1. YAZARLAR

  2. Haksöz

  3. Arınmak, Dirilmek ve Ramazan

Arınmak, Dirilmek ve Ramazan

Aralık 1998A+A-

Sistemin krizleri içte ve dışta tüm etkinliğiyle devam ediyor. ABD-İsrail eksenli bölge politikalarının ve sahip olunan oligarşik kimliğin etkisi, karşımıza her alanda hırçınlaşan ve pervasızlaşan bir devlet yapısı ortaya çıkartıyor. Çeteler, hükümet krizi, PKK derken, şimdi de "birincil tehdidin" önünü kesme amaçlı seçim sistemi ve sandığın geleceği ile alakalı gündemlere boğuluyoruz. Müslümanlar olarak, neredeyse kendi gündemlerimiz yok gibi. Darbe sopasının yarattığı etki, doğruların dillendirilmesi ve hukuki, siyasi, sosyal alanlardaki mücadelenin kavileştirilmesi hedefini dumura uğratmada başarılı oldu adeta.

Bu tablonun yarattığı sosyo-psikolojik etkilere rağmen, Haksöz dergisi olarak bugüne kadar İslami camianın umutlarını ve hedeflerini dile getirmek, yanlışlarımızı ortaya koyarak, ideal olanın tesisine katkıda bulunmayı şiar edindik. Ancak, üzerimize çöken kara bulutların tasvir ve tahlilini yaparken, yapay umutların yarattığı aldatıcı muhayyilelere müdahale etmek de kaçınılmazdır. Bu bazen yanlış anlaşılmamıza ya da anlaşılmamalara sebebiyet verdiyse de, insanları hem yüce kitabımız Kur'an'ın nehyettiği "Ye's"e düşmekten alıkoyma, hem de yine Kur'an'ın nehyettiği usullerle, bir mücadele verdikleri zannına kapılmalarını engelleme hususunda, mutlaka uyulması gereken nebevi mücadelenin bir gereğiydi. Zulmün kimliğini ifşa ederken, aynı zamanda bir kimlik oluşturma mücadelesi vermenin elbette bedelleri olacaktır. Ama son yıllarda, onca tecrübeye rağmen kullanmaktan haz duyulan, "demokratik, sivil, vb" mücadele tabirlerini dillendirenlerin, bu mücadelenin bile bedelini gerektiği şekilde ödemeye hazır olduklarından hep şüphe ettik; etmeye de devam edeceğiz. Hayatiyetini sürdürmesi sisteme bağlı olan ve temelde amacı kimliğimizi bulandırmak olan platformları uğrak yeri edinmeyeceğiz. Rabbimiz ayaklarımızı sabit kılsın.

Bu sorumlulukların bilincinde olarak 93. sayıda yine sizlerle buluştuk. Ramazan ayına yaklaştığımız şu günlerde, "Gündem" yazımızdan da anlaşılacağı üzere, Türkiye gündemi, bundan sonraki uzun döneme damgasını vuracak gelişmelerin türlü versiyonlarıyla kavrulmaya devam ediyor. Yine YÖK, yine sistemin çelişkileri, yine oligarşik koronun eşliğinde medyatörlük seramonileri, başörtü sorunu, çeteler, darbenin sürekliliği vb. artık hayat tarzımız haline geldi. Toplum olarak, "kahrolsunlar" ve "yaşasınlar" sloganları arasında yaratılan histeri ve cinnet nöbetlerine sürüklendiğimiz bir sürecin de bunlara eklendiğini düşündüğümüzde, ahirette vereceği hesabın sorumluluğuna inanan insanlara olan ihtiyaç daha da artmış durumda. Kur'an anlayışımızı netleştirmenin, tarih bilincimizi berraklaştırmanın, dualarımızı etkili kılmanın yegane hedefi, işte bu yukarıdaki ulvi amaç. Bu hedefe matuf olmak üzere, bu sayımızda sizlere F. Kılınç'ın Kur'an'ı anlama sorununa İlişkin çalışmasını, Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi'nden Y. Kazimi'nin "Kur'an'da Tarih Kavramı ve İnsanın Kaderi" başlıklı makalesini ve F. Zülaloğlu'nun "Dua bilinci"ne ilişkin değinilerini sunduk. "İmamet" kavramıyla ilgili O. Altın ve İ. Peker'in yazıları ise müslümanların gündeminde yer tutan bir sorunu aydınlatıcı mahiyete.

M. Bahadır'ın son dönemde yaşanan krizler ve yarattığı etkilere yönelik yazısı, gündemi farklı bir tarzda okuma çabasını içeriyor. Bu ay, 'Olaylar ve Gelişmeler'de, üniversite öğrencilerinin sürece dönük duyarlılıklarını yansıtan gündemlerin haricinde gerçekleşen yeni bir gelişmeyi daha aktardık sizlere. Doğruları ifade edenlerin ödediği bedel ve uğradığı ihanetin bir belgesi niteliğinde olan M. Pamak olayı, müslümanların önündeki barikatların sadece egemenlerce kurulmadığının bir göstergesi oldu.

Kültür-sanat sayfalarımızda, A. Değirmenci, F. Betül ve B. Tok'un, edebiyatla günceli kaynaştıran çalışmalarını yayınlıyoruz. Bunların yanında M. Özer'in Resim-Heykel sanatı ile ilgili yazısı da sanat kavrayışımızı zenginleştirmeye katkıda bulunuyor.

Yaklaşan Ramazan ayının, arınma ve dirilme amacına matuf olan mücadelemize, daha bir şevk, feyz, bereket, bilinç ve umut katması dileğiyle...

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR