Aksa İntifadası Neleri Değiştirdi?
Bugün Filistin'de yaşananlara bakıldığında mazlum tarafı hesaba katmayan, tamamen güçlü ve zalim olanı kayıran sözüm ona barış girişimlerinin işlemeyeceği gün gibi ortaya çıkmıştır.
Yapılacak her girişimde İsrail'in kazançlı çıkması için elinden geleni yapan batı giderek uzayıp giden direniş ve beşeri kayıp karşısında, tehlikenin kendi çıkarlarını da tehdit eden boyutlarını daha iyi anlamaya başlamıştır.
Bu sebeple sanılanın aksine Aksa intifadasının (tek) sebebi Ariel Şaron'un Harem-i Şerif'e provakatif ziyareti değildi. Bilakis son üç yıldır olan şey, yılların ezilmişliği ve zulmüne karşı sürekli zalimi kayıran barış girişimlerine duyulan öfkenin patlamasıydı.
Aksa intifadasının patlak verdiği ortama bakıldığında, 1991 Madrid Süreci, hemen ardından 1993 Oslo Süreci, ardından 1999 Wye River süreci gibi adaletsiz bir geçmişin mirasını taşıdığı görülmektedir.
Filistinliler 1993 yılında ilk defa İsrail ile anlaşma imzaladığında kendilerine ait toprakların en azından yüzde 22'sinde bir Filistin devleti kuracakları umuduna kapılmıştı. Ama aradan geçen süre göstermiştir ki, İsrail'le masaya oturmak Filistinliler için bekledikleri sonucu getirmemiştir. Hatta, masaya oturmalarını bir zaaf ve çıkmaz olarak gören İsrail, Filistinlilere yönelik saldırganlığını daha bir arttırmıştır.
2000 yılı Eylül ayı sonunda başlayan Filistin halk ayaklanması bu güne kadar bölgedeki sorunda ve stratejik algılamalarda köklü değişikliklere neden olmuştur.
Öncelikle, Aksa intifadası; tarihi bir gerçekliği tersine çevirmiştir. Bugüne kadarki Arap İsrail savaşlarına ve çatışmalarına baktığımızda tüm savaşların İsrail toprağı olarak kabul edilen sınırların dışında yaşandığını görürüz. 1956 Süveyş Savaşı, 1967 Savaşı, 1973 Yom Kippur Savaşı ve 1982 Lübnan işgali bunun sabit örnekleridir. Bu savaşlar sırasında İsrail sınırları içinde yapılmış olan saldırılar bir elin parmağını geçmez. Ama Aksa İntifadası ile birlikte savaş tamamen İsrail'e taşınmıştır. Bunun doğal sonucu olarak da Siyonistler açısından çok önemli bir mit yok olmuştur: "İsrail'in Yahudiler için dünyanın en güvenilir yeridir."
Uluslar arası Siyonist çevrelerin tüm dünyaya yaymaya ve bu sayede bölgeye Yahudi göçünü hızlandırmaya çalıştığı "bu tez, Aksa İntifadası ile birlikte tamamen değişmiştir.
Bunun yine doğrudan bir sonucu olarak İsrail'deki Yahudi toplumunun moralini tamamen yok ederken, dışarıdan yapılacak göçleri de frenlemiştir. Aksa İntifadasının başlangıcından bu yana İsrail'e Yahudi göçü hemen hiç olmadığı gibi, tersine göç başlamıştır.
Bir diğer değişim İsrail işgal rejiminin ekonomisinde artık tahammül edilemeyecek bir eksi oluşturması. Aksa İntifadası'ndan bu yana İsrail'in ekonomik kaybı 9 milyar doları aşarken, işsizlik oranı yüzde 11'lere tırmanmıştır. Bu ise, Amerika ve Avrupa'daki Siyonist çevrelerden yapılan maddi yardımlarla dahi kapatılması mümkün olmayacak bir açık oluşturmaya başlamıştır.
Bir diğer önemli değişim, Bu güne kadar Şaron ve benzeri İsrail yönetimlerinin militarist, ekonomik ve diplomatik baskı üçgeninden oluşan olağanüstü bir avantajla Filistinliler üzerinde oluşturmaya çalıştığı sindirme siyaseti ters tepmiş ve Filistinliler taviz eğilimine kapılmak yerine, daha bir pazarlıkçı olmuşlardır. Direnişin verdiği gücü diplomasi masasına yansıtan Filistinliler, artık İsrail'in vereceği küçük ödünlere razı olmayacaklarını ortaya koymuşlardır.
Dolayısıyla, Filistin'de ve İsrail'de hiçbir şey, Aksa İntifadası'nın öncesinde olduğu gibi değil ve olmayacak da.
- İşgalin Kabaran Faturası
- Sunuş
- Çürüyüş Çağı
- Küresel Kuşatmaya Karşı Çok Yönlü Bir Mücadele Örnekliği
- Onların Düşlerini Kim Öldürüyor?
- Ortadoğu’nun Biçimlendiriliş Süreci: Irak, Suriye, İsrail
- Cinayet Devleti İsrail ve İsmail Ebu Şenneb’in Şehadeti
- Edward Said
- El-Aksa İntifadası: Liderlerini Yöneten Bir Halkın Direnişi
- Rusya’nın İKÖ’ye Üyelik Başvurusu
- İsrail’in Kuruluşu
- İsrail’in Kuruluşunda Su ve Göç Faktörü
- Kudüs’ün Kutsallığı ve Son Mirasçıları
- Amerika’daki Filistin Lobisi
- İsrail Başbakanları
- Irak Batağındaki Amerika ve İslami Hareketlerin Geleceği
- İstanbul’daki Eylemler, Büyük Teröre Karşı İlkesiz ve Ölçüsüz Tepkilerdir
- Filistin Özgürleşinceye Kadar İntifada Devam Edecek
- Tüm Müslümanlar ABD İşgali Altındaki Irak’a Sahip Çıkmalı
- Önce İsrail Asgari Şartları Yerine Getirmeli
- Barışın Ön Koşulu, İşgalin Sona Ermesidir
- Barış İşgalcilerin Ortadoğu’dan Çekilmesiyle Mümkündür
- Barış Adaletle Olur...
- Amerika ve İsrail Barış İstemiyor İstemezler de…
- Ortadoğu’da Barış İmkansız Hale Geliyor