Buğday ve Savaş: Yaptırımlar Rusya-Suriye İşbirliğini Nasıl Yönlendiriyor?
Rusya'nın Ukrayna'nın işgal altındaki bölgelerinden buğday kaçakçılığına karıştığı iddiaları geçen yıl geniş çapta duyulmuştu. Buna yanıt olarak ABD, Eylül 2022'de Ukrayna tahıl hırsızlığına karışan Rus yetkililere yaptırımlar uyguladı. Bu yaptırımlar, Ortadoğu ve Afrika'daki birçok ülkeyi çalınan buğdayı satın almaktan uzaklaştırmayı başarırken, Suriye birincil buğday alıcısı haline geldi.
Hâlihazırda Rusya ile Suriye’nin, uygulanan yaptırımlar nedeniyle, çok sayıda alternatif ticari ortakları yok ve ayrıca işbirliklerinin bir sonucu olarak karşılaşabilecekleri herhangi yeni yaptırım konusunda da endişe duymuyorlar. İlişkileri, artan gıda güvensizliği karşısında Suriye'nin acil buğday ihtiyacı ve Şam'ın kredi karşılığında emtia için Moskova'ya fazla ödeme yapma anlaşmasıyla daha da ivmelendi. Artan bu işbirliği, yaptırımların dikkatli bir şekilde incelenmesini ve bunun yanında özellikle depremin ardından Suriye'de gıda güvensizliğine de dikkati gerektiriyor.
Suriye Buğday Üretimi
2011'de Suriye’de çatışmaların başlamasından önce, iç talebi karşılamaya yetecek kadar yaklaşık 3,5 milyon ton buğday üretiliyordu. Bununla birlikte, tarımsal altyapıya verilen büyük çaplı hasar, derinleşen ekonomik kriz, bölgesel bölünmeler, yolsuzluk, yerinden edilme, tarımsal faaliyetlerin düşük kârlılığı ve kötü hava koşulları, Suriye'nin buğday üretimini neredeyse yarıya indirdi.
Bu etkenler, birçok Suriyeli için temel gıda maddesi olan sübvansiyonlu ekmeğin mevcudiyetini önemli ölçüde etkilemiş, milyonlarca Suriyeliyi yetersiz beslenmeye ve borç batağına itmiştir. Sübvansiyonlu ekmek eksikliği, 12,1 milyon Suriyelinin karşılaştığı gıda sorununu artırdı. Deprem bu meseleyi daha da körükledi.
Sonuç olarak Suriye hükümeti, şu anda yılda 1,5 milyon ton civarı Rus buğdayına büyük ölçüde bağımlı hale geldi. Fakat son dönemde Rusya'dan veya Rusya üzerinden Suriye'ye giden buğdayın tamamının yasal olarak elde edilmediği görülüyor. Yalnızca işgal altındaki Kırım, 2019-2022 yılları arasında Suriye'ye bir milyon tonun üzerinde buğday ihraç etti. Ayrıca Ukrayna'nın bazı kısımlarını işgalinin akabinde Rusya’nın toplam tahıl ihracatında önemli ölçüde artış belirlendi.
Yaptırımların Etkisi
Yukarıdaki bulgular, Suriye ve Rusya'ya yönelik yaptırımların yasa dışı faaliyetleri azaltmak yerine, işbirliğini açıkça artırdığını göstermektedir. Pek çok ülke, ikincil yaptırım korkusuyla Rusya tarafından işgal edilen Ukrayna topraklarından gelmiş olabilecek buğdayı satın almaktan kaçınırken, kendisi de uluslararası yaptırımların hedefi olan Suriye gibi ülkeler için bu durum endişe uyandırmıyor.
Rusya da şu anda Suriye hükümetine kredi veren ülkelerden biri olduğu için çalınan buğdayı Suriye hükümetine piyasa fiyatının çok üzerinde satabiliyor. Sızan belgelere göre, Moskova'nın krediler için şartı, paranın yalnızca belirli Rus şirketlerine ödeme yapmak için kullanılması idi. Suriye'deki çatışmalar gelir akışlarında ve dövizde düşüşe yol açtığından, Suriye hükümetinin buğday gibi temel malların ithalatını finanse etmek için elverişsiz mali koşulları kabul etmekten başka seçeneği de yoktu. Suriye hükümetinin yetkililerine, teklifleri ne kadar rekabetçi olursa olsun, buğday ihalelerini Rus şirketlerine verme talimatı verdiği bildirildi.
Örneğin, Kremlin bağlantılı buğday şirketi OZK, uluslararası piyasa fiyatı 257 dolar civarındayken Suriye'ye ton başına 350 dolardan buğday sattı. Benzer şekilde Suriye Başbakanı Hüseyin Arnous, 2021'de ülkesinin ton başına yaklaşık 319 dolara 1,5 milyon ton Rus buğdayı ithal ettiğini, küresel buğday fiyatının ise 235 doları geçmediğini belirtti.
