1. YAZARLAR

  2. Ahmet Varol

  3. Arafat'tan Muhaliflerine Savaş

Arafat'tan Muhaliflerine Savaş

Aralık 1999A+A-

Özerk yönetimin kontrolü altındaki bölgelerde çok sayıda siyasetçinin, akademisyenin ve parlamenterin, "Vatan Sizi Çağırıyor" başlıklı bir bildiri hazırlayarak halk arasında dağıtmaları üzerine Arafat yönetimi bu bildiriye imza atanlara karşı geniş çaplı bir tutuklama kampanyası başlattı. Tutuklananlar arasında Filistin topraklarındaki çeşitli oluşumların birçok ileri geleninin de bulunduğu bildirildi.

Söz konusu bildiri özerk yönetimi bozulmayla, toplumda bozulmaya yol açmakla ve her bakımdan Filistin halkının aleyhine olan olumsuz gelişmelere sebep olmakla suçluyordu.

Bu bildirinin dağıtılması üzerine özerk yönetim polisleri Filistin halkı arasında saygın yere sahip pek çok kişinin evine gece ve sabahın erken saatlerinde baskınlar düzenleyerek tutuklamalar gerçekleştirdi. Verilen haberlere göre tutuklananlardan bazıları şunlar: Nablus'taki Necah Üniversitesi'nin öğretim görevlilerinden Doç. Dr. Tevfik el-Kasım, Uzman Dr. Faik Ebu Safiyye, Uzman Dr. Abdurrahim Resmi Kettane, Filistin'in tanınmış ve saygın yazarlarından Dr. Adil İbrahim Kettane, Dr. Yasir Ebu Safiyye, Ahmed Katamış ve Dr. Adurrahim Kasım. Özerk yönetim Nablus'un eski belediye başkanı ve mücadeleci bir tutumuyla tanınan bu yüzden Filistin halkı tarafından sevilen Bessam eş-Şek'a'yı da mecburi ikamete tabi tutmaya başladı. Polisler tutuklama operasyonları esnasında adı geçen kişilerin evlerinde veya işyerlerinde bulunan bilgisayarlarına, özel evraklarına ve kitaplarına da el koydular.

Yasa İnsan Hakları Cemiyeti adlı kuruluşun yetkilileri tutuklamaları duyduktan sonra tutuklananların durumları hakkında bilgi almak için polis merkezlerine gittiklerini ancak yetkililerin kendilerine herhangi bir açıklama yapmak istemediklerini ifade ettiler.

Tutuklananların aileleri, tutuklamaların çoğunun herhangi bir mahkeme kararı veya yargı kurumlarının tevkif emri olmaksızın gerçekleştirildiğini dile getirdiler.

Sözü edilen bildiriye imza atanların arasında özerk yönetimin parlamentosunda üye olanlar da vardı. Bu kişilerin yasal dokunulmazlıkları olduğundan onlardan tutuklanan olmadı. Ancak özerk yönetim yetkilileri bu kişileri yasal dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla tehdit ettiler.

Özerk yönetimin kendisine yönelen tepkiye katlanamayarak böyle sert bir tutum içine girmesi, kendisini tenkide kalkışanları hemen demir yumruğu kullanarak susturmaya kalkışması şiddetli tepkilere yol açtı. Filistin insan Haklarını ve Çevreyi Koruma Cemiyeti özerk yönetimin tutumunu sert bir şekilde eleştirerek tutuklananların derhal serbest bırakılmalarını istedi. HAMAS adına açıklama yapan İsmail Ebu Şenneb de, bildiri yayınlayanları desteklediğini dile getirerek: "HAMAS, kitlelerin ve tüm Filistin halkının duygularını dile getirmek amacıyla 'Vatan Sizi Çağırıyor' başlıklı bildiriyi yayınlayanlarla aynı saftadır ve onlara yapılan her hareketi ifade özgürlüğüne yönelik bir baskı olarak değerlendirmektedir" dedi. Ebu Şenneb, söz konusu bildiriye imza atanların daha önce Arafat'ın başlattığı değişimi destekleyen kimseler olduklarına ancak Filistin'deki büyük çoğunluğun karşı karşıya oldukları durumları görünce bu şekilde tepkilerini dile getirme ihtiyacı duyduklarına dikkat çekti. HAMAS ayrıca resmi bir bildiri yayınlayarak özerk yönetimin tutuklamalarına yönelik tepkilerini dile getirdi. HAMAS'ın bildirisinde şu ifadelere yer verildi: "Sorun yapılan bildiriye imza atanların dile getirdikleri hususlar halkımızın samimi duygulara sahip olanlarının tümünün üzerinde görüş birliğine vardıkları gerçeklerdir. HAMAS ve diğer muhtelif akımlar ve ulusal kariyere sahip kişiler Siyonist düşmanla imzalanan anlaşmaların arkasındaki gerçekleri, bu anlaşmaların getirdiği tavizleri, halkımızın haklarına, toprağımıza, mukaddes değerlerimize ve onurumuza verdiği zararları sürekli dile getirmektedirler." Bildiride özerk yönetimin kendisine yönelen tenkitlere böyle baskıcı metotla karşı durmasının onun acziyetinin bir göstergesi olduğuna dikkat çekildi.

Özerk yönetimin tutumuna HAMAS dışındaki akımlardan da şiddetli tepki geldi. Filistin Halk Kurtuluş Cephesi genel sekreteri Ebu Ali Mustafa özerk yönetim polisinin tutuklamalarını düşünce ve ifade özgürlüğüne vurulan ağır bir darbe olarak niteledi ve tutuklananların derhal serbest bırakılmalarını istedi. Bunun yanı sıra Batı Yaka'da üniversite öğrencileri de tutuklamaları protesto ettiler.

Arafat'ın örgütü olarak bilinen el-Fetih örgütü ise yaptığı açıklamada özerk yönetimin tutumunu destekleyerek bildiri yayınlayanları fitne çıkarmakla suçladı.

İşgal Devleti Mescidi Aksanın Altını Kazmaya Devam Ediyor

Siyonist işgal devletinin Mescidi Aksa'nın altında ve çevresinde kazı çalışmalarını sürdürdüğü bildirildi. Bu konuyla ilgili olarak, 1948'de işgal edilmiş topraklardaki İslami Hareket tarafından hazırlanan ve İslami bir dergide yayınlanan bir araştırmaya göre Mescidi Aksa'nın altında ve çevresinde kazı çalışmaları, 1967'de Siyonistlerin Kudüs'ün doğu kesimini işgal etmelerinden kısa bir süre sonra başlatıldı ve on ayrı merhaleden geçti. Bütün bu kazı çalışmalarının ana hedefi ise Mescidi Aksa'yı ayakta tutan sütun ve duvarların altlarında boşluklar oluşturarak bu mabedin kendiliğinden yıkılmasını sağlamaktı. Çünkü Siyonistler bu kutsal mabedin Süleyman Heykeli veya Siyon Mabedi adını verdikleri bir yahudi mabedinin bulunduğu yere inşa edildiğini iddia ediyor ve yerine daha önce var olduğunu ileri sürdükleri bu mabedi inşa etmek için Mescidi Aksa'yı yıkmayı amaçlıyorlar. Ancak şu ana kadar yapılan kazı çalışmalarında daha önce var olduğunu iddia ettikleri eski mabede ait en ufak bir işarete rastlanmış değil. Tarihi kayıtlar da onların iddialarını belgelemiyor. Buna rağmen kazı çalışmalarını sürdürüyorlar.

Siyonist işgalcilerin Mescidi Aksa'nın altında ve çevresinde yürüttükleri kazı çalışmalarıyla ilgili araştırmada, sözü edilen on merhale hakkında tek tek ayrıntılı bilgiler verildi. Araştırmada kazı çalışmalarının şu sıralarda onuncu merhalesinde olduğu ve bu merhalenin en tehlikeli merhale olduğu dile getirilerek şöyle denildi: "Çünkü bu merhalede Mescidi Aksa'nın ve Kubbetu's-Sahra'nın altındaki topraklar ve taşlar boşaltılmaktadır. Böylece bu iki caminin temelleri herhangi bir hareketlenme veya doğal bir sarsıntı esnasında kendiliğinden çökecek bir hale getirilmiş olacak. Hatta belki aşırı gürültü çıkaran bir uçağın gürültüsünün yol açacağı sallantı bile yıkılmaya sebep olabilecektir."

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR