1. YAZARLAR

  2. Zehra Ç. Türkmen

  3. Çağa Şiirle Tanıklık Etmek

Zehra Ç. Türkmen

Yazarın Tüm Yazıları >

Çağa Şiirle Tanıklık Etmek

Mayıs 2003A+A-

İçimizdeki uyanışın haberini dışa aktarma, bir soluk alma ya da kimi zaman kimimiz için bir sığınaktır şiir.

Sefaletin, yoksulluğun, dertlerin çok olduğu, koyu savaşların yaşandığı, zulmün azgınlaşarak sürdüğü bir ortamda ise daha içten, daha acı ve daha bir gür yükseliyor şiirin sesi.

Ve bu seslerden biri de 1962 Yozgat doğumlu olan Şair Bünyamin Doğruer'in kaleminden yükseliyor. Birçok dergide şiirleri, makaleleri ve değinilen yayınlanan, "Ölümden Başka Silahım Yok, Ayrılık Güvercinleri, Vurulduğum Yerde, İnsanlığın Buhranı" gibi eserlere de imza atan Doğruer'in son olarak bütün şiirlerini derleyen seri halindeki dört kitabı Eylül Yayınları tarafından okuyucuya sunuldu.

Yaşadığımız dünyadaki olaylara kayıtsız kalmayan şair; "Ölümden Başka Silahım Yok" kitabının önsözünde Mehmet Yolcu'nun da ifadelendirmeye çalıştığı gibi, şiirlerinde daha çok yanlış kurulmuş düzenin, tersyüz edilmiş gerçeklerin, haksız yere yükseltilmiş, muhkemleştirilmiş duvarların karşısında olduğunu, bütün gücü, soluğu ve kalemiyle dile getirmeye çalışmaktadır.

Şairin Eylül Yayınları tarafından hazırlanmış olan serisinin birinci kitabı "Zincire Vurulmaz Yürek Taşıyanlara Merhaba!" diye başlıyor. Ve "Zindan Mektupları" ismini alan kitapta hapishanede geçirdiği günleri adeta günlük halinde şiirleriyle bizlere sunmaya çalışan şair, zindanın soğuk, kalın ve acımasız duvarlarının yanına özlemini, görüş günlerinin hüznünü, çocuklarına olan hasretini, umudunu ve direnişi koyuyor.

"bu kadim kavgaya tanıklık eden

alnımdaki onuru bölüştüğüm yerden

özel tip cezaevinden selam ta yürekten

hücre no:G:üst-6"

"ben şimdi zindanlarda açan çiçeğin

Yusufça kokusunu taşıyorum..."

"ey susan savaşçı

voltalarda yaralı

parkasında aşkın baharı

ey galip ırmak

değil mi ki onur bizim, izzet bizim,

direniş bizim

sen haydi git anne görüş bitti

gözlerimden umutlar götür"

"onurlu yarınlara umutla bak siperini

Kaybetme

hümeyra her görüş günü çift camlara

gölün resmini işle"

Ve şair kitabını Filistin'in tarihe kazınmış körpe direnişçisi Muhammed Durra için yazdığı bir şiiriyle bitiriyor.

"... Değil mi ki Ortadoğuda

Filistin yüzlü çocuktur çokça

Gözlerine ateş düşmüş

hüzün gelmiş, oturmuş Mescid-i Aksa'ya

her yerde talan, her yerde işgal

kahrederek bakıyorum ümmetin solan

fotoğrafına

sessiz kahırlarda kalırsak eğer

AFFETME BİZİ, AFFETME MUHAMMED CEMAL..."

Direnenlere ve acıyı bal eyleyenlere ithaf ettiği "Sürgün Gözler" ise serinin ikinci kitabı. Kitapta daha çok Filistin'deki soykırımı ve Filistin halkının direnişini dile getiren şiirler ağırlıklı olarak yer almakta.

"...bil ki umut intifada'dır

yenilmeyen intifada

atılan her kurşun yanacak senin alnında

davud'dan kalma sapanın çapraz astıkça

marşlarına

soluk soluğa atan şahdamar

ve kudüs'ün nabzında

ürperir bir rüzgarla,.."

Kitabına da ismini veren "Sürgün Gözler" şiiri zulmün ellerinin her yere ulaştığının, Kudüs'ün, Bağdat'ın ve diğer mazlum halkların ağıtını yakmakta adeta. Ve şair aynı zamanda "andımız hala dilimde kardeşim", "ve biz yürüyoruz kolkola", "aramızda boy versin hamza" gibi mısralarıyla da yüreğimize umudu serpmekte.

Serinin "İbrahim Olmak" adlı üçüncü kitabı ise diğer kitaplarındaki şiirlerden içerik olarak çok ta kopuk değil. Hatta zaman zaman birbirinin tekrarı gibi görünen şiirlerde şairin zulmü ve zalimi kınayan üslubunu, özgürlüğe olan susamışlığını, direniş ruhunu bir kez daha görmekteyiz.

"analar sürün yiğitleri alanlara

öfkeli yumrukları sürün meydanlara

susmak daha acı

ne güzel şey direnişle beklemek

doğacak baharı..."

"...rahmet iniyor yorgun alınlarımıza

aşkın sıcaklığını unutma

ağlayan sevdaları

kitabı

halkı

kavuşacağımız ilkbaharı

şafakları yazacaktır sevdamızı

köyleri, şehirleri, kanayan nar çiçeklerini

sessiz ve öfkeli varoluşları

çaresi yok arkadaş

bu memleke yeniden yaşanacak

bu topraklar yıldızlar gibi parlayacak

arkadaş hesap bitti sanılan yerde başlayacak."..

"Kıpırda Ey Özgürlük" ise serinin dördüncü, yani son kitabı. Kitap daha önce 1996 yıllarında yayınlanmış olan "Vurulduğum Yerde", "Ayrılık Güvercinleri", "Ölümden Başka Silahım Yok" kitaplarının toplu halini oluşturmaktadır. Yani şair son kitabında geçmiş şiirlerini bizlere yeniden hatırlatmakta "Kıpırda Ey Özgürlük" başlığıyla da yüreklerimizi harekete geçirmeyi umut etmektedir.

Şairin daha önceden aşina olduğumuz ve son kitabında da yer alan ve Filistin'in onurlu direnişçisi Rachel Corrie ile özdeşleşen "Sena" şiirinin bir kısmını dile getirerek eksikleriyle, güzellikleriyle böyle bir çalışmayı bizlere sundukları için Eylül Yayınları çalışanlarına ve Bünyamin Doğruer'e teşekkür ediyoruz. Allah'tan, şairin yüreğine ve kalemine güç katmasını diliyoruz.

"Adı, sena haydali

Yaşı onaltı, ömrünün, genç kızlığının baharında

Ölümü Yaşamaya,

Zulüm altında şerefsizce yaşamaya tercih etmiş

İnkılaba mücahide

Kuşanarak ölümü

Rest çeken nefesiyle

Tonlarca bombayı yahudi beynine

Sokan

Eylemi omuzlarda taşıyan

Güneyin gelini sena

Günlerce içini yakıp kavuran

O gizli alevin sırrını

Tutuşarak birazdan

Açıkladı tüm dünyaya korkmadan

...Şehadetle evlendin sena

kaç milyon insan izledi düğününü dillere destan

son kez zafer işaretiyle el salladın bize

ve yakıp kül ettin

fitili ateşledin bombaların gürültüsünde

işgalcileri yerle bir ettin

onurluca ölmeyi

şerefsizce yaşamaya tercih ettin..."

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR