ABD’nin yeni başkanı Obama’nın oyun çevirmede bayağı usta olduğu anlaşılıyor. Ama onun bu ustalığını göstermesi birilerinin hainliği sayesinde oluyor.

Kahire’den İslâm âlemine selâm çakan Obama, şimdi de Arap ülkelerine “gelin şu bizim oğlanın çaldıklarını ona bırakın; size çikolata dağıtayım” diyor.

Türkiye’de pek konuşulmasa da Arap dünyasında bu günlerde gündemin ana konularından biri Obama’nın Siyonist devlete Batı Yaka ve Kudüs’te Yahudi yerleşim birimleri inşasını dondurması talimatı vermesi, bunun karşılığında Arap ülkelerinden onunla ilişkileri normalleştirmelerini istemesi. Yani Arap ülkelerine “siz İsrail’le ilişkileri ısıtırsanız; biz de Batı Yaka ve Kudüs’te Yahudi yerleşim birimleri inşaatını dondururuz” diyor.

Dikkat edilirse Siyonistlere, normalde tüm uluslararası tanımlamalara göre işgalci oldukları ve tamamen çekilmeleri gereken bu bölgelerde sadece yeni Yahudi yerleşim birimleri inşa etmemeleri talimatı veriliyor. Üstelik tamamen durdurmaları istenmeyip sadece dondurmaları karşılığında Arap ülkelerinin onlarla ilişkileri normalleştirmeleri talep ediliyor. İnşaatlar geçici olarak dondurulacak, ilişkiler ise kalıcı olarak normalleştirilecek. Doğrusu bu Obama da az tilki değilmiş! Yahudi lobileri böyle bir tilkiyi tepelerinde taşırlar. Onu istemedikleri, politikalarından rahatsız oldukları vs. türünden haberler sadece oyunlarının iyi tutması için.

Yahudi medyası kamuoyunu psikolojik yönden hazırlamak ve zemin oluşturmak amacıyla yayın faaliyetini başlattı bile. Netanyahu’nun birtakım Arap ülkeleriyle gizli bağlantılar kurduğunu ve bunların böyle bir yakınlaşmaya sıcak baktıkları yönünde haberler yayınlayarak tereddüt edenleri iknaya çalışıyor.

Şu işe bakın ki yıllar önce “üç hayır” prensibi üzerinde anlaşarak İsrail’i kesinlikle tanımayacağını bildiren Arap ülkeleri, Beyrut zirvesinde Suud Kralı Abdullah’ın, 1967 sınırlarına çekilmesi karşılığında İsrail’le ilişkileri normalleştirme planını kabul etmişti. Şimdi de güya Obama’nın gönlünü etmek ve onun Ortadoğu’yla ilgili “iyi niyetli (!)” politikasının ilerleme kaydetmesi için sadece Batı Yaka ve Kudüs’te yeni Yahudi yerleşim merkezleri inşaatının “dondurulması” karşılığında böyle bir normalleştirmeyi gündemine alabiliyor.

Böyle bir “dondurma” numarasıyla gayri meşru Siyonist işgali meşrulaştırma amacına yönelik “normalleştirme” planının gündeme getirilmesi işgal devletinin Netanyahu iktidarıyla birlikte Kudüs ve Batı Yaka’da yeni yerleşim birimleri inşaatını hızlandırmasının da tuzak olduğunu gösteriyor. Bu tuzağın iki yönü var. Birincisi söz konusu inşaatların bir tehdit aracı olarak kullanılması ve ABD’nin “iş kötüye gidiyor; eğer siz normalleştirmeye yanaşmazsanız İsrail toprak gaspı ve yeni mesken inşaatı işini artırır sonra sürgüne gönderilecek Filistinliler başınıza dert olur” mesajı vermesi için gerekçe oluşturulması amacına yönelikti. İkincisi ise oyunun uygulamaya geçirilmesi konusunda bir ilerleme kaydedilmesi durumunda zamanın iyi değerlendirilmesi, mümkün olduğunca çok sayıda projenin hayata geçirilmesi ve onların anlaşmanın dışında tutulması amacına yönelikti. Ne kadar ilginçtir ki işgalcilerin bu merhalede toprak gaspı ve yeni yerleşim birimleri inşaatını artırması karşısında hiçbir tepki göstermeyen Arap ülkeleri ise “inşaatları dondurma karşılığında ilişkileri normalleştirme” planına sıcak bakabiliyor.

ABD Ortadoğu Özel Temsilcisi George Mitchell son günlerde “normalleştirme” oyununu hayata geçirebilmek için yoğun bir diplomasi trafiğinde. Oyunun siyasi altyapısını oluşturmaya çalışan medya, Mitchell’in bazı Arap yöneticilerden söz aldığını ileri sürüyor.

İşin ilginç tarafı ise oyunun ve Obama kurnazlığının sözcülüğünü yapan medya organlarının İsrail’e inşaatları durdurması talimatı verilmesini seslendirirken, bunun sadece çikolata hükmünde olduğunu, karşılığında Siyonist işgalcinin nice evlere, topraklara konmasının meşrulaştırılması gibi sinsi bir oyun oynandığını hiç konuşmamaları. Bu arada işgal yönetimi de Kudüs’ün “dondurma” şartının dışında tutulması için yoğun çaba içinde.

Üç yıldan fazla süredir emperyalizmin Gazze’ye uyguladığı insanlık dışı ambargoya destek veren Arap ülkeleri zaten işgalin yanında yer aldıklarını fiili olarak ortaya koymuşlardır. Bu durumda şu soruyu sormamız gerekiyor: Yoksa “normalleştirme” oyununa sıcak bakılması fiiliyatta sergilenen tutumun resmileştirilmesi için bir kılıf aranması çabası mıdır?

Başta da belirttiğimiz gibi Obama’nın kurnazlığının önünü birilerinin hainlikleri açıyor. Son dönemde özellikle Filistin direnişine kuyu kazmak için uğraşan ve perde arkasından yürütülen ihanetin de başını çeken Suudi Arabistan’ın tutumunu müteakip yazımızda tahlil edeceğiz inşallah.

VAKİT