1. YAZARLAR

  2. Hasan Korkmaz

  3. Avrupa’da Başörtüsü Tartışması

Avrupa’da Başörtüsü Tartışması

Kasım 2003A+A-

İrşad Kitabevi – Düsseldorf

Adem (s) ile başlayan mücadele devam ediyor. Süreç işliyor. Sünnettullah bu; inananlar inandıkları yolda, inanmayanlar küfürleri üzere yaşıyorlar. Federal Anayasa Mahkemesi'nin verdiği karar da bu sürecin uzantısı, devamı... Değişen birşey yok...

Bunun yanında olayı teknik olarak değerlendirecek olursak; bir yönüyle siyasiler üzerine yöneltildi sorumluluk. Bu kanunlarla başörtüsünü yasaklamamız mümkün olmadığı için bu başvuruyu tamamıyla olumsuz karar veremedik, ("olumsuz karar veremedik" diyorum, çünkü başvuruyu müslüman bir hanım yapmıştı) Kanunlar, yasalar buna müsait değil. Her ne kadar kendileri buna taraftar olmasalar da -tabi içlerinde gerçekten olumlu tipler olabilir- hukukun görünen boyutunu gözardı edemezlerdi. Sonuçta etmediler. İkircikli bir karar verdiler.

Bu siyasileri harekete geçirdi. Bunun için altyapı araştırmaları, çalışmaları yapıyorlar. Kolay değil üç milyondan fazla müslüman var Almanya'da. Bu bazen beşmilyon olarak ta söyleniyor. Olayı hemen bir çırpıda kestirip atamıyorlar.

Bu arada biz ne yapıyoruz, ne yapmalıyız! Almanya'da ki diğer olumsuzluklara bakınca, yeni bir çifte standartla karşı karşıya olduğumuzun farkına varırız. Kısacası bunlar yeni olumsuzluklar değil. Dolayısıyla bu olay mücadelemize ancak ivme kazandırabilir. Emperyalistler bizleri görünce "kırmızı" görmüş gibi tepki gösteriyorlar.

Bizde sivil tepkimizi, İslami kimliğimize yakışır bir şekilde, öncelikle müslüman kamuoyunuda örgütleyerek göstermeliyiz. Bu elbette kolay bir iş değil. Lakin hayat bu, iman ve cihatla devam etmeli. Yeryüzü Allah'ın... Bizde Allah'ın kullarıyız... Sorumluluk zaman ve mekanla sınırlı olmadığı gibi, zamana ve mekana uygun çözümler kollektif bir bilinçle oluşturulmalı ve ona göre bir eylemlilik içinde olunmalıdır.

Federal Almanya ortamında kamuoyuna, kamuoyunun görüşlerine itibar ediliyor gözüküyor. Bunu kullanabiliriz. Kullanmalıyız. Kaldı ki kamuoyunun teamülleri de bizim için olmazsa olmaz değildir. Bizim için önemli olan kulluk bilinci doğrultusunda yapmamız gerekli olanlardır. Burada da ısrarlı ve disiplinli bir çaba sarf edilmelidir. Mümkün ve mubah olan bütün alternatifler denenmelidir. Eylemde devamlılık ilkesi atlanılmamalı, her halükarda emperyalist azgınların azgınlıkları, niyetleri açıklanmalı, haykırılmalıdır.

Elleri kırılsın çağdaş Ebu Leheblerin! Kahrolsun zalimler! Yaşasın Avrupa Müslüman birlikteliği!

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR