O haberin neresi hedef gösterme?
Bugün birçok kartel gazetesinde, zil takıp oynayanları göreceksiniz.
Niye?
Vakit generalleri hedef göstermekten mahkum olmuş!
Ama bir tanesinin bile, “Mahkumiyete sebeb olan şu haber neymiş, ifadeler neymiş, gerçekten bir hedef gösterme sözkonusu mu?” diye olayı sorgulayacaklarını sanmıyorum.
Onlar yapmayacaktır.
Biz olayın gerçeğini ortaya koyalım.
Mahkeme böyle karar vermiş olsa da, bu işin Yargıtay’ı olduğunu hatırlatalım.. Esas önemli olanın “Kamu vicdanında mahkum durumuna düşmemek” olduğunu ortaya koyalım..
Buyrun, öncelikle iddianamedeki suçlama ne imiş, ona bakalım: “Halk onları mahkum etti.. Sıra Yargıda..”
Başlık ve üst başlık bu..
Söyler misiniz, birilerinin halkın gözünden düştüğünü söyleyip, yargının da, bu kişiler hakkında bir karar vermesi gerektiğini hatırlatmak, ne zamandan beri suç oldu?
“Ey terör örgütü.. Bak şu adamları sana bildiriyorum. Bunları gidin ....” diye bir ifade yok. Tam aksine, açık ve net ifadelerle, “Ey yargı.. Bak şu adamlar, hukuka aykırı işler yapmış. Bunları yargıla, kararını ver” çağrısı var..
Biz, anayasadaki yargı organlarına çağrıda bulunuyoruz. Savcı “terör örgütlerine çağrı yapıldı” diyor!
Siz yargıya hitap ediyorsunuz, mahkeme “terör örgütlerine çağrıda bulundunuz” diyor!
Söyler misiniz, nasıl bir iş bu?
Bazı yerleri es geçiyorsun diye aklınızda bir soru işareti oluşmasın.. İddianameyi aynen alıntılıyorum size (Birebir alıntıdır): “.. onlar Sincan’da tank yürüttüler.. Andıç listeleri hazırladılar.. Kebapçıları bile fişleyip kara listeye aldılar.. Yargı mensuplarını brifinglerle yönlendirdiler.. Halkın oyuyla göreve gelmiş bir iktidarı düşürttüler.. İmam Hatip liselerinin orta kısımlarını kapattırdılar.. Halk onları defterden sildi ama, yaptıklarını unutmadı.. Halk, 28 Şubat darbecilerinden hesap sorulmasını istiyor. Yargılayın şunları!.. Kullanıldılar.. Bir zamanlar aslandılar, şimdi sesleri çıkmıyor..”
Haydi bakalım söyleyin.. Sadece hukukçular değil, Türkiye’de yaşayan herkes fikrini beyan etsin.. Bu ifadelerle terör örgütlerine hedef gösterme suçu işlenmiş olur mu?
Hani, bu ifadelerin neresinde “terör örgütü”?
Haberdeki ifadelerin tamamı, kamuoyunda tartışılan, eleştirilen maddi gerçekler..
28 Şubat sürecinde, Sincan’da tanklar yürümedi mi?
Var mı, “Yalan bu. Tanklar yürümedi. İftira ediyorsun” diyen bir tek insan?..
“Andıç listeleri” hazırlanmadı mı? Akit gazetesi de dahil olmak üzere, bazı gazeteler ve gazeteciler dahi andıçda suçlanmadılar mı? Bunların belgeleri mahkemelere intikal etmedi mi? Şimdi “Andıç listeleri hazırlandı” demek, nasıl suç olarak kabul edilebilir?
Kebapçılar fişlenmedi mi bu ülkede? Milliyet gazetesi, postmodern darbecilerin sözcülüğüne soyunup, tek tek firma isimlerini yayınlamadı mı, “Ambargo listesinde yer alanlar” diyerek.. Türkiye’nin dört bir yanındaki şirketler, bu gazeteye dava açıp, “Bizi ambargo listesinde yayınladılar” diye davacı olmadılar mı? Biz hayal mi gördük, yoksa kendi kafamızdan mı uydurduk bunları?
Buyursun söylesin, cezalandırılmamızı isteyen savcı. Buyursun, gerekçeli kararında anlatsın mahkeme, bunları.. Neymiş burada yalan olan, bilelim! Neymiş burada yanlış olan, öğrenelim!
Genelkurmay’ın yargı mensuplarına verdiği brifingden habersiz mi savcı? Anayasa Mahkemesi’nin o dönem başkanı olan Y. Güngör Özden,Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş başta olmak üzere, yargı mensupları, o günün hükümeti aleyhine görüntülerin yer aldığı sinevizyon gösterisini izleyip, sonra ayağa kalkıp; paşaları alkışlamadılar mı?
Bu görüntüleri rüyada mı gördük biz?
İmam Hatip Liselerinin orta kısımları kapatılmadı mı? Savcımız bizim dediğimize inanmıyorsa, Resmi Gazete’ye bakıp, işin gerçeğini öğrenme imkanı da mı yoktu?
Halkın oyuyla gelen iktidarı düşürdüklerini, o dönemin egemen isimleri, şimdi ağızlarını yaya yaya, ballandıra ballandıra anlatmıyorlar mı? Bugün görevde olan egemenlere de, “Şöyle yapın, böyle talepde bulunun” diye akıl vermiyorlar mı?
Hangisi yalan, hangisi hedef gösterme; iddianameye alınan bu ifadelerin?
Ve sonuçta iki yıl önce yayınlanan manşet haberimizde istek şu şekilde ifade ediliyor: “Yargılayın bunları”.
Kime deniliyor? Bağımsız mahkemelere.
Savcı ne anlıyor? “Terör örgütleri, yargılasın bunları”..
El insaf! Bu kadar yanılgı, bu kadar çarpıtma olabilir mi?
Ve İlhan Selçuk için ayağa kalkanlara soruyorum, buyrun haber de, iddianame de, mahkemenin kararı da ortada.. Buyrun söyleyin, “bu haberin neresi hedef gösterme?”
Haydi gösterin ikiyüzlülüğünüzü.. “Vakit hedef göstermekten mahkum” deyin.. Kendinizin, silahlı terör örgütleri ile ilişkinizi bile gizlemeye çalışın. Bizim, darbecilerin hukuka aykırı işlemlerinin yargılanması için yaptığımız çağrımızı bile suç gibi gösterip, verilen kararı alkışlayın. Size yakışan da budur.
Vakit Gazetesi
YAZIYA YORUM KAT