1. YAZARLAR

  2. Haksöz

  3. Dam Üstünde Saksağan

Dam Üstünde Saksağan

Ekim 1993A+A-

"....Bizdeki terörün arkasında İran ve.Suriye de var. İran devlet olarak kurulduğu günden bu yana hep İslam alemiyle uğraşmıştır. Ve mezhep telakkisi daima dininin önünde olmuştur. Evet onun dış düşmanlara karşı şimdiye kadar hiçbir ciddi kavgası olmamıştır. Bugün bize yönelik terör odaklarını beslemiş olması, İran'ın ana felsefesini bilenler için normaldir. Ve bunda yadırganacak bir taraf yoktur. O her zaman kendi kuruluş gayesinin ve karakterinin gereğini yapmış ve yapmaktadır... Türkiye bu problemlerinden Kıbrıs'ı aşsa... onu aşsa PKK'ya, onu aşsa Hizbullah'a ve onu aşsa İsrail'e takılacak ve sürekli tavizler vermeye zorlanacaktır...."

Akademi Sayfası "Terör Üzerine Bazı Düşünceler" Zaman ,12 Eylül 1993

".....Kaldı ki, Amerika'nın gerçekte İslam'la bir alıp veremeyeceği var mıdır, sorusu da gözden geçirilmelidir. Bize kalırsa ABD'nin İslam'la doğrudan bir hesaplaşması hiç olmazsa tarihen söz konusu değildir, onun ilgi duyduğu tek nokta kendi ülkesinin çıkarlarıdır. Müslümanlarla ABD'nin çıkarlarının örtüştüğü noktaları tespit etmek acaba hiç mi mümkün değil? Keza aynı şeyi Avrupa nezdinde düşünmek çok mu abes olur? "

Rasim Özdenören "Lozan Ukdesini Atamadık" Yeni Zemin, Eylül 1993, sy 15.

"Hiç dikkat ettiniz mi, bilmiyorum. Geçen gün Kızılay'da yürüyordum. Baktım her tarafta sarı kırmızı bir afiş var. Tepesinde orak çekiç altında bir işçi resmi ve üzerinde şu yazı: "Özelleştirme, sınıfa saldırıdır." Demek ki Türkiye'nin ilerlemesini istemeyen orak-çekiçli kafalar, özelleştirmeyi tehlikeli buluyorlar. Neden? Çünkü özelleştirmede rekabet vardır... "

Ferruh Bayraktar ile Röportaj'dan Sur, Eylül 1993 sy 4.

" Medya "RP'yi ne yapalım da İran'a benzetelim" diye çok ciddi savaş veriyor. İran, Şah gibi bir zalimi devirmiştir; bu başarılarını takdir ediyoruz. Ama orada her şey mollaların elindedir. Türkiye'de mollalar diye bir sınıfın olmasına gerek yok. Bizde Kesinlikle amir olan merci Meclis'tir.

Biz tümüyle Batı'ya karşı değiliz. Batı'nın alabileceğimiz güzellikleri, reddettiğimiz çirkinlikleri vardır. Buna Amerika da dahil. Bizi ABD'ye tamamıyla karşı gibi göstermeye çalışıyorlar. Yok böyle bir şey."

RP İstanbul İl Başkanı Tayyip Erdoğan ile Röportaj'dan Milliyet, 19 Eylül 1993

Teröristler geneleve saldırdı: 2 polis şehit

ERZURUM Genelevi'ne saldıran PKK'lı teröristler, iki polisi şehit etti, biri genelev kadını üç kişiyi de yaraladılar.

Erzurum şehir merkezine yaklaşık 10 kilometre uzaklıkta bulunan Boğaz mevkiindeki geneleve, dün akşam saat 21.15 sıralarında gelen iki terörist, kapıda bulunan polis noktasına otomatik silahlarla ateş açtı.

Saldırıda polis Cahit Kaya şehit oldu. Gnelev içindeki polis binasına da el bombası atan teröristlerle çatışmaya giren polis Ali Kamacıda şehit düştü.

Teröristler, daha sonra genelevde bulunan evlere tek yek ateş açarak kaçtılar. Saldıra da genelev kadını Ayşe Çömez ile Hüseyin Oban ve Ekrem Sönmez adlı vatandaşlar ağır yaralandı: Teröristlerin yakalanması amacıyla şehrin giriş çıkışlarının tutulduğu ve bölgede yoğun operasyonlarının sürdürüldüğü bildirildi.

Milliyet, 2 Eylül 1993

Türkiye sayı ve çeşitlilik açısından "şehidi" bol bir ülke. Kişi başına düşen "milli şehid" oranı herhalde dünya ortalamasının epeyce üzerinde seyrediyor. Şüphesiz T.C.'nin mensubu bulunduğu Kemalizm dininin, yeni şehidlik kategorilerinin üretilmesine elverişli bir niteliğe sahip olması bu durumun ortaya çıkmasında etkili olmakta. En son ve enteresan şehidlik çeşidini, genelevi kahramanca korurken T.C.'nin şehadet mertebesine ulaşan iki polis ortaya koydu.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR