1. YAZARLAR

  2. Zuhal Kaya Özyurt

  3. Avrupa Sosyal Forumu Genel Hazırlık Toplantısı İstanbul’da Yapıldı

Zuhal Kaya Özyurt

Yazarın Tüm Yazıları >

Avrupa Sosyal Forumu Genel Hazırlık Toplantısı İstanbul’da Yapıldı

Haziran 2004A+A-

Bu yıl 14-17 Ekim tarihleri arasında Londra'da düzenlenecek olan 3. Avrupa Sosyal Forumu'nun (ASF) son hazırlık toplantısı 16-18 Nisan 2004 tarihleri arasında İstanbul'da yapıldı. İstanbul Genel Hazırlık Toplantısına İngiltere, Almanya, Yunanistan, İtalya, Polonya, Kıbrıs, Macaristan, Fransa, Avusturya, Bulgaristan, Makedonya, Romanya ve Türkiye'den yaklaşık 150 temsilci katıldı.

16-18 Nisan 2004 tarihleri arasında İstanbul'da gerçekleşen 3. ASF Hazırlık Toplantısına geçmeden önce ASF'nin ne olduğuna kısaca değinmekte fayda var.

ASF Nedir?

Brezilya'nın Porto Alegra kentinde toplanan Dünya Sosyal Forumu (DSF)'nun alt versiyonlarının değişik kıtalarda da yapılması yönünde karar verildikten sonra, Avrupa Sosyal Forumu oluşturulmaya başlandı. ASF'nin birincisi 2002'de İtalya'nın Floransa kentinde, ikincisi Kasım 2003'de Paris'te yapıldı.

DSF sürecinin bir parçası olan ASF'yi, topluma açık diyalog alanları ve genel çerçevesini savaşa ve neo-liberalizme karşı mücadele eden sivil kuruluşlar oluşturuyor. ASF'nin bünyesinde kadın, öğrenci, işçi, çevre örgütünden, ırk ve savaş karşıtı örgütlere kadar pek çok sivil toplum kuruluşu yer alıyor. Bunlar arasında Londra Büyükşehir Belediyesi, Demiryolları İşçileri Sendikası (RMT), Kamu Emekçileri Sendikası (UNISON) ve 7 milyon üyeli İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TUC)'nun yanı sıra çok sayıda etnik grup, kadın örgütleri, öğrenci, anti faşist ve ırkçılık karşıtı siyah azınlık örgütleri, sosyalistler, savaş karşıtları yer alıyor. Avrupa çapında bini aşan sivil toplum örgütü, ulusal ve bölgesel düzeyde kampanyalar ile ASF'nin örgütlenmesinde rol oynuyor. ASF'nin örgütlenme süreçlerine DSF ilkelerini benimseyen her kurum ve birey sürecin herhangi bir aşamasında çalışmalara katılabiliyor.

ASF; kadınların, gençlerin, işçilerin, öğrencilerin yanında özellikle göçmenler gibi toplumdan dışlananların ve değişik etnik unsurların katılımını sağlamayı hedeflemektedir. Doğu Avrupa'nın katılımı ve özellikle Filistin halkıyla diyaloga geçilmesinin öncelenmesi de önemle üzerinde durulması gereken bir konudur.

3. ASF Hazırlık Toplantısı İstanbul'da Yapıldı

3.ASF'nin Birinci Genel Hazırlık Toplantısı 12-13 Aralık 2003'de Londra'da; İkinci Genel Hazırlık Toplantısı 6-7 Mart 2004'de yine Londra'da yapılmıştı. Mart ayı başında Londra'da gerçekleşen ASF İkinci Genel Hazırlık Toplantısına Türkiye'den de geniş katılım sağlanmıştı. Toplantıya KESK, SODEV, Küresel BAK ve İstanbul Sosyal Forumu temsilcileri de katılmıştı. Ve İSF'nun talebi üzerine yapılan görüşmeler neticesinde 3. ASF'nin Üçüncü Genel Hazırlık Toplantısının 16-18 Nisan 2004'de İstanbul'da yapılması kararı alındı. Böylece İstanbul Genel Hazırlık Toplantısına Avrupa'nın farklı ülkelerinden yaklaşık 150'ye yakın temsilci katıldı.

İstanbul'daki toplantıya katılan örgütler arasında İngiltere Sendikalar Birliği (TUC), İngiltere Kamu Emekçileri Sendikası (UNISON), Fransa Sendikalar Konfederasyonu (CGT), İtalya, Yunanistan ve Kıbrıs Sosyal Forumları vardı. Ayrıca Irak işgaline karşı yapılan en büyük kitlesel eylemlerden birini örgütleyen İngiltere 'Savaşı Durdurun Koalisyonu' (Stop the War Coalition), 130 milyon üyeye sahip olan Via Campensia ve Avrupada'ki ATTAC (Yurttaşlarla Dayanışma Amacıyla Finans İşlemlerinin Vergilendirilmesi Derneği) örgütlenmelerinden temsilciler de katılımcılar arasında yer aldı. Türkiye'den ise KESK, BAK, DİSK, DEHAP, DSİP, ÖDP, TMMOB, İstanbul Tabip Odası, Özgür-Der, KUDÜS Dergisi, TUHAD-DER, Halkevleri, Barış Anneleri İnisiyatifi, Yeşiller, Türkiye Sakatlar Derneği, Türk Psikologlar Derneği ve Sosyal Diyaloğu Geliştirme Derneği'nden de katılımcılar vardı.

Basına kapalı yapılan 3. ASF'nin Üçüncü Genel Hazırlık Toplantısı'nda İngiltere ASF Örgütleme Komitesi tarafından 13 Nisan 2004'de kararlaştırılan ve öneri olarak sunulan kararlar tartışılıp, konuşuldu. İngiltere ASF Örgütleme Komitesi; daha önce 55 olan genel büyük toplantı sayısının en fazla 13 olmasını, toplantıların 2 saat sürmesini, konuşmacıların en az %50'sinin kadın olmasını; siyah, Asya kökenli ve etnik azınlık konuşmacıların sayısının yüksek olmasını, Avrupa dışından konuşmacıların bulunmasını sağlamayı, Orta ve Doğu Avrupa'dan konuşmacı bulmak ve bununla birlikte daha çok konuyu tartışıp konuşmayı öneriyordu. İngiltere ASF Program Çalışma Grubu tarafından hazırlanan tema önerileri ise; savaşa karşı ve barış için toplantılar (sürekli savaşın sorgulanması ki buna 'yeni nükleer silahlara hayır' ve 'önleyici vuruş savaşına hayır' konuları da dahil), Yeni Amerikan Emperyalizmine karşı Dünya ve Avrupa'nın tepkisi, ırkçılığa karşı mücadele, Filistin'e özgürlük, özelleştirmeye karşı direniş, ayrımcılık ve kadın hakları gibi konuları içeriyordu.

16 Nisan 2004 Cuma günkü ön hazırlık toplantısında bu öneriler konuşulup tartışıldı ve yeni öneriler sunuldu. Büyük toplantıların ve seminerlerin sayıları, süreçleri hakkında ASF'ye ilişkin teknik konuların yanı sıra sosyal forumun içeriğine, biçimine yönelik de tartışmalar yaşandı. Özellikle toplantıda Fransız ve İngiliz temsilci sayısının daha fazla olması, diğer Avrupa ülkeleri temsilcileri tarafından da eleştirildi. İngiltere ASF Örgütleme Komitesinin önerisine karşılık öneri ve teklif sunumları yapıldı, bu teklif ve öneriler cumartesi günü de sürdü.

17 Nisan 2004 Cumartesi günü 3. ASF'nin hazırlık toplantısı KESK Başkanı Sami Evren'in yaptığı bir konuşma ile başladı. Sami Evren'in ardından foruma katılan temsilciler önerilerini ve tekliflerini sunmaya devam ettiler. Foruma Yunanistan'dan katılan küreselleşme karşıtı harekete mensup temsilci; savaş aleyhtarı hareketin en büyük hareket olduğunu, savaş sorununa ağırlık verilmesini, direnişin örgütlenmesi ve inşa edilmesi ve Filistin mücadelesinin öncelenmesi gerektiğine vurgu yaptı. Temsilcinin İslam düşmanlığının Avrupa'da yaygınlaştığını ve bunun gündeme getirilmesi gerektiğini ifade etmesi de önemliydi.

Madrid Sosyal Forum temsilcisi ise sistem karşıtlığına vurgu yaptı. Savaşın sistemin sonucu olduğunu ve bu yüzden de ülkelerde sistemlerin tahlil edilmesi gerektiğine ve savaşı ortaya çıkaran nedenlerin tartışılmasının zorunluluğuna değindi.

Londra Sosyal Forum temsilcisi hareketin geliştirilip hızlandırılması gerektiği vurgulandı. Bush ve Blair'in köşeye sıkıştığını ifade ederek eylemleri koordine etmenin önemini ifade etti.

Toplantıda ben de Özgür-Der adına kısa bir konuşma yaptım. Konuşmamda insan hak ve özgürlüklerine karşı baskı ve kısıtlamaların yaygınlaştığını, despotik eğilimli sistemlerin muhalif olan her kesimi susturmaya, sindirmeye çalıştığını ve insanların inançlarından ve düşüncelerinden dolayı yargılandıklarını ifade ederek yakıcı bir sorun olmaya devam eden başörtüsü sorununu dile getirdim ve bu yasağın git gide bir virüs gibi Avrupa'da da yaygınlaştığını ifade ederek bu yasağa karşı tavır geliştirilmesinin gerekli ve zorunlu olduğunu söyleyerek başörtüsü sorununun konuşulacak maddeler arasında yer alması önerisini sundum. Bunun yanında, Bush ve Şaron'un uyguladığı devlet teröründen, BOP ile ABD'nin Ortadoğu'yu kan ve gözyaşına çevirerek hakim olmaya çalıştığına, ABD'nin yayılmacı emperyalizmine karşı ve NATO zirvesi öncesi eylemler yapılması gerektiğinden, savaşa, işgale, şiddete karşı mücadeleden ve Filistin'deki direnişin, mücadelenin örnek alınarak küresel zulme karşı küresel intifadayı yaygınlaştırmak gerektiğini ve yeryüzünü tehdit eden ABD yayılmacılığına karşı dayanışma içinde olmanın gerekliliğine vurgu yaptım.

Bunların dışında forumda dikkatle üzerinde durulan konular arasında devletsiz ulusların durumu, daha çok insana ulaşmak için çalışılması, değişik ülkelere çağrı yapılması, katılımın nasıl daha fazla ve çeşitli hale getirilmesi, STK'ların Güney'deki durumu, İslam korkusunun tartışılması, yoksulluğun, açlığın azaltılması, insan hakları ihlallerinin gitgide artması karşısında nasıl bir alternatif geliştirilmesi ve "Başka Bir Dünya Mümkün" derken alternatifin ne olacağının belirlenmesi gibi konular da gündeme geldi.

Sürdürülen görüşmeler neticesinde ASF'ye yönelik teknik konular karara bağlandı. Yapılan tartışmalar sonucunda beş ana başlık belirlendi. Savaş ve Barış, Demokrasi ve Yurttaş Hakları, Neoliberal Politikalar ve Karşı Direniş, Çevre Hakkı ve Irkçılık ana başlıkları altında toplanacak en az 13 büyük toplantının örgütlenmesine karar verildi. Ayrıca; lojistik, konaklama, çeviri, ulaşım gibi konularda da kararlar alındı. ASF'ye yönelik hazırlıkların yanı sıra aynı günlerde yine İstanbul'da Akdeniz ASF, Irak Dünya Mahkemesi, Savaş Karşıtları Buluşması ve Kadın Ağı Buluşmaları da gerçekleştirildi.

Pazar günü devam eden toplantıda ise Sosyal Forumun ileri dönemlerdeki yönelişi tartışıldı ve seminer/atölye çalışmaları için 25 Temmuz'a kadar öneri sunulması kararlaştırıldı. Toplantılara seminer konularını önermeleri için bir web sitesi oluşturulup, gelen seminer konu önerileri ana başlıklar halinde toplanarak 29-30 Mayıs Berlin Genel Toplantı öncesi Paris'te toplanacak, her ülkeden iki-üç temsilcinin de katılarak oluşturacağı küçük bir Avrupa Çalışma Grubu toplantısıyla değerlendirilmesi kararı alındı.

Toplantıda ayrıca bu "hareketi nasıl ileri götürebiliriz" tartışmaları da yapıldı. Birlikteliğin ve çeşitliliğin nasıl sağlanacağı, sendikal hareketlerin sosyal forumun içine çekilmesi gerektiği ve iyi organizeler yaparak, bilançolar çıkarılmazsa hareketin ileri gidemeyeceği 'Başka Bir Dünya Mümkün' derken bunun nasıl yapılacağı üzerinde yeterince durulmadığına ve yeterince tartışılmadığına değinildi. Pratik etkinliklerin çıkması, kısa sürede etkili kararlar alınıp eyleme dönüştürülmesi ve yaygınlaştırılması üzerinde duruldu.

15 Şubat'ta daha savaş başlamadan dünya çapında yapılan kitlesel eylemler, 1 Mart'ta Türkiye'de Irak'ta asker bulundurma tezkeresinin Meclis'ten geçmemesi için yapılan eylemler hatırlatılarak; Irak işgalinin ne ilk ne de son olduğu, dünyaya egemen olmak hedefi peşinde küresel bir zulüm ve saldırganlık eyleminin bir aşaması olarak görülmesi ve buna karşı eylemliliklerin küresel çapta yaygınlaştırılmaya çalışılması gerektiği konusunun, her konuşmacı tarafından dile getirilmesi anlamlıydı.