Problemli Buğday Tedarik Zinciri
Önemli miktarda buğday ithalatına rağmen, Suriye hükümeti hâlâ korkunç buğday kıtlığıyla mücadele ediyor. Bu durum buğday tedarik zinciri boyunca bulunan yolsuzluk ve adam kayırmacılıktan kaynaklanıyor. Bu sayede buğday ticaretine dâhil olan seçkinler kâr elde etmenin yollarını bulurken milyonlarca Suriyeli açlığa mahkûm oluyor. Farklı çatışmaların kesişimi, Ukrayna buğdayının Rusya tarafından çalınması ve Suriye genelinde gıda sorunlarına neden olan yolsuzluk, problemli buğday tedarik zincirinin bazı unsurlarıdır. Ve bu tedarik zinciri hem Suriye hem de Ukrayna'daki savaşları körüklüyor. Şimdiye kadar çalınan buğdayın 530 milyon dolar değerinde olduğu tahmin ediliyor ki bu para savaş teçhizatının finansmanında kullanılıyor.
Bu gerçeğin değişmesi mümkün görünmüyor. Yetersiz yağış ve gübre, tohum ve yakıt gibi tarımsal girdilerin yüksek maliyeti nedeniyle 2023'te Suriye'nin buğday üretiminin 2011 öncesine göre yaklaşık yüzde 75 daha düşük kalması bekleniyor. Bu durum ise 2023’te tahıl ithalat ihtiyacının 2,7 milyon tona varacağını gösteriyor. İthalata olan bu bağımlılık Suriye'nin çalınan tahıllar için potansiyel bir pazar olmaya devam edeceğini neredeyse garanti ediyor.
Uluslararası toplum hem Suriye sınırları içinde hem de dışında buğday tedarik zincirinin olumsuz etkilerini ele almak için, tedarik zincirinin farklı aşamalarında yer alan tüm dinamikleri ve aktörleri ele alan kapsamlı politika yaklaşımları geliştirmelidir. Bu, özellikle son depremlerden sonra Suriye'deki gıda sorunları üzerindeki potansiyel etkinin dikkatli bir şekilde değerlendirilmesini de içermelidir.
Sınırlı ve koordine olmayan yaptırımlar gibi parça parça müdahaleler, sorunu bir bütün olarak ele almak için sürdürülebilir bir değişiklik getirmede başarısız olacaktır. Bu nedenle uluslararası politika yapıcılar, yaptırımların Rusya ve Suriye gibi ülkeler arasındaki işbirliğini fiilen teşvik etmedeki rolü üzerinde düşünmeli ve bu tür bir işbirliğini daha zor ve maliyetli hale getirmelidir.
-------
* Suriyeli bir köşe yazarı olan Dr. Haid Haid Ortadoğu ve Kuzey Afrika programında danışman pozisyondadır. Dr. Haid daha önce King's College Londra'daki Uluslararası Radikalleşme Çalışmaları Merkezinde (ICSR) araştırma görevlisiydi. Ayrıca Beyrut'ta Heinrich Böll Stiftung Ortadoğu Ofisinde Suriye ve Irak program yöneticisi olarak çalıştı.
Chathamhouse / 29 Mart 2023 / Çeviren: Gökhan Ergöçün
- Sadece Düşüncelerimize Değil, Varlığımıza da Karşılar!
- 14 Mayıs Seçimleri: Kemalist Vesayetin Restorasyonuna Hayır!
- Seçimler ve Tavır: Ne Eklemlenmek Ne de Soyutlanmak
- Seçim Sath-ı Mâilinin Ötesini Görebilmek
- Bir Satranç Tahtası Olarak 14 Mayıs Seçimleri
- 14 Mayıs Seçimleri: Kimliksizlik ve İdeolojik Savrulma
- Gerilim Alanı Olarak Din-Siyaset İlişkisi
- Arap Kamuoyunda Türkiye Seçimleri
- Dünya Medyasının Gözüyle 14 Mayıs Seçimleri
- Gannuşi Bilge Bir Lider ve Tunus İçin Mühim Bir Değerdir
- Gannuşi Ne “Suç” İşledi?
- Anne Ben Neden Suriyeliyim?
- Cinderes’te Gruplar Arasındaki Rekabet Tırmanıyor
- Buğday ve Savaş: Yaptırımlar Rusya-Suriye İşbirliğini Nasıl Yönlendiriyor?
- Kur'an’daki Dizilime Göre -Dört Kısa Sure Dört Yorum-
- Kur’an’da ‘İlim’ Kavramı Üzerine Bir İnceleme
- Gittiğim Yerde Kalasım Gelir
- Bir Muvahhidin Ardından
- O Gün Yağmur Ağladı; Biz Ağladık
- zelzele