan ayrım duvarı ile İsrail durumu daha da kötüleştirecek. Duvar köyün yalnız Kudüs ile bağlantısını kesmekle kalmayacak; ayrıca köyün Batı Şeria'nın geri kalanı ile de bağlantısını koparacak.

Köy üzerindeki İsrail kuşatması ile tüm insanlara verilen en temel haklardan olan "kendi ülkelerinde kısıtlama olmaksızın özgürce seyahat etme özgürlüğü" ihlal edilmektedir. Uluslararası hukuka göre Kudüs, Batı Şeria'nın diğer bölgeleri ile aynı statüdedir. Bundan dolayı köy halkının Doğu Kudüs'e girme hakkı vardır. İsrail, araçlarla köyden ayrılmak veya köye girmek isteyenler için alternatif bir yol sağlamadıkça köylülerin Kudüs'e girmelerini engellememelidir. Özgür seyahat hakkı, Uluslararası Sivil ve Siyasal Haklar Sözleşmesinin 12.maddesinde yer almıştır. Ayrıca Lahey Sözleşmesi'nin 43.maddesine göre, işgalci gücün kontrolü altındaki bölgede sosyal hayatın devamı için gerekli tüm önlemleri alması gereklidir. Kuşatma ayrıca "herkesin çalışarak hayatını kazanma hakkı" (madde 6) ve "ulaşılabilir en yüksek standartta fiziki ve zihinsel sağlık hakkı"nı (madde 12,1) içeren Uluslararası Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi'nin sağladığı hakları da ihlal etmektedir.

İsrail, askeri gerekçelerle hareket özgürlüğünü kısıtlamaktadır. Fakat Şeyh Sa'ad üzerinde zorla uygulanan kuşatmanın belirsiz uzunluğu ve geniş kapsamlı oluşu, köy halkının maruz kaldığı ağır ve ciddi zorlukları önemsememe, kuşatmayı uluslararası hukukun pervasızca ihlaline dönüştürmüştür. Şeyh Sa'ad bölgesinde planlanan güzergahta ayrım duvarının inşaası ile İsrail'in uluslararası hukuku ve insan haklarını ihllalleri daha da artacaktır.

B'Tselem İsrail hükümetinden, Şeyh Sa'ad köyü üzerindeki kuşatmayı hemen kaldırmasını, köy halkının hiç bir kısıtlama olmaksızın Doğu Kudüs'e girişlerine izin verilmesini ve köyü Doğu Kudüs ile Batı Şeria'nın geri kalan kısmından ayıracak olan ayrım duvarının inşaasını durdurmasını talep etmektedir.

Çeviren: Berat Uygun

Dipnotlar:

1- Bu nüfus tahmini, bir grup köy sakini tarafından yapılmıştır ve B'Tselem'e grubu temsilen Bay Aziz Alan tarafından verilmiştir. 1997 yılında Filistin Merkez İstatistik Bürosu'nca yapılan nüfus sayımına göre ise köyün nüfusu 1783 kişidir.

2- Bu bölgede yaşayan Filistinlilerin tarihi ile ilgili bir tartışma için bkz. Avshalom Shmueli, Migrant Settlement in the Jerusalem Region in the Twentieth Century, Ph.D. tezi, İbrani Üniversitesi, Kudüs, 1973.

3- Bu tahmin bir grup köylü tarafından yapıldı. Bkz. Dipnot 1.

4- Aile Birleştirme İşlemiyle ilgili olarak ek bilgi için bkz. B'Tselem and HaMoked: Center for the Defence of the Individual, Forbidden Families: Familiy Unification and Child Registration in East Jerusalem, Ocak 2004.

5- Ayrım duvarı ile ilgili kapsamlı bir tartışma için bkz. B'Tselem, Behind the Barrier: Human Rights Violations as a Result of Israel's Separation Barrier, March 2003.

6- Bu konudaki bir tartışma için bkz. B'Tselem, A Policy of Discrimination: Land Expropriation, Planning and Building in East Jerusalem, Ocak 1997; Ir Shalem, East Jerusalem Planning Status: Survey of Outline Plans and the Planning Regime in East Jerusalem, Kasım, 1999.

7- Benzer bir durumla ilgili tartışma için, bkz. B'Tselem, Nu'man, East Jerusalem: Life under the Threat of Expulsion, Eylül 2003.

8- Bu açıklama Nidal Kna'neh e 8 Şubat 2004 te yapıldı.

9- Bu açıklama Nidal Kna'aneh e 12 Şubat 2004'te yapıldı.

10- Bu açıklama Nidal Kna'neh'e 15 Aralık 2003'te yapıldı.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR