O küfürler Bahçeli mi?
Bahçeli'nin Başbakan'ın gözyaşlarına ilişkin demecini okudum, onun adına üzüldüm mü desem, utandım mı desem, ne desem bilemiyorum.
Bir acayip demeç o.
Tam bir küfür dünyası.
Başbakan'ı ruh hastası olarak nitelemeye kadar varan bir hezeyan bülteni.
Bahçeli'nin, böyle hakaretlerle dolu pek çok nutkuna, ateş püskürten tavırlarına rastladım, onlarda da çok şaşırdım ama en azından bu kadarını beklemiyordum.
Kendisi asla yazmış olamaz.
Kim yazdı, nasıl bir ruh dünyasından fışkırdı o küfürler, anlamak mümkün değil.
Onlar yazılsa bile, Bahçeli nasıl imza atar o metnin altına?
Bahçeli'nin ruh dünyasında gerçekten o küfürler var mı varsa çok şaşırırım, çok hayıflanırım.
MHP tabanının, o küfürlere tahammül ediyor olmasına çok şaşırırım, çok hayıflanırım.
MHP liderliğinin, MHP tabanının kendilerinden böyle sözler duymak istediğini düşünmesine çok şaşırırım, çok hayıflanırım.
Ben, MHP tabanının çok çok önemli bir bölümünün hak-hukuk hassasiyetine sahip insanlardan oluştuğunu düşünürüm.
Nereye oturur o küfürname hak-hukuk hassasiyeti deyince?
.....
MHP şu sıralar gerçekten "yanlışı oynama"nın sıkıntısını yaşıyor.
Şu halk oylamasında, hadi BDP'yi bir kenara bırakalım, CHP ile yan yana düşmek nasıl anlatılır MHP tabanına?
Daha, 411 oyla geçen Anayasa değişikliğine yönelik CHP'nin iptal davasının ve Anayasa Mahkemesi'nde verilen iptal kararının mürekkebi kurumadı.
Sormaz mı MHP tabanı?
-Anayasa Mahkemesi'nin şu ana kadarki statüsünden çok mu memnunsunuz?
-Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısından çok mu memnunsunuz?
-YAŞ kararlarının yargıya kapalı olmasından çok mu memnunsunuz?
-Sivillerin askeri mahkemede yargılanıyor olmasından çok mu memnunsunuz?
MHP tabanının içi rahat değil, Başbakan'a ve AK Parti hükümetine karşı ciddi eleştirileri bile olsa, sonuçta Başbakan'ın "Nasıl, hangi mantıklı gerekçeyle hayır oyu vereceksiniz" sorusunun cevabını bulmakta zorlanıyor.
.....
Başbakan'ın 12 Eylül dönemi idamları için gözlerinin yaşarmasını "sahte" bulmak!
Niye ki?
Ağlayabilen bir Başbakan olması kötü mü?
Bırakın ağlayabilsin Başbakan.
Ben, bir MHP yöneticisinin de gözyaşını görebilsem diye düşünürüm...
Ama o küfür dolu sözlerin içine gözyaşı karışabilir mi?
.....
Bir MHP yöneticisi, "Arkadaşlarımız idam sehpasına yürürken AK Partililer ne yapıyordu" diye sormuş.
Ben bu sözdeki "Arkadaşlarımız..." ve "AK Partililer ne yapıyordu" sözcüklerine takıldım.
Evet, "ülkücü camia"dan pek çok genç, 12 Eylül öncesinde-sonrasında hayatlarını kaybettiler. "Arkadaşlarımız" diye anlatılanlar onlar olmalı. O dönemde AK Partililer ne yapıyordu, kuşkusuz ülkücü camia gibi ateş hattında değillerdi. O dönem ateş hattında olmanın, hangi memleket sevdasına tutulmak, hangi oyuna kurban gitmek, hangi ihtilal zemini hazırlama projesinin içinde kalmak, ellere tutuşturulan silahların hangi ellerden geldiğini görememek gibi boyutları da var, onun muhasebesini yapan ülkücüler de var, o başka...
Ama o "idam sehpasına yürüyen arkadaşlar"a atıf yapan MHP yöneticisinden, şu an MHP yönetiminde bulunan kişilerin o gün ne yaptıklarına dair de bir açıklama istesek...
Bahçeli neredeydi, Paçacı neredeydi, Vural neredeydi, Bal neredeydi?
O soruyu merhum Muhsin Başkan sorsaydı, sanırım daha anlamlı olurdu...
.....
Ağlayabilmek insanlıktır.
Ben çok şeye ağlıyorum.
Bir şehit annesine bakmaya dayanamıyorum, bir şehit babasının içine akıttığı gözyaşlarına bakıp ağlıyorum.
Askerde verilen üç kuruşu fukara babasına gönderen asker haberini okuduğumda, şehit babasını törene hazırlamak için gece dükkan açtırıp elbise giydirildiği haberini okuduğumda, fukaralık ve şehitliğin böylesine yan yana gelişine ağlıyorum. Öksüz kalmış bir çocuk yüzüne baktığımda, bir annenin "Ne olur, şaka yaptım de geri gel oğlum" çığlığını duyduğumda, dağa çıkan oğlu için ağlayamayan anneyi gördüğümde ağlıyorum.
Mamak ve Diyarbakır cezaevlerindeki işkence öykülerini okuduğumda içim kan ağlıyor.
Mahkûmlara günde 100 kere İstiklal Marşı okutturulduğunu, bir köpeğe tekmil verdirildiğini okuduğumda ağlıyorum.
Ne yapayım ağlıyorum ve ağlayabilen bir başbakanın bulunmasını, Türkiye'nin iyi yanı olarak görüyorum.
Ya Türkiye'yi hep "Denge olsun diye bir sağcı bir solcu astık" diyen kişiler yönetseydi?..
BUGÜN
YAZIYA YORUM KAT