Forumda savaş ve savaşa karşı mücadele ve örgütlenmeler öne çıkan başlıklardı. Dünya genelinde emperyalist saldırganlığa, her türlü zulme karşı tavır koyan, mücadele eden hareket ve örgütlerin Filistin'de devam eden işgal gündemini öncelemeleri, Siyonist emperyalizme karşı Filistin mücadelesine destek olmayı öne çıkartmaları anlamlı ve önemli bir gelişmedir. Ve oluşturulan diyalogların ve birlikteliklerin mutlaka çeşitlenerek ve artarak sürdürülmesi gerektiği konusu katılımcılar tarafından önemsenen bir konuydu. Gündeme gelen ve önemsenmesi gereken diğer bir konu da 3. ASF Genel Toplantı tarihinin ABD'deki başkanlık seçimlerine yakın olması ve buna bağlı olarak eylemlerin yapılmasının gündeme getirilmesiydi. 28-29 Haziran NATO zirvesinin yapılacağı İstanbul'da bu zirveye karşı sokağa çıkma çağrısı İSF temsilcisi tarafından dile getirildi. BOP için Haziran'da ABD'de toplanacak G-8 zirvesine, Haziran sonunda İrlanda'da AB-ABD projesinin ekonomik ve siyasi boyutunun şekillenmesi için yapılacak toplantılara karşı hazırlıklar yapılması önerileri tartışıldı.

Bizim yaklaşımımız nasıl olmalı?

Toplantının Türkiye'de yapılması oldukça önemliydi. Ancak Müslüman kesimden temsilcilerin katılımının sağlanamaması ciddi bir eksiklikti. Aynı zamanda Müslümanlar olarak süreci etkileyebilecekken, bizler de aynı sorunları konuşurken bu sürecin dışında kalmanın bizi ileri götürmeyeceği bir gerçektir. Tüm dünyada emperyalizme, kapitalizme karşı 'Başka Bir Dünya Mümkün' şiarıyla yola çıkanlar direnişten, karşı çıkıştan bahsedip kararlar almak için sosyal forumlarda bir araya gelip birlikteliği veya dayanışmayı konuşurken hatta farklı duruşlara farklı görüşlere de yer verirlerken; Müslümanları yakından ilgilendiren konular ele alınırken, en önemlisi de Filistin'deki, Irak'taki, Afganistan'daki, Çeçenistan'daki emperyalist yayılmacılığa; savaşa, işgale, ayrımcılığa karşı bir birliktelik öncelenirken, bizlerin; ülkemizde düzenlenen böyle bir zemine ilgisiz kalmamız, sorgulamamız gereken bir durumdur.

Forumda konuşmacıların neredeyse tamamı savaş ortamıyla birlikte ortaya çıkan diyaloğun ve ortak eylemliliklerin öneminden ve mutlaka sürdürülmesi gerektiğinden bahsederken, bizler bu oluşumların dışında kalmamalıyız. Gelişmeleri, olayları yakından takip edip, değerlendirip, kendi kimliğimizi örtmeden, gizlemeden tavır koyan bir perspektif içinde olmalıyız. Bu durum son derece önemli bir imkan ve aynı zamanda da sorumluluk taşıyan her Müslümanın üzerinde düşünmesi ve hassasiyetle durmasını gerektiren bir durumdur. Zulme, baskıya, emperyalist küreselleşmeye, saldırganlığa, ABD ve Siyonist İsrail'in yayılmacılığına karşı koyabilmemiz, tevhid ve adaleti gündemleştirebilmenin imkanlarını ararken değişik açılımları değerlendirebilmemizle mümkün olacağını düşünüyoruz.

NOT: DSF'nin güncel etkinlik takviminde şu eylemler yer almaktadır: 28-30 Nisan 2004'te Polonya/Verşova'da toplanacak Dünya Ekonomik Forumu'na karşı 29 Nisan'da büyük bir eylem; "Bush Gelme İstemiyoruz" kampanyası çerçevesinde 25-27 Haziran 2004'te İstanbul'da eylemler; 26 Eylül 2004'te İntifada'nın yıldönümünde ve Ekim 2004'te Hong Kong'da yapılacak DTÖ Bakanlar toplantısına karşı eylemler organize edilmesine karar verilmiştir.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR