1. YAZARLAR

  2. Gülden Kar

  3. Bir Ölüp, Bin Dirilmek

Bir Ölüp, Bin Dirilmek

Nisan 1997A+A-

20 Mart 1997 günü vefat eden Ali Yurtseveri Hocamıza...

Ölüm gerçeğinin soğuk kanatlan allında bulduk kendimizi. Her ne kadar acı da olsa, sindirmeliydik yüreğimize aslında hiç yanımızdan ayrılmayan varlığının yokluğunu. Sizi akıttığımız gözyaşlarımızda bir kez daha yaşattık. Hayattaki tek amacınız Allah'ın rızasını kazanmaktı.

Okul yollarındaki düşlerimiz, tedirginliğin dehşet verici humması allında üşürken, yürekli olmayı siz öğrettiniz. Düşlerimizde düş ararken körpe beyinlerimize siz yol gösterdiniz. Dünyanın bir başka yerindeki müslüman kardeşlerimizin hüzünlerine ortak olmayı, onların çektikleri acıları paylaşmayı, bölüşmeyi öğrettiniz. Zulmün ve küfrün at koşturduğu bir dönemde, kafirlerin hayatı arzuladıkları kadar, direnişi ve ölümü arzuladık biz; ölmeyen ölümü... Çünkü biz ölümü öldürdük yüreklerimizde. Bizim düşlerimiz bile şehitlik üzerine... Ölüm ne ki bizim için; canlarımız direnişin avuçlarında. Müslüman kardeşlerimizle yürek yüreğe olmamızı, şeytanizme karsı diz çökmüşlerin önünde, direnişi ve sabrı kuşanarak, güçlülerin(!) güçsüzlüğünü görerek, bir kere daha ahdettik, vefa ettik, baş koyduk bu yola. Ve hiç bilmeyen, bir o kadar da çoğalan dudaklarımızda söylenmek için çırpınan özgürlük türkülerimiz... Artık özgürlüğümüzü bir kuşun kanat çırpışlarında aramayacağız. Müslüman, zillette yaşamaktansa izzetle ölmeyi kendine şiar edinendir.

Ve ölüm... Yaşamla nasıl iç içeysek, ölümlerde de kardeştik biz. Ve her an her dakika soluyorduk onu... "Belki bir cami avlusunda, belki de bir secde anında", ama her yerde, her zaman ve her dakika. "Biz ondan geldik, ona döneceğiz" gerçeğini bir kez daha isledik yüreğimize 20 Mart günü.

Boyun eğmeyecektik şeytanın uşaklarına! Direnecektik... Bizler direndikçe, içimizdeki "bir"ler "biz" olacaktı. Çiçeğimizi kanayan yüreklerimizle sulayacaktık.

Zulmün ortakçılarına karşı duyduğumuz nefreti yüreğimizde yığarken, nefretimizin kıvılcımları, direniş arzumuzu alevlendirdi. Nefretimiz bir anlamda umudumuz oldu. Nefretimizde yeşerdi mücadeleci ruhumuz, düşlerimiz ve umutlarımız. Yaşama bizi bağlayan tek neden inanmak ve direnmek..,

Bizim gerçeklerimiz küfrün bileklerine kelepçe olacak. Çünkü gerçeğin ateşi, kan deryalarında bile söndürülemez.

Zulmedenler kendi korkularında boğulmaya mahkum olacak; zaferi direnişçilerin gözlerindeki sabır ve cesaret ışıklarında saklı.

Ve siz hocam! Bize bizi bulduran, yüreğimize ve düşüncelerimize yön veren insan, geriye dönüp bir bakın, ne bıraktınız arkanızda... Sabır, metanet ve direnişi kuşanmış, zafer aşkıyla yanıp tutuşan. Kitab'i sıkı sıkı sarılmış bizler. Ve ahdimizi tekrar tekrar yineliyoruz, tâ ki zafer kazanılana dek. Hazırız bu yokla kalemimizle, mermimizle ve kendimizden büyük yüreğimizle savaşmaya. Biliyoruz ki bu uğurdaki çabalarımız asla hoşa çıkmayacak. Yüreklerimizde bir kez daha yeniyoruz korkularımızı. Bu sayede işbirlikçiler daha bir eriyorlar. Ve haykırıyoruz hep bir ağızdan:

"Biz ondan geldik ve ona döneceğiz".

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR