Din özgürlüğü işverenin çıkarından önceliklidir!
Fadime Çoral Almanya'da ikamet etmekte olan 32 yaşında Türkiyeli bir bayan. Murat ve Muhammed adlı iki çocuk annesi Fadime Çoral başörtüsü yüzünden çıkartıldığı işyerine karşı üç yıldır sürdürdüğü hukuki mücadeleyi nihayet geçtiğimiz ay kazandı. Federal Alman İş Mahkemesi'nin (Bundesarbeitsgericht) 10 Ekim tarihinde verdiği kararıyla tazminatla birlikte işine geri dönme hakkını elde etti.
"Langer Einkaufsland" adlı yaklaşık 100 işçi çalıştıran bir alış veriş merkezinde çalışan Fadime Çoral bundan üç yıl önce İkinci çocuğunu dünyaya getirmesinden dolayı aldığı doğum izninin bitmesine yakın bir tarihte işyerini telefonla arar. Kendisinin İslam'a bakışının ve algılayışının kökten değiştiğini, artık kendine Kur'an'ı rehber edindiğini, dolayısıyla bundan sonra iş yerine başörtülü geleceğini söyler. İşyerinde standart bir üniforma giyilmesini zorunlu kılan işvereni ise bunun üzerine kendisini işten çıkarır.
İşvereni mahkemeye veren Fadime Çoral ilk başvurduğu iki mahkemeyi de kaybeder, Mahkeme gerekçe olarak Anayasadaki din ve vicdan özgürlüğünün sınırsız olamayacağına ve bundan dolayı da çalışanlarını dış görünüşlerini iş ortamına uydurmasının gerektiğine hükmeder. Ama Fadime Çoral davayı sürdürür ve üst mahkemeye gider.
Almanya Federal İş Mahkemesi (Bundesar-beitsgericht) önceki kararların aksine hüküm verir ve işvereni haksız bulur. Karara gerekçe olarak da işverenin işçisinin din özgürlüğünü göz önünde bulundurması gerektiği, bir işverenin iş yerinde işçilerine kıyafet kuralları getirmeye hak sahibi olduğu ancak bu kuralı koyarken, öncelikle çalışanlarının din özgürlüklerini dikkate almasını gerektiğine hükmeder, bu din özgürlüğünün de başörtüsü takmayı kapsadığı vurgulanır. Kararda ayrıca sadece İşverenin ticarî kayba uğrama ihtimalinin bu temel hakkı bertaraf edemeyeceği, kaldı ki işverenin de bundan dolayı zarar edeceğine dair bir durumun belirmediğinin altı çizilir. Nihai olarak da Anayasa ile korunmuş din özgürlüğünün, yine aynı Anayasayla korunmuş işverenin serbest hareket etmesi hakkından daha ağır bastığı hatırlatılır. Şayet işverenin korktuğu boyutlarda bir ticari zarar söz konusu olsa bile bunun giderilmesi için başka türlü yollar aranması gerektiği ve hemen çıkış veremeyeceğini hatırlatır.
Mahkeme sonuçlanmazdan evvel işverenin avukatları Fadime Çarol'un avukatlarına uzlaşmaya hazır olduklarını söylenir ama sonunda uzlaşmaya hazır olan değil, davasında ısrar eden kazanır. Mahkemeye katılmayan Fadime Çarol bu sevindirici haberi avukatından telefonla öğrendiğinde ilk tepkisi eski çalıştığı yere döneceğini bildirmek olur. Bunu duyan işyeri genel müdürü ise şoka uğradığını belirttikten sonra karardan duyduğu memnuniyetsizliği "mecburen işe almak zorundayız" sözleriyle vurgular.
Sonuç olarak Fadime Çarol eski iş yerine geri döndü ve işsiz kaldığı 3 yıllık maaşını da toptan aldı. Fadime Çarol tekrardan başladığı eski işyerinde patronun zaman zaman kendisine zorluk çıkardığını ama bunun kendisini yıldıramayacağını ve her halükarda direneceğini söylemekte.
Bu karar Almanya tarihinde başörtüsüyle çalışma hakkının tanınmasına yönelik ilk karar olma özelliği taşıyor. Christian Bommarius adlı bir Alman gazeteci konuyla ilgili yazdığı bir yazıda "Din özgürlüğü işverenin çıkar özgürlüğünden daha önceliklidir" başlığı altında şunları söylüyordu: "Kendiliğinden anlaşılması gereken bu tespit gerçekten bir haber değeri taşıyor mu? Evet taşıyor, çünkü uzun zamandan beri biraz zor anlaşılıyordu. Federal Alman İş Mahkemesi'in verdiği karar kayda değer sayılmaz ama ama kafa karıştıran konu kendiliğinden anlaşılması gerekli bir şeyin ancak 3 tane mahkemeden geçtikten sonra anlaşılır hale gelmesi!"
Bu karara ilişkin olarak Almanya'da yayınlanan bir ekonomi dergisi olan Wirtschaftswoche'nin yaptığı kamuoyu araştırmasına göre, Almanların yüzde 64'ü bu mahkeme kararını doğru buluyor. Yaş oranı gençleştikçe oran yükseliyor. 50 yaştan yukarı olanlar arasında kararı doğru bulanların yüzdesi 51 iken 50 yaş'tan aşağı olanların yüzde 76'5i federal mahkeme kararını doğru buluyor. Karar üzerine kendilerine sorulan soruları cevaplayan Siemens, Karstadt gibi bazı büyük iş yerleri ve büyük alış veriş merkezlerinin yöneticileri kendilerinin başörtüsü taktığı için asla çalışanlarına zorluk çıkartmayacaklarını söylüyorlar.
- Düşük Yoğunluklu Protesto
- 3 Kasım Seçimleri: Laik Dayatmaya Tepki
- Müslümanlar Açısından Yeni Bir Dönem
- Siyasi Tutum ve İslami Kimlik
- 3 Kasım Seçimlerinde Halktan İktidar Talep Eden Partilere Sorularımız
- 3 Kasım Seçiminin Hatırlattıkları
- Alçaklığın Evrensel Tarihi
- Gelenekçi ve Modernist Dalgakıranlar
- Bir Direnişin Öyküsü
- Yasak Bilgi Üniversitesi’nde
- Pakistan, Fas ve Bahreyn'de İslami Partilerin Yükselişi
- Mısır Cemaat-i İslamiyyesi Silah Bıraktı
- Sessiz Kalmak ihanettir!
- Anlamlı Bir Panel: Emperyalist Savaşa Hayır!
- Emperyalizme "Hayır" Diyelim!
- Rus Katliamı ve Çeçen Mücahidlerinin Direnişi
- Apaçık "Kur'an'ın Şifresi" Olur mu?
- Kur’an’ın İnzali de Okunması da Tertil İledir!
- Martin Luther ve Reformasyon
- Bir Muhalefet ve Bütünleşme Aracı Olarak Özgürlük
- Özgürlük
- İslam Düşüncesinde Gayb Problemi
- Masum Suçlu
- Ey Sevgili
- Din özgürlüğü işverenin çıkarından önceliklidir